Vick tradutor Espanhol
336 parallel translation
- Bu Vicks.
- Es Vick Vapo-Rub.
Vick, Tony'i hemen oraya gönderiyorum.
Vick, te tengo que enviar a Tony enseguida.
Biliyorum ama Bobby vurulmuş.
Lo sé Vick, pero mataron a Bobby.
Onları buradan uzaklaştır, Vick. Lütfen götür onları.
Por favor, llévatelos, Vick.
Merak etme.
No te preocupes Vick.
Bir şey yok. Vick gittikten sonra uyuyamadım.
No me pude dormir cuando se fue Vicky.
Hayır demem. Saat daha 9.
Vick, no es por nada.
Aman, Vick, şuraya bak!
¡ Oh, Vick, Mira esto. ¡ Dime si no es un perro policía!
Çalışıyorum, kafamı çevirdiğimde kimi görüyorum? "Selam Vick, gelsene."
Estoy trabajando, me doy la vuelta y la veo : "Hola, Vick. Pasa."
Bir gün, annemle sen dışarıdayken bir leğene sıcak su doldurdum... içine koca bir kaşık Vicks attım ve başıma bir havlu örttüm.
Un día cuando tú y má salieron, tomé una gran fuente de agua hirviendo eché una gran cantidad de Vick y puse la toalla sobre mi cabeza.
Tanrım, Vick!
¡ Oh por Dios, VicK!
- Vick, bebek nerede?
- VicK, ¿ dónde está la niña? - Se encuentra bien.
Vick, sen neden tahlil yaptırıyorsun?
Vick, ¿ tú por qué te quieres hacer la prueba?
- Vick, bir plan yapıyorum.
- Vick, ya tengo un plan en mente.
Vic!
¡ Vick!
Biliyorsun Vic, eğer arada sırada kullanmazsan düşer kalır.
¿ Sabes, Vick? Si no la usas de vez en cuando, se te cae.
Dolores benim çok iyi bir bayan arkadaşım, Vic. Ve bu ona yapılacak doğru davranış şekli değil.
Delores es una señorita muy respetable amiga mía, Vick, y no creo que ese sea modo de tratarla.
Vick'in grubu için.
Para el equipo de vick....
- Vick, elinizden geleni yaptınız.
- Vick, ustedes dieron lo mejor.
- Gitmem lazım, Vick.
- Tengo que salir de aqui, Vick.
- Sakin ol Vick.
- Calmate, Vick.
- Galiba El ve Vick'le.
- Creo que esta con EL y Vick.
- Selam, Vick.
- ¿ Como te va, Vick?
Pekala, dün akşam DJ yarışmasında miydin, Vick?
Bueno. ¿ Estaba usted en el concurso de deejay anoche, Sr. Vick?
- O gece Banner'ın üzerinde neden Kevin Vick'le yaptığı kontratın bir kopyası olsun?
¿ Por qué Banner tenía una copia de su contrato con Kevin Vick... consigo esa noche?
- Kevin Vick'e mi döneceğiz?
¿ Volvemos a Kevin Vick?
Önceden Kevin Vick'le imzalamışsa, hayır.
No si él ya había firmado con Kevin Vick.
Bilmediğin şey, Banner'ın Vick ile kontratını yarışmadan üç gün önce imzaladığıydı.
Lo que usted no sabía era que Banner firmó con Vick tres días antes del concurso.
Vick'le kontrat imzalaması için ayaklarından bir balkona asılması gerekti.
Y lo tuvieron colgado de un balcón por los tobillos para que firmara con Vick.
Tek istediğim onu dünyadaki Kevin Vick'lerden korumaktı.
Todo lo que quise hacer fue protegerlo de los Kevin Vicks del mundo.
O bisikletleri nasıl aldığını öğrenmek ister misin?
Debiste verla cuando ella cogió los vick.
- Hayır, teşekkür ederim.
- Entonces metámonos un Vick...
Hawks'ın ve onun oyuncusu Michael Wick'in evi Atlanta'nın radyosuna hoş geldiniz.
El paso de baile de rap de Atlanta y el guapo de Michael Vick.
Aman tanrım, Vicky, çok üzgünüm.
Dios mio, Vick, lo siento mucho.
Vicky!
Oye, Vick!
Seni seviyorum Vick.
Te quiero, Vick.
Vick, onlar sadece sana yardım etmeye çalışıyorlar.
Vick, ellos solo están tratando de ayudar.
Selam Vick.
Oye, Vick.
Yine geleceğiz Vick.
Volveremos después, Vick.
Ama Vick ve o, taşındıktan sonra hiç konuşmadılar.
Pero Vick y él dejaron de hablar tan pronto ella se mudó.
Vick neler oluyor?
Vick, qué sucede?
Vick'e olanlardan sonra dünyadan nefret ettim.
Odiaba al mundo después de lo que le ocurrió a Vick.
Onları birlikte yemek yerken düşünemiyorum. Tabii içlerinden biri hizmet etmiyorsa. Vick'yi kastetmediğim ortada.
Bueno, no puedo imaginarlas almorzando, a menos que una esté sirviendo a la otra, y no me refiero a Vicky.
Vick!
¡ Vick!
İstediğini al, Vick.
Lleva a quien quieras.
Kimsenin umrunda değil. Kimse yaptığını umursamıyor Vick.
A nadie le importa lo que hagas.
Tanrım, Vick! Vick?
¡ Oh, por Dios, VicK!
Vick! - Ne istiyorsun bakalım? - Bize bira ver, dostum?
Vic, una jarra de cerveza.
Görüşürüz, Vick.
Hasta luego.
Vick...
Vick...
Vick?
¿ Vick?