Uğraşıyorsun tradutor Espanhol
1,412 parallel translation
Ama neden bir fahişe gibi görünmek için bu kadar uğraşıyorsun?
Porque sufre tanto para hacerse pasar por prostituta?
Yapma Carlito. Nelerle uğraşıyorsun?
Vamos, Carlito. ¿ A qué te dedicas?
Neyle uğraşıyorsun?
¿ Y tú qué haces?
Ne işle uğraşıyorsun?
¿ Y tú qué haces?
- Gerçekten tavuklarla mı uğraşıyorsun?
Has cortado pollo toda la noche.
Hangi sporla uğraşıyorsun?
¿ Qué deporte haces?
Niçin bu külüstürle uğraşıyorsun?
¿ Que tiene ese viejo coche?
Başka kurumların umurunda değilken çocuk pornografisi ile ne kadardır uğraşıyorsun?
¿ Cuánto tiempo ha pasado hasta que desmantelaron esa red de pedofilia?
Nasıl bilebilirsin ki Sen zeytin yağı ile uğraşıyorsun.
¿ Y tú que sabes? vendes aceite de oliva.
Neden beni yakalamak için bu kadar uğraşıyorsun?
¿ Por qué te esfuerzas tanto en tomarme?
Küçüklüğünden beri mi dövüş sanatlarıyla uğraşıyorsun?
Has estado practicando las artes marciales desde que eras pequeño?
- Sakın kendini... -... benimle uğraşıyorsun. -... haklı göstermeye...
Llevas toda la semana molestando a mis- ¡ No te atrevas a hablarme así!
Aslında ben değişken bie dönem içerisindeyim. Geçen seneki gibi,... herkes manken olmam tavsiye ediyordu. Ama sürekli fotoğraf çekimleri ve bir sürü şey ile uğraşıyorsun.
Basicamente me encuentro en transición en este momento. pero tienes que ir a sacarte unas fotos y todo eso.
Horatio'nun kan örneği ile mi uğraşıyorsun?
¿ Te ocupaste de la muestra de la sangre de Horacio?
Bizi öldürtmeye mi uğraşıyorsun?
¿ Quieres que nos maten?
Hayatı ona zehir edecek her şeyi yaptım. Gelelim sana. Ona her fırsatta yardım etmek için uğraşıyorsun.
Y nos trata a los dos exactamente igual.
Uğraşıyorsun Lil bazen bu kadar oluyor işte.
Estás trabajando, Lil. A veces es todo lo que hay.
Ne uğraşıyorsun, sadece parçalara, izlere filan bakmayacak mısın?
¿ Por qué molestarse? ¿ No buscas huellas y restos en los trozos?
Ne yapıyorsun? - Borsayla mı uğraşıyorsun?
Maldito NASDAQ, ¿ qué te pasa?
O. Yanlış insanla uğraşıyorsun
Te metiste con la persona equivocada, amigo.
Nasıl derler, mevzu şu psikopat kişiler hep iyi ve hoştur, ama sen burada başka bir seviye ile uğraşıyorsun.
Ves, la cosa es... los psicópatas humanos están muy bien, pero aquí estás tratando con otro nivel.
Boşuna uğraşıyorsun, adamlarım daha kapıdayken durdururlar.
Su llamada es inútil, mis hombres los detendrán en la entrada.
Amerika'da ne işle uğraşıyorsun?
¿ Y a qué se dedica en los EE.UU.?
Tatlım sanırım sen bunları anlamak için çok uğraşıyorsun..
Cariño, creo que estás haciendo mucho barullo acerca de esto.
Hala romanınla mı uğraşıyorsun?
Escribes esa novela, ya veo.
Ve saldırıya uğrayan ben olurken, bayan McGraw neden kendimi suçlu gibi hissetmem için uğraşıyorsun?
¿ Y por qué es, Srta. McGraw, que yo soy el que ha sido violado, y aún así me hace sentir como si yo fuera el perpretrador?
Neden bu basit eşitliklerle uğraşıyorsun?
¿ Por qué estas ecuaciones elementales han capturado tu imaginación?
Sabah sabah bahçeyle mi uğraşıyorsun?
Una pequeña mañana de jardinería.
Fez, niye Randy ile uğraşıyorsun?
¿ por qué sacas a Randy?
Kaç davayla uğraşıyorsun Rockford?
¿ En cuantos casos estás trabajando, Rockford?
Bir sürü işle uğraşıyorsun.
Tienes muchas cosas en la cabeza ahora
Boşuna uğraşıyorsun, Don.
No lo va a convencer.
- Niye onu okumaya uğraşıyorsun?
- ¿ Por qué intentas leer esa palabra?
Yanlış fareyle uğraşıyorsun.
Ok, eso es.
Niye onları kapatmak için uğraşıyorsun?
¿ Por qué estás obligada a esconderlo?
Niye hala göl eviyle uğraşıyorsun?
¿ Por qué sigues retocando la casa del lago?
Avi'nin ölümünden sonra. Bağı yıkmayı neden uğraşıyorsun?
Después de la muerte de Avi, yo me tendría que haber ido.
Oğlunun ölümünden sonra olmuş, neden benim ablamın ölmüş olduğu yarısından kalan... torununu yakalarken onuda tamamen yok etmek için uğraşıyorsun.
Por eso, después de perder un hijo, de mi cuñada..... por arrebatando a su nieto, él ahora desea totalmente terminarla.
Brando gibi büyük bir aktörle ne diye uğraşıyorsun?
¿ Por qué trata de molestar a un gran actor como Brando?
Ne işle uğraşıyorsun?
¿ Y usted que hace?
Hayır, öyle şeylerle uğraşıyorsun ki.
No, tienes tantas cosas que hacer.
- Metamorfoz... - Hey. Hayatım hâlâ onunla mı uğraşıyorsun?
Hola, cariño, ¿ qué haces todavía despierta?
Niye uğraşıyorsun ki?
¿ Por qué te molestas?
Neden benimle uğraşıyorsun?
¿ Por qué me estás molestando?
Yanlış adamla uğraşıyorsun!
¡ Te metiste con la persona equivocada!
Sen hala efsaneler ve gizemlerle uğraşıyorsun.
Creí que ya no querías perseguir mitos y leyendas.
Beni becermeye mi uğraşıyorsun?
¿ Tienes que convencerte para follarme?
Napıyorsun? Uğraşıyoruz.
- Veníamos sin problemas.
- Boşa uğraşıyorsun.
- Es un caso perdido.
Neden hala uğraşıyorsun?
¿ Para qué te aferras?
Onca zamandır ne diye uğraşıyorum sanıyorsun?
¿ Qué crees que intento hacer desde el principio?