Yahudi tradutor Espanhol
7,893 parallel translation
Spurs'ün birçok Yahudi taraftarı var.
- Sin embargo los Spurs tienen muchos fans judíos.
O kadar Yahudi Nazi olamaz değil mi?
- No hay muchos judíos nazis, ¿ verdad?
Biliyorum olanlar seni biraz Sarstı ama çocukken Yahudi Halk Merkezi'nde Krav Maga, dersleri aldım.
Mira, sé que estás un poco abatido con todo lo que pasó, pero créeme, asistí a clases de Krav Magá cuando era pequeña en el Centro Comunitario Judío, y puedo protegerte.
Eğer yarı Yahudi olduğu ortaya çıkarsa, İkimiz de naneyi yedik!
Si averiguo que es mitad judía ¡ estamos todos condenados!
Yahudi kız, hassas burun, üst düzey hedef.
Chica judía, nariz razonable. Objetivo de alto nivel.
Yan dairede beni Yahudi bir kızla düşünsene.
Imagíname al otro lado de la puerta con una, con una preciosa chica judía.
Yahudi soyunun devamı falan filan.
Judiontunidad, etcétera, etcétera.
Yahudi kadınların oturduğu bir masaya gitmiş ve demiş ki :
- No. - Va a una mesa llena de mujeres judías y dice,
- Yahudi okulu nasıl gidiyor? - Güzel.
- ¿ Qué tal en la escuela de hebreo?
İki Yahudi bir bara girmiş.
- Dos judíos entran a un bar.
Sadece yeterince Yahudi olmadığım için hayatımın geri kalanını Lima'da geçireceğim gerçeği.
Nada. Solo el hecho de que me voy para pasar el resto de mi vida en Lima porque no soy lo suficientemente judía.
Önünde Yahudi arabası olan apartman mı?
¿ El qué tiene el bus judío fuera?
Bir Yahudi uğuru.
Un talismán judío.
Bu işin arkasında Yahudi var.
El judío está detrás.
Bir Yahudi olmadığın sürece. Görüyor musun?
A no ser que seas judío.
- Yahudi nerede?
- ¿ Dónde está el dinero? - ¿ Dónde está el judío?
Verdiğin hizmetlerden dolayı sana yaşaman için bir gün daha bahşediyorum Yahudi.
Te doy otro día de vida, judío, por los servicios prestados.
Bir Yahudi, Texas'ta bir evin önünde o kadar uzun durursa "Satılık" yazısı kendiliğinden çıkıyor.
Un judío en Texas sentado enfrente de una casa tanto tiempo, hace pensar en el cartel de "Se vende".
Ne yaptığımı biliyorum ve bence bence Yahudi bir kurtadamın kabuklu hayvan pişirmesine izin vermek hatadır.
Sé lo que estoy haciendo y creo es un error dejar a un hombre lobo judío manejarse con un crustáceo.
Amerika'nın her hangi bir şehrinin toplamından daha yüksek IQ'muz ve Babil'dekinden daha çok yahudi var.
Tenemos el cociente intelectual medio más alto de EE.UU. y más judíos que en Babilonia.
Hiç yahudi kalmadı!
Ya no quedan judíos.
Sana "Yahudi Baba" sana da "Küpeli baba" desem olmaz mı?
No podrias ser "Papá Judio" y tu serias "Papá del Arito?"
Bugünkü rotamızın ilk durağı, Yahudi sinagogu.
Nuestra primera parada hoy es una Sinagoga Judia.
Biz yahudi değiliz ki.
No somos judíos.
Komşu, Yahudi adam yani, bu adamı ihtar ediyor.
Entonces el vecino... un tipo judío... le dio una advertencia al tipo, ¿ sabes?
- Yahudi misin?
¿ Eres judía?
Seni pis Yahudi.
Judía sucia.
Seni kokmuş Yahudi.
Judía sucia y apestosa.
Az önce bana kokmuş Yahudi mi dedin sen?
¿ Acabas de llamarme judía sucia y apestosa?
Şu ayı bana pis Yahudi dedi.
Ese oso acaba de llamarme judía sucia.
Ben pis, kokmuş Yahudi değilim!
¡ No soy una judía sucia y apestosa!
Bu arada, Times Square'de ayı kostümü içinde Yahudi Aleyhtarı birine bakmalısınız.
Por cierto, debería investigar hay un antisemita disfrazado de oso en Times Square.
Az önce Ron'a köpeğimin Yahudi olduğunu söylüyordum. Telefon suda.
Justo le estaba diciendo a Ron que mi perro es judío.
Yahudi restoranında sana ne söyledi?
¿ Qué le pasó en esa licorería de judíos?
Eminim tanıştığın ilk Irathli Yahudi'yim.
Apuesto a que soy el primer irathiano judío que conoces.
Evet. "Kuafön" ile "Başıboş Meyve Suyu" denen yahudi inançlarına uygun smoothie yapan dükkan arasında.
Sí, sí, estaba entre "Increí-extensiones" y el lugar de batidos de frutas kosher que se llama "El jugo deambulante".
Nasıl bir Yahudi?
¿ Cómo... cómo de judío?
Yani iyi Yahudi mi yoksa kötü Yahudi mi?
¿ Como un buen judío o como un mal judío?
Selam Chris. O zor durumda kalan Yahudi için yaptığın çok güzel bir hareketti.
Oye Chris, lo que has hecho por ese judío sudoroso.
Eskilerden çene çaldık, küçük bir Yahudi kızını anıp gülüştük.
Hemos hablado de los viejos tiempos, nos hemos reído de una chica que estuvo en el correccional.
Yahudi gibi olacağım çünkü Jakey domuzdan hoşlanmıyor.
¡ Me haré kosher porque Jakey no escarba con los cerdos!
Tanrı'nın kutsal şehrinde Yahudi bir fahişeydi.
Una prostituta judía. En la ciudad santa de Dios.
Weezy yatakta Yahudi gibi oluyor.
Weezy es básicamente una judía en el dormitorio.
Aslında Polonya Yahudi'sisin ama- -
Eres un Judio Asquenazí, pero...
Bu işin arkasında Yahudi var.
El judío está detrás de esto.
Bir Yahudi olmadığın sürece.
A menos que fuera un judío.
- Yahudi nerede?
- ¿ Dónde está el judío?
Yahudi, Çinli sarhoş Yahudi, ayık İrlandalı, İrlandalı.
Va Judío, Chino, Judío borracho, irlandés sobrio, irlandés.
- Siz Yahudi misiniz?
¿ Eres judío?
Ne Yahudi'si?
¿ Qué judío?
Yahudi nerede?
¿ Dónde está el judío?