English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ U ] / Uzaklaştırma

Uzaklaştırma tradutor Espanhol

1,175 parallel translation
İşini yarım yamalak yaptığı için Onbaşı Ramsey uzaklaştırma almış.
Había suspendido a Ramsey dos semanas por hacer una cagada.
Hepsi o uzaklaştırma aldıktan sonra sarılmıs.
Todos han sido revisados desde que le supendieron.
Sahada yaptığın şeyin okuldan uzaklaştırma olarak sana dönmesini istemezsin herhalde.
Lo último que necesitas es que este incidente en el campo... se convierta en una expulsión del colegio.
Uzaklaştırma olayı yüzünden takımdakilerin çoğu küçük. Bu yüzden Nathan'a karşı çıkamıyorlar.
Debido a la suspensión, casi todos son más jóvenes y no van a enfrentarse a Nathan.
Morales, Em City'ye geri dönüyor, ve ben ceza bir aylığına... uzaklaştırma aldım... Ücretsiz olarak.
Pues Morales viene en camino a Em City y a mí me multaron y suspendieron un mes entero, sin pago ni beneficios.
Matematik öğretmeni Bay Dorf'a sakso çektiği için uzaklaştırma almıştı.
La expedientaron por comersela al profesor Dorf, a Head, el profe de mates.
Dr. Brogan bir ay ücretsiz uzaklaştırma alacak fakat iyi tarafı, arka bahçemde köpükten bir elbiseyle koşacak ben de Baxter'ın saldırı derslerinin işe yarayıp yaramadığını öğreneceğim!
El Dr. Brogan será sancionado sin una semana de sueldo, pero podrá dar vueltas en mi jardín con un traje de espuma, para ver si las clases de ataque de mi perro Baxter valieron la pena. - ¿ Queda claro?
Eğer onu, bu kadar çok seviyorsan, Onu kendinden uzaklaştırma.
Si la amas tanto, no la alejes.
Üç alkollü araba kullanma cezası var ve aile içi şiddet yüzünden uzaklaştırma cezası almış.
Condujo ebrio, seis meses de probación por violencia doméstica.
- Bir hafta uzaklaştırma, Doug.
- Sólo queda una semana de clase.
Ve kendini onların evinden yeternce uzak tutmazsan, sana karşı çıkarttıkları uzaklaştırma emrini bozmuş olacaksın.
Y si usted no se aleja lo suficiente de su casa estará violando la orden de alejamiento que pidieron contra usted.
Sadece birkaç gün uzaklaştırma alırım, Lomax.
Días de suspensión, Lomax.
Birkaç gün uzaklaştırma.
- Días de suspensión.
Ömrünün sonuna kadar uzaklaştırma alacaksın.
Quedará suspendida el resto de su vida adolescente.
Okuldan uzaklaştırma aldım, Melissa beni görmek istemiyor ve annem benim yüzümden bitkisel hayata girdi!
Me expulsaron, Melissa no quiere verme y mi mamá... ¡ Mi mamá tomó sobredosis por mi culpa!
Uzaklaştırma aldığım için hap içti!
Tomó píldoras porque me expulsaron.
- Uzaklaştırma emri aldırmanın tek yolu bu.
Sólo así puede obtener una orden de restricción.
Alan Shore adındaki avukat uzaklaştırma kararı almaya çalışıyor, kanunsuz ihraç kararı.
Alan Shore solicita un mandamiento en contra del despido injustificado.
Geçici uzaklaştırma talebi reddedildi.
Petición de orden de restricción, denegada.
Bu sizin stresi uzaklaştırma şekliniz.
Así es como liberan el estrés.
Peder Callahan, uzaklaştırma emri çıkarttırmakla tehdit ediyor.
- El padre Callahan amenaza con una orden de arresto.
Uzaklaştırma mı aldın?
¿ Te suspenderán?
İşin içine uyuşturucu girince, 30 günlük uzaklaştırma verilir.
Cuando hay drogas, damos una suspensión de 30 días.
- Onlara uzaklaştırma vermek istedi.
- Quería suspender a los chicos.
Ama bir şey olmadı. Ve Dr. Kim, Ryan'ın uzaklaştırma cezasını kaldırdı.
