Yapılmıs tradutor Espanhol
9,554 parallel translation
O kemikten yapılmıs bıçakları almak için 20 bin doları bulamadı ve pazarlık yapmak için o silahı getirdi.
¿ Sabes qué creo? Creo que nunca tuvo los 20.000 dólares para comprar esos cuchillos hechos de hueso, y que trajo este arma para la negociación.
Bunların hepsi de tek bir adam tarafından yapılmış.
Y todas sus computadoras fueron arregladas por un sólo hombre.
Ama eğer varsa üstüne yapıştırılan tasvir karşısında dehşete kapılmıştır.
Pero si lo hace..... he habría horrorizado por lo que está siendo perpetrado en su imagen.
Sadece çok güzel bir dostluk başlatmak adına yapılmış bir iyi niyet gösterisi olarak kabul etmeni ümit ediyorum.
- Nada. Solo espero que lo veas como el tipo de gesto de buena fe... que marque un nuevo comienzo en nuestra bonita amistad.
Bu yüzden yüzü ateşten yapılmış bir sokak delisi olan yeni bene merhaba deyin.
Así que dile hola al nuevo yo que es básicamente un lunático vagabundo con la mitad de la cara hecha fuego.
Şarkıların hepsi de, Christina Aguilera sosisli yemeye başladığından sonra yapılmış olur.
Y toda será de después de que Christina Aguilera empezara a comer perritos calientes.
Geç Viktorya dönemi, muhtemelen şeyden sonra yapılmış...
De finales de la era victoriana, probablemente construido justo después...
Atışların çoğu buradan kapıya yapılmış değil mi?
Está bien, la mayoría de los disparos fueron desde aquí hacia la puerta, ¿ verdad?
Son alım ayın 23'ünde yapılmış. Holden'ın serbest bırakıldığı günden sonraki gün.
La última compra fue el 23... el día después en que Holden fue liberado.
Bu boşuna yapılmış bir yolculuktu.
Este viaje ha sido una pérdida de tiempo.
- Çok sağlam bir imaj yapılmış.
Vaya espectáculo. Sí.
Kromdan yapılmış potasyum sülfat.
Cromado de sulfato de potasio.
- Bondo araç dolgusuyla yapılmış.
Se ha reparado con relleno para automoción Bondo.
Hayvanlar için yapılmış bir sistemi tarif ediyorsun.
Ahora, estás describiendo un sistema para animales.
Bu yüzden internetin geleceği markalı içerik olacak.... ilham alınarak yapılmış 5 Bacardi kokteyli yayınlamış.
Por eso el futuro de internet será con contenido registrado. los secretos más vergonzosos de la cocinera.
Son iletişim bu binanın içinden yapılmış.
La última comunicación vino desde el interior del edificio.
Bunun Çeçenlerce yapılmış bir suikast olduğunu düşünüyorlar.
Un checheno fue apresado, pudo haber sido un atentado.
Anlaşılan siyasi bir baskı yapılmış.
Ha habido presión política.
Siyasi baskı yapılmış.
Ha habido presión política.
Küçük ailemizin dikkat çekeceğini düşünmüyor musun? Özellikle de hükümet çalışanları için ayrılmış trenlere güvenlik noktalarında kontrol yapılırken?
¿ No pensaste que nuestro pequeño grupo familiar llamará la atención... sobre todo cuando pasemos por los controles de seguridad... para subir en un tren reservado a oficiales del gobierno?
Bütün Çinli işçilerin kontratları, anlaşılmış bir bedel üzerinden benim şirketimle yapıldı Bay Bohannon
Todos los trabajadores se contrataron a través de mi compañía, Sr. Bohannon, por un precio negociado.
Ofisinizden öldürülen bir rahiple ilgili bir çağrı yapılmış.
Una llamada telefónica desde su despacho nos llevó hasta el cadáver de un sacerdote asesinado.
Ben de başkanım. Güzel White Pine Bay'imizdeki harikulade, tarihi bir gelenek sayesinde. Atalarımız tarafından yapılmış bir gelenek.
Solo soy el presidente, de una maravillosa pequeña tradición histórica en nuestra querido White Pine Bay instituida por nuestros padres fundadores.
Vietnamlı seks işçileri tarafından yapılmış.
Está hecho por trabajadoras sexuales vietnamitas.
Bana bir iyilik yap ve böyle dehşete kapılmış gibi bakma.
Hazme un favor, no mires tan horrorizada.
Peter Bennett için son işlemler bu sabah yapılmış.
Los arreglos finales para el funeral de Peter Bennett fueron hechos esta mañana.
Sea Org üyelerinin menfaati için özel olarak yapılmış bir program.
Es un programa que es exclusivamente para beneficio de miembros de la Organización del Mar.
Tek çağrı bu sabah San Antonio kongre üyesi temsilcisi Jules Blatt'a yapılmış gibi görünüyor.
La única llamada que destaca... fue a un congresista de San Antonio esta tarde... el representante Jules Blatt.
Kulübede bir zamanlayıcıya yapıştırılmış.
Está debajo del temporizador de luz para crecimiento de plantas, en la cabaña.
Öyle gözüküyor ama yaranın etrafındaki bu yanık namlu alevinden daha güçlü bir alevle yapılmış.
Oh, sí, usted... Se podría pensar, pero se hizo esta quemadura alrededor de la herida a una temperatura más alta que su flash típico hocico.
Ona büyü yapılmış.
¡ Está embrujado!
24 saat içinde kefaletle serbest kalacak ve bütün bunlar hiç uğruna yapılmış olacak.
Estará libre bajo fianza en 24 horas y todo esto habrá sido por nada.
Politika dersi için yapılmış bağışlar buldum ve tanıtım gösterisinde fotoğrafı var ama bir tür birlik gösterisinde çekilmiş.
Encontré algunas donaciones a políticos de izquierdas... y fotos de él en manifestaciones, pero en las que solo se protesta al unísono.
Onu vurması yeterliymiş. Bu da