English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ V ] / Vefat

Vefat tradutor Espanhol

2,802 parallel translation
- Yangından hemen önce vefat etti.
- ¿ Dónde está ahora?
Çocukluğunda vefat etmişler.
Murieron cuando él era muy joven.
Mektup yeni kocasındandı. Diyordu ki, annem vefat etmiş.
Sí, era de su nuevo marido, y sólo dijo que ella había - había fallecido.
Meydana gelen beynel bir oluşum nedeniyle bu sabah anneniz vefat etti.
Eh, tu madre murió esta mañana a causa de una gran ce-re-bral...
Tim'le beraber Masterson karakoluna gidin ve Drew'nun vefat etmediği haberine nasıl tepki vereceğine bir bakın.
¿ Por qué no van Tim y tú a Masterson, a ver cómo... reacciona cuando le des la noticia del fallecimiento de Drew?
Vefat etti.
Pero falleció.
Lenny, ailen vefat ettiğinde keder ve öfkeyle dolduğunu biliyorum.
Lainee sé que estabas confundida, molesta y enojada, cuando tus padres murieron.
Babam vefat ettiğinde hep yanımda oldu.
Él estuvo realmente allí para mí, cuando mi padre falleció.
Bugün sizinle ve vefat eden haraçlarınızın aileleriyle beraber burada olmaktan gurur duyuyoruz.
Es un honor, estar aquí con ustedes hoy. Y de estar con las familias de sus Tributos caídos.
Çocuk sadece annesi vefat ettiği için üzgün.
El niño está triste porque su mamá falleció.
Angel, bana vefat etmiş akrabalarının isimlerini verebilir misin?
¿ me dices los nombres de los parientes fallecidos?
Yeğeni Georgie'nin nişanlandığı kızın annesi vefat etmiş.
A la prometida de su sobrino, Georgie, se le murió la mamá.
Bir bakıma bize bir uyarı olarak vefat ettiğine inanıyorum.
Creo que murió como una advertencia, de cierta forma.
"Eğer bu küçük, üzücü konuşmayı dinliyorsanız, ben vefat etmişimdir." "Ve bununla ilgili en kötü şey ise, hayatta en çok sevdiğim iki kişi kızım saydığım Rose ve torunum saydığım Josh'la birlikte olamıyor olmamdır."
Si están escuchando este pequeño y lamentable discurso, es debido a que estoy muerta, y lo terrible de eso es que no estaré compartiendo mi vida con las dos personas que más amo en el mundo, mi casi-hija Rose y mi casi-nieto Josh. "
Avustralya ve Torres Boğazı yerlileri izlerken temkinli olmalıdır. Filmde vefat etmiş kişilerin ses veya görüntüleri yer alabilir.
Aborígenes y habitantes de la Isla Torres, tengan precaución al ver el filme, pues puede contener imágenes y voces de personas fallecidas.
Babam vefat etmişti.
Mi padre había fallecido.
Pazartesi günü vefat etmişti.
Falleció el lunes...
Ben daha küçükken annem vefat etti.
Mi madre murió cuando era muy joven.
Sahibinin babası vefat etti...
Falleció el papá del dueño.
Babası vefat etti demek.
¿ El papá murió?
Ortağınız vefat mı etti?
¿ Su último compañero?
- Vefat etti.
- Está muerto.
Vefat ettiğinde hepsi dökülmüştü.
Todo eso ya no estaba cuando falleció.
O vefat edene kadar bunu yapma cesaretimi toplayamadım.
Yo no me atreví a hacerlo hasta que esto paso.
Dük'ün vefatından sonra çok kötü.
Deplorable, desde el deceso del Duque.
Talan ile aynı hastalıktan muzdariptiler. Ama o, durumu çok çok ciddileşmeden vefat etti, savaşta.
Tenía la misma enfermedad que Talan, solo que murió en la guerra antes de agravarse.
Vefat etti.
Él falleció.
Komşu çoktan vefat etti.
Menos mal que la vecina se murió...
Vefat, 15 Eyl...
Muerto el 15 de Sep -
Vefat, 15 Eylül 1888.
Muerto el 15 de Septiembre de 1888.
Babası geçen yıl vefat etti.
Su padre falleció el año pasado.
Üvey kardeşim Kore savaşında vefat etti.
Mi hermano mediano murió luchando en Corea.
Vefat etti.
Falleció.
O gece Bay Usui hastaneye yatırıldı ama onun durumu kötü bir hal aldı ve dün vefat etti.
Sr. Usui fue enviado a el hospital esa noche... Sin embargo, su estado dio un giro para lo peor, ayer... y fallecio.
Farkında mısın bilmiyorum ama çalışanımız olan genç bir adam geçen hafta vefat etti.
No sé si sabe, pero un joven empleado murió la semana pasada.
Büyük ihtimalle Don LaFontaine'in sesini biliyorsunuzdur. Salı günü Los Angeles'ta vefat etti.
Es probable que ya conozcan la voz de Don LaFontaine quien murió el martes en Los Ángeles.
Sam, Don vefat edene kadar sen büyük film yapmıyordun.
Sam, tú no hiciste épicas hasta que Don murió.
Biraz önce vefat etti.
Acaba de fallecer.
24 sene sonra, 81 yaşında vefat edecek.
Moriría 24 años después, a la edad de 81 años.
Geçmişten konuşurlar. Üç sene önce vefat eden oğulları Willie'den gelecekten, yurt dışına seyahat etmekten ve Lincoln'ün avukatlığa geri dönme planlarından.
Hablan del pasado, sobre la muerte de su hijo, Willie, tres años antes, sobre el futuro, viajar al extranjero, y el plan de Lincoln de volver a su profesión de abogado.
Hayatta kalan tek oğlu Robert tarafından kısa bir süre bakımevine yerleştirilen Mary Todd Lincoln, kocasının öldürülmesinden 17 yıl sonra Springfield'da vefat etti.
TaMaBin : ) Brevemente internada en un asilo, por su único... TaMaBin : )... hijo sobreviviente, Robert, Mary Todd Lincoln murió en Springfield, 17 años después del asesinato de su marido.
.. sadece 2 hafta sonra.. .. Joe vefat etti.
Y un par de semana después, Joe falleció.
Geçen salı vefat etmesi tam bir sürpriz olur o zaman.
Ese sería un gran truco ya que murió el martes.
Murray'nin vefat eden oğlunun ismi ne?
¿ Cómo se llama el nombre del hijo que murió de Murray?
Değerli vaktinizi heba etmemek için, kızın vefatının yasını konuşmamızın ardından tutacağım.
Y en el interés de salvar el preciado tiempo, lamentaré su muerte luego de nuestra conversación.
Bay Grove'un karısı Harriet, dün gece uykusunda vefat etti.
La esposa del Sr. Grove, Harriet, murió anoche mientras dormía.
Annesi vefat etmiş ve tek kuruş parası yok.
Su madre ha muerto y ella no tiene ni un cuarto de penique.
- Yaşıyor mu yoksa vefat mı etti?
¿ Viva o fallecida?
- Vefat etti.
Fallecida.
Teyzen dün vefat etti.
Falleció ayer.
Vefat etti!
¡ Se ha ido!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]