Y la doctora Kim anuló la suspensión de Ryan.
Uzaklaştırma, hatta atılma kararı verilebilir.
La suspensión o incluso la expulsión serán discutidas.
Mahkeme uzaklaştırma kararı da alabilir onu hapse de gönderebilir.
Ya sabes, desde una orden de alejamiento hasta una temporada en la cárcel.
Olanlardan sonra uzaklaştırma alman gerekirdi.
Y por encima de todo, tenías que conseguir ser expulsado.
İkinize de uzaklaştırma verebilirim...
Los podría suspender a los dos.
Uzaklaştırma aldığına inanamıyorum.
No puedo creer que hicieras que nos suspendieran.
Bence bu tür bir davranış okuldan uzaklaştırma cezası gerektirir.
Lo lamento, pero este tipo de comportamiento exige suspensión.
Charlie, bugün az kaldı okuldan uzaklaştırma cezası alıyordu.
Charlie, percibiste que él estuvo a punto de ser suspendido Hoy?
Sadece... beni kendinden uzaklaştırma.
Sólo no me dejes afuera.
Benimle ilgili disiplin sorunun varsa, beni rapor et ya da bana uzaklaştırma ver.
Si tengo un problema de disciplina... escríbame una nota o suspéndame...
Ayrıca, sadece uzaklaştırma cezası aldım.
Además, sólo me suspendieron.
Sırada ne var? Zevksiz giyinme yüzünden uzaklaştırma mı?
Si fallaran, ustedes van a fallarles a sus compañeros... van a fallar con su editor y ustedes...
Dedi ki, "Sırada ne var? Zevksiz giyinme yüzünden uzaklaştırma mı?" Kelly ve Ashley katılmadılar tabii.
Pero te digo, que si tu directora me llama... le voy a decir que me bese el trasero.
Ama lezbiyen sözcüğünü görünce herkes rahatsız oluyor. Bu yüzden uzaklaştırma cezası aldım.
Un muchacha va al colegio con una camisa... escrita Ozzy Osbourne atrás y a nadie le importó... pero, si tiene escrito "Lesbiana", todos se ofenden.
Senin için uzaklaştırma emri çıkartmamış mıydım ben?
¿ No tengo una orden de restricción?
Ona karşı uzaklaştırma emri çıkarmamış mıydın, canım?
¿ No tienes una orden de restricción contra él, cariño?
Espri yapmak ve hava durumundan yakınmak benim için ayrıca... dikkatleri çok ciddi bir sorun olan... hayatımı mahvettiğim gerçeğinden... uzaklaştırma yöntemidir.
También uso el humor y las quejas sobre la temperatura... para desviar mi atención... del grave hecho... de que estoy arruinando mi vida.
Kovulma ve uzaklaştırma cezası alırsanız, tartışmayacaksınız, küfür etmeyeceksiniz, veya açık saçık konuşmayacaksınız. İffetsiz davranışlarda bulunmak da yok.
El dolor de la destitucion Instantanea y el destierro, no deberás discutir, jurar... o decir nada malo y lascivo.Nunca comportarse lascivamente
İnanmıyorum. Mezuniyetten iki ay önce uzaklaştırma mı almış!
No me lo puedo creer. ¡ Expulsado dos meses antes de la graduación!
Uzaklaştırma cezan daha yeni sona erdi.
Vengo de una suspensión.
Bir hasta daha şikâyet ederse uzaklaştırma alabilirsin.
Una queja de un paciente más y te suspenderán.
Geçen yıl uzaklaştırma aldığım zamanı hatırlıyormusun?
¿ Recuerdas que el verano pasado no me tomé vacaciones?
"Uzaklaştırma"
AVISO DE SUSPENSIÓN
Matt uzaklaştırma kararı aldırmış.
Matt hizo que me entregaran una orden de restricción.
Birbirleri için uzaklaştırma emri çıkarttılar, hep bağırışırlardı.
- ¿ Por qué desagradable?
Bitirene kadar kendini uzaklaştırma almış varsay.
¡ Considérate suspendido hasta que lo hagas!
Beş gün uzaklaştırma aldım. "Evine git."
Yo resolví llevar algunos condones... pegados a mi camisa... 5 días de suspensión.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]