English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ V ] / Vahsice

Vahsice tradutor Espanhol

1,061 parallel translation
Bu ülke, onları vahşice sularını sıkarmış gibi çalıştırarak onların emeklerinin sırtından sanayileşti Hiç beklemeden hem de.
Es con su sudor, arrancado violentamente la forma como se ha industrializado este país desde el principio.
Vahşice
Violentamente.
Bakirelerle yapılacak en iyi şey vahşice düzüşmek.
Con una virgen, lo único que puede hacer es asaltarla ferozmente.
Tanrıdan korkmadan vahşice, sadistçe masum bir kadına saldırmak!
EI tomar a una mujer inocente... y asaltarla de una manera brutal, sádica, profana...
"Göz kamaştırıcı bir başarıyla yürütülen operasyonu, biri ambulanstaki doktora vahşice saldırıp kaçan, dört kişi gerçekleştirdi."
"Cuatro hombres realizaron la sorprendente y exitosa maniobra. Uno huyó de una ambulancia luego de atacar a un medico".
- Ona vahşice saldırmadım. - " Bir diğerinin ise Westbury 11. caddeden,
No lo ataqué.
Vahşice değildi. Bu palavra habercilik "Times" ta olsa neyse.
El "Times" es el que informa mal.
Dağ aslanlarıyla vahşice sevişirim.
Hacer el amor salvajemente con pumas.
Bu korkunç. Çok vahşice.
Es un espectáculo abominable.
Bugün, Finlandiya karla kaplı toprakları üzerinde vahşice saldıran düşmana karşı savaşıyor.
Finlandia hoy, entre la nieve y sus lagos helados esta luchando contra las fuerzas de una violencia sin escrúpulos del mismo modo que lo hacemos nosotros
Hector'un dostlar arasında olduğunu zannettiği sahnedeyiz, ki o dostlar birazdan, haber vermeden vahşice öldürecektir onu, ve cesedi, savaş alanından bir atın kuyruğuna bağlanmış halde sürüklenecektir.
La escena en que Héctor, creyendo estar entre amigos, es asesinado brutalmente, sin previo aviso y su cuerpo arrastrado del campo de batalla atado a la cola de un caballo.
Vahşice saldırıyormuş gibi yapıyor, ama hedefi vurmadığından emin olmalı aksi takdirde düşman, hiç dişleri olmadığını keşfeder.
Aparenta atacar violentamente, pero se asegura de errar para ocultar que no tiene dientes.
Oh, bu vahşice.
- Esto es brutal.
Zürih'teki adamın... bir çok ajanımızı vahşice katlettiğine inanmak için... geçerli sebeplerimiz var.
Tenemos motivos para creer que el hombre de Zurich es responsable del asesinato de varios de nuestros agentes y de una forma brutal.
Pek çok güzide vatandaşımız vahşice öldürülen gazeteci Bay Tötges'e son görevlerini yerine getirip, dua ediyor.
Muchos de nuestros ciudadanos prominentes están dando sus últimos respetos al salvajemente asesinado periodista, Sr. Toetges.
Cesetler ortalığa saçılmıştı, vahşice parçalanmışlardı.
Cadáveres desparramados, mutilados horriblemente.
Ama bu çok vahşice.
Pero parece tan cruel.
Bana yalan söylendi, saldırıldı, adamlarıma vahşice davranıldı, öldürüldü!
Me han mentido, asaltado, ¡ he visto a mi gente brutalmente asesinada!
- Vahşice yok edilmiş...
- Destruyó vilmente mis...
Eminim babamı vahşice öldürmüştür. - ama o işi aldığında riskleri biliyordu.
Claro que es terrible que matara a mi padre pero él sabía los riesgos cuando asumió el trabajo.
Fishtown'lu gençler, Dylan Noakes ve Teddy Nimmo üç, 5. sınıf çocuğunun, vahşice öldürülmesi davasında suçlu bulundu.
Los adolescentes de Fishtown Dylan Noakes y Teddy Nimmo... han sido condenados hoy por las brutales muertes... de tres chicos de 5º grado de la ciudad.
Ölümünden dolayı Claude'un beni suçladığı her sefer kendi ölümümden dolayı yine beni vahşice suçlayacak.
Si Claud me culpa de tu muerte, también me culpará de la mía.
Bu çocuk vahşice dövülmüş.
Le han dado una paliza salvaje.
Kocanız bu adamı bulmama ve bu vahşice cinayetlerin engellemeye yardım edebiliyorsa beni reddetmeye hakkınız var mı?
Si su marido puede ayudarme a encontrar a quien ha hecho esto y puede ayudarme a prevenir otro crimen atroz como estos ¿ tiene derecho a negarme verlo?
Orada, ondan hiçbir görüntü yoktu. O vahşice cinayetin işlediği yerde yani.
No pude encontrar ninguna imagen suya allí donde había cometido un crimen tan atroz.
Sadece tahminler ve vahşice varsayımlar.
- No tiene pruebas. Sólo suposiciones...
Bırakalım vahşice yaşayıp beslensinler. Bütün bu otorite olan karşıtlık saçmalık.
Les dejan hacer lo que quieren y les inculcan sandeces proletarias.
Bakın doktor. Elimizde vahşice katledilmiş bir kadın var. Bana söyleyeceğiniz şeyler için artık utanç duyamaz.
Mire, doctor, tenemos una mujer que fue asesinada brutalmente, que pasó el punto de sentirse avergonzada por cualquier cosa que usted pueda decirme.
Dün, genç bir çiftin vahşice katlinden sonra Ney York Polis müdürü Paul Delaney, bölgede 5 vahşice ölüme neden olan caniyi yakalamak için düzenlenen soruşturma ve insan avı için, özel bir ekip görevlendirdi.
Paul Delaney, a puesto un equipo especial... de detectives en la investigación... para atrapar al loco de las 5 muertes, cerca del area...
Eski bir inanışa göre, onlar sadece vahşice öldürülenlerden yapılabilir.
"... solo se puede hacer con personas que han muerto... violentamente. "
Çocuğun arkadaşlarından biri tarafından vahşice dövüldüğüyle ilgili gerekli bilgileri verdim ve saldırgan da tespit edildi.
Me han informado, que había sido brutalmente golpeado por uno de sus compañeros y que el atacante ha sido identificado.
Vahşice dövdüler.
Acabaron conmigo.
Ne kadar vahşice.
Menuda locura.
Peter ergenlik çağındayken Rhode Island'da yakında tanıdığı bir kız vahşice katledilmiş.
Cuando Peter era un adolescente en Rhode Island... una chica que él conocía fue asesinada... brutalmente.
Ama bana kalırsa bu işlem çok vahşice bir yöntem.
Pero pienso que la lobotomía es un recurso bárbaro.
- Hiç bu kadar vahşice davranmamıştı.
- Nunca había sido tan violento.
Adamları senin ve kaledeki tüm kadınların vahşice ırzına geçeceklerdir.
Cuando sus hombres lleguen, violarán a las mujeres del castillo.
Noel'e birkaç gün kala gözleri aç kurtlar gibi vahşice parıldamaya başlardı.
Pocos días antes de Navidad, sus ojos brillaban vorazmente.
Dr Lewin, bir çocuk pornografi zincirinin kurbanı olduğuna inanılan, vahşice öldürülen, dokuz çocuktan birinin babasıydı.
El Dr. Lewin es el padre del niño de ocho años Daniel Lewin. Daniel Lewin era uno de los nueve niños asesinados salvajemente... en lo que la policía sospecha que es una red de pornografía infantil.
Ya vahşice dövülürken kardeşimin hakları?
¿ Y los derechos de mi hermana cuando la violaban?
Jacques Massoulier'in yakın mesafeden ateşlenen bir av tüfeğiyle katledilmesi sonrası..... ve Marie-Christine Vercel'in kendi yatak odasında vahşice öldürülüşü sonrası..... işte şimdi üçüncü kurban "Eden" sineması gişe memuresi..... bir saat önce film sırasında salonun loşluğunda alçakça öldürüldü.
Tras el asesinato de Jaques Massoulier, muerto de escopeta disparada a bocajarro y el asesinato de Marie Christine Vercel en su propio dormitorio, aparece una tercera víctima. La cajera del cine Edén. Asesinada allí hace apenas una hora, en la oscuridad de la sala de proyección.
Adam da onun bakışından garip bir şekilde..... etkilenmiş gibiydi, ve onun vahşice bir jest yaptığını gördüm.
El hombre también parecía estar extrañamente afectado por la vista de ella, y lo vi gesticular violentamente.
Vahşice tahrip edilmemiş tek bir telefon bulmak için kilometrelerce yürümek lazım!
Hay que caminar millas para encontrar uno que no haya sido destrozado.
Bay Gold, bildiğiniz gibi Bölge Başsavcısı James Lister Bailey Skandalında böyle vahşice öldürülen ikinci tanık oluyor.
Sr. Gold ¿ se ha percatado de que el Sr. Lister es el segundo testigo del Escándalo Bailey que muere súbitamente?
Filmin içerdiği aşırı miktardaki vahşice ve insanlıktan uzak açık şiddetten dolayı bu filmi, 18 yaşından küçüklere göstermek ya da satmak yasaklanmıştır.
Vender o mostrar este film a menores de 18 años... está prohibido debido a la aparición de una gran violencia gráfica, crueldad y brutalidad dentro del mismo.
Ve şimdi de, bağırsakları vücudunda vahşice dans etmeye başlıyor ve birçok çiçek canlanıyor.
Y ahora, sus intestinos danzan animosamente sobre su cuerpo y florecen muchas flores.
"Meşru müdafaa halinde psikopat bir katili vahşice öldürmüş."
Mató a un loco en defensa propia.
Page Forrester'ın, Baker Sahili'ndeki sayfiye evinde... vahşice öldürülmesi hakkında hala çok az şey biliyoruz.
Los detalles del brutal asesinato de Page Forrester... en la casa de la playa de los Forrester en Baker Beach son aún poco claros.
İddia makamı, bu yılın 12 Haziran gecesi... sanık John C. Forrester'ın... karısını ve hizmetçisini vahşice öldürdüğünü kanıtlayacak.
La Acusación demostrará que en la noche del 12 de junio de este año... el acusado, John C. Forrester... asesinó brutalmente a su esposa y a su asistenta.
Öldüğünde... vahşice katledildiğinde...
Demostraremos que en el momento de su muerte... de su brutal asesinato...
Bu, Jack Forrester'dı. Karısının ve hizmetçisinin vahşice öldürüldüğü cinayetlerden suçsuz bulundu.
Era Jack Forrester... declarado inocente de los brutales asesinatos de su mujer y su asistenta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]