Yaparım tradutor Espanhol
32,285 parallel translation
Ben yaparım dedi.
Dijo que ella lo haría.
Ama ben yaparım dedim çünkü onu riske atmak istemedim.
Pero la dije que yo me haría cargo, porque no quería ponerla en peligro.
Tamam, yaparım.
Está bien, te taparé.
O zaman ben de bunu yaparım, seni salak.
Bueno, entonces voy a hacer esto, idiota.
Bizim için bir aday listesi hazırlayabilirsen... Adaylarla öngörüşmeyi ben yaparım, sonra Emmett...
Si haces una lista corta de candidatos los entrevistaré y luego Emmett...
- Belki yaparım.
- Puede que lo haga...
Onu anca ben sana yaparım!
Yo te lo hago a ti.
Son kapı çarpmayı ben yaparım.
Yo hago el último portazo.
Tamam, yaparım.
Bien. Lo haré.
- Yaparım.
Lo haré.
Çünkü ben gerçekler üzerine anlaşma yaparım.
- Debido a que trato en evidencia.
Sana aile indirimi yaparım, Kuzen Colt.
Puedo hacerte descuento familiar, primo Colt.
Eğer bunun için onu itmem gerekiyorsa, bunu yaparım.
Si eso significa que debo presionarlo, así será.
Bence işverenlere karşı saygılı olmak ve onların da size karşı saygılı olması önemlidir ve ben de işin her kısmını iyileştirmek için elimden geleni yaparım, efendim.
Bueno, creo que es importante tener respeto por tus empleadores y así ellos tendrán respeto por ti, y hago todo lo posible para mejorar cada situación de trabajo, señor.
Eğer bir daha bana bir şeyi yapmamı söylersen bunu bir daha yaparsan, seni öldürürüm. - Bunu yaparım.
Si alguna vez tratas de decirme que haga algo de nuevo, por el resto de tu vida, te mataré.
Ve sana yüzük yaparım.
Y entonces haría un anillo de oro para ti.
Rastasını ben yaparım.
Me ocupo de sus temores.
Sen yapmazsan ben yaparım.
Si no, lo haré yo.
- Hayır, ben yaparım.
- No, ya lo hago yo.
- Bunu anlaşmasız yaparım.
- Será algo tentativo.
- Yok. Ama iyi alışveriş yaparım.
Pero se me da bien ir de compras.
- Ben yaparım.
- Y yo.
Yıl sonu incelemesinde bir güzellik yaparım.
Quizá tras ver la cuenta de resultados.
Evet, yaparım.
Y lo hago.
Onunla mutsuz olursam ne yaparım?
¿ Y si no soy feliz con él?
- Yine olsa yine yaparım.
- Y lo haría de nuevo.
Tatil günümde ne istersem yaparım.
Puedo lo que demonios quiero en mis días libres.
O zaman cenazede güzel bir konuşma yaparım.
A continuación voy a dar un discurso hermosa en el funeral.
Senden ne alıyorlarsa yarı fiyatına yaparım.
Te la haría yo por la mitad de lo que sea que te esté cobrando.
Ben yaparım. Tamam, gerçek kaseyi al ve buradan çık.
Está bien, tomar la taza real de y salir de aquí.
O yapamazsa bile ben yaparım.
Puedo hacerlo aunque él no pueda. ¿ Llevas bigote falso?
Duyuruyu ben yaparım.
Escoge tus batallas, Alex.
Toptan alıp kendim yaparım diyordum.
Pensé que quizás podría comprar al por mayor y hacerlas yo misma.
Senin için her şeyi yaparım.
Haría cualquier cosa por ti.
- Bir-iki şeyi iyi yaparım.
Hago una o dos cosas bien.
Daha fazla araştırma yaparım.
Investigaré más a fondo.
Bu yüzden, bu yapar sanırım. Eskimiş.
Así que, supongo que deja esto... obsoleto.
- Annen iyi yemek yapar mı?
¿ Es tu madre una buena cocinera? Oh, sí.
20 kişilik bir yetiştirici grubumuz vardı. Bizim gözetimimizde işlem yapar, biz de tüm ülkeye dağıtım yapardık.
Teníamos un grupo de unos 20 cultivadores artesanales que la procesaban a través de nosotros y después distribuíamos su producto por todo el país.
Hey, bana bir iyilik yapar mısın?
¿ Me harías un favor?
Eğer bu işi becerebilirsek ki öyle olacağına inanıyorum. Maine'e geri döneceğim, tavşan deliğine tekrar gireceğim diğer taraftan çıkacağım, 2015'te Amerika'nın nasıl bir yer olduğunu göreceğim, ve umarım iyi bir yer yaparız.
Si nos quitamos esto de encima, que creo que sí podemos regresaré a Maine me meteré en el agujero de conejo, iré al otro lado veré cómo es Norteamérica en 2016 y espero que haya mejorado.
- Atış yapar mısın arada?
¿ Alguna vez disparaste?
- Yaparım.
- Sip.
- Benim için de yapar mısınız?
¿ Y conmigo? De ninguna manera.
Hayatım, bana bir iyilik yapar mısın?
Wow, es tan grande.
- Sen böyle yapar mıydın?
¿ Actuarias de esa forma si tu novia estuviera siendo acechada y acosada?
Sizin için elimden geleni yaparım.
¡ Me esforzaré por usted!
- Ne? Bununla yapar mıydın?
- ¿ Te acostarías con ella?
Jess! O yapabilirse ben de yaparım.
Puedo hacerlo si él puede.
- Başka bir yere yatırım yaparız.
Vamos a invertir en otro lugar.
- Yapar mısın?
¿ Quieres?