Yabancılar tradutor Espanhol
2,784 parallel translation
Sayısız kez yabancılar bizi praçalamaya çalıştı.
Incontables veces los extranjeros trataron de invadirnos
O Rolling Stones'a, eski Jajouka müziklerle, prenseslere ve Avrupa düşeşlerine, ve 1950 de genç yabancıların Beat Hotel'e gelişleri, onu rahatlatıyordu.
Estaba a gusto con los Rolling Stones, con los músicos de la antigua Jajouka, con las princesas y duquesas de Europa, y los jóvenes emigrantes que acudieron al Beat Hotel de París en la década de 1950.
Sadece ikimiz varken bu biraz tuhaf olur ama yabancıların olduğu bir yerde kullanışlı olabilir.
Bueno, no sería muy educado si sólo estamos nosotros dos pero en una habitación llena de extraños, podría ser útil.
Merhaba hakkımda birsürü şey bilen tüm yabancılar.
Hola, completos extraños que saben demasiado sobre mis asuntos.
Burada Cadistan'da yabancıları çok ender görürüz.
Es raro ver extraños en Kadistan.
* Bekleyen yabancılar * * Bulvarın sağında solunda *
# Extraños, esperando... # #... yendo y viniendo por el bulevar. #
Orası hakkında söylediklerimi unutma, yabancıları pek sevmezler o yüzden boş boş dolaşma, ortama gir ve dikkat çekmemeye çalış.
Oye, recuerda bien lo que he dicho de ese lugar. No les gustan los desconocidos. Trata de no fastidiarla o algo.
- Gitmelisiniz. Yabancıları eve almamam gerekiyor.
Te tienes que ir.
- Güvenliği arayacağım. Ama konferansta yüksek mevkili yabancılar var, o yüzden protokolü takip edeceğiz.
Pero hay muchos dignatarios extranjeros en la conferencia, así que hay que seguir el protocolo.
Yabancıların yanında ben veya Alex kadar rahat olamıyor.
No logra relajarse cuando está con desconocidos tanto como Alex y yo.
Ne bekliyorsun baba, yabancıları zehirlemelerini mi?
¿ Qué esperabas, papá, extendiendo veneno sobre los extranjeros?
Yabancılar.
Extranjeros.
Yabancılar, Kurt.
- Forasteros, Kurt.
Evet, yabancılar.
Sí, forasteros.
Şerif Barr iyi adamdır, ama yabancılar arasında kendisini pek rahat hissetmez.
El sheriff Barr es un buen hombre, pero no se siente cómodo con extraños.
Bu yabancılar da askerlerimle savaşmayacak.
Estos extranjeros, no combaten con mis soldados.
Yabancıların sizi sorgulaması çok sinir bozucudur.
Sabe, es desagradable que vengan extraños a hacer preguntas.
evime yabancılar getiriyorsun... o sadece zavallı bir adam.
Ahora metes extraños en mi casa. Es un pobre hombre.
yabancılar sınırdan geçip... o yabancı değil.
Lo de los extranjeros que se meten por la frontera. No es extranjero.
evimde yabancılar olunca uyuyamıyorum ama yerde soğuk.
No dormiré con extraños en mi casa. Pero abajo hace frío.
Hâliyle yabancıların güvenini kazanmam gerekiyor.
Así que necesito que la gente confíe en mí.
Bu şehirde yabancılar dolup taşmakta.
¡ Mira! ¡ Los peones son basura!
Bilirsin işte, yabancıların önünde soyunmak.
Ya sabes, desnudarte frente a extraños.
Bana kötü bir şey olur ve olay bugün gerçekleşir de buradaki tüm yabancıları yutan terörizme ben de kurban gidersem topluluğumun kilisemin ve ailemin hayatımı tanrıya ve bu ülkeye adadığımı hatırlamalarını istiyorum.
Si alguna vez sucede y puede ser hoy ser víctima del terrorismo que parece englobar los extranjeros aquí Me gustaría que mi comunidad Mi Iglesia mi familia Recuerden que mi vida era otorgada a Dios y a este país.
Şu yabancıların dakika dakika güncellenen program listesi.
El itinerario minuto a minuto de dignatarios visitantes.
Yabancıları bile solluyorum.
Incluso le gano a los extranjeros.
İçlerinden bazılarına göre sizler yabancısınız. Rozetli yabancılar.
En lo que a ellos concierne, ustedes son forasteros.
Sadece yabancıları mı beceriyorsun?
sólo fornicas con extranjeros?
Sadece kapıları çalıp kızının resimlerini yabancılara gösteriyor.
Simplemente llamando a puertas y enseñando su foto a extraños.
biraz ingilizce şarkılar çalarsın, sonuçta burda yabancılar da olacak.
Pon musica inglesa, hay muchos extranjeros aquí.
Yabancılar adada kalabilirler. Onları mutantlardan koruruz, ama çalışmaları gerek.
Los extraños... se pueden quedar en la isla, los protegemos de mutantes pero deben trabajar.
Siz, yabancılar hep aynısınız. Sorun da bu ya!
Los extranjeros sos todos iguales.
Bu sana, İngilizlerin yabancılar hakkında söylediklerine inanmayı öğretecek.
Yo... ¿ Esa es la imagen que tienen de los extranjeros?
Ben küçükken köyümüze yabancılar geldi ve köye elektrik getireceklerini söylediler.
Cuando era niño... los extranjeros vinieron a la aldea y dijeron que traerían electricidad.
- Köpek işte, yabancıları ısırır.
- Es un perro, muerde a los intrusos.
Nasıl yapıyorsun bilemiyorum. Yabancıların çıplak vücutlarına dokunmak.
No sé cómo lo haces, tocar otros cuerpos desnudos.
Seks için, yabancıları arabalarına alıyorlar mı?
¿ En los tiempos que corren?
- Mülkünüze haberiniz olmadan yabancıları gömmüşler o zaman.
¿ Completos extraños fueron enterrados en su propiedad sin su conocimiento?
Yabancıların burada neler olup bitiyor, umurlarında olmaz.
Los forasteros no les importa lo que está pasando aquí.
Yardımcı olabilir miyiz, yabancılar?
¿ Podemos ayudarlos, extraños?
Nasıl olur da hiç tanımadığım yabancıları arayıp gelin evladımı alın derim?
Ahora se supone que tengo que llamar a un par de extraños y decirles que se lleven a mi niño.
Sence yabancı mıydılar?
¿ Cree que eran extranjeros?
Hanımefendi, bayan... Bayan, ben kıyılarınıza gelmiş bir yabancıyım.
Señora, señorita... señorita, soy un extranjero en su tierra.
O yabancılar yok mu!
¡ Esos extranjeros!
Lanet olası yabancılar.
Malditos extranjeros.
Yabancı pasaportum olduğundan beni serbest bıraktılar.
Solo me soltaron a mi porque tengo pasaporte extranjero.
Ucuz, yabancı yazıcılar, masum Amerikalılara saldırıyor.
Impresoras baratas extranjeras atacando a norteamericanos inocentes.
Bir ay önce, bu insanlar yabancıydılar.
Hace un mes, eran unos extraños.
Planım, o kitabı ararken, yabancı güçlerin saldırıları sonucu bu şehrin parçalara ayrılmasını engellemekti.
Mi plan es impedir que una avalancha de operativos extranjeros destrocen esta ciudad al buscar ese libro.
Görünen o ki, sayısız ülkedeki yabancı ajanların dışında, STASI'de çalışan dosyalarının bazılarının da ilgisi olduğu küçük bir kara kitabı vardı.
Aparentemente, llevaba un registro de algunos de sus compañeros de operaciones de la Stasi, así como de agentes extrajeros de numerosos países.
Bulduğumuz bilgilerden bazılarını şehre sızan yabancı operatörleri ikna etmek için kullanabiliriz.
Podríamos usar lo que hemos encontrado como prueba para ayudar a despistar a los agentes extranjeros que esten infiltrados por la ciudad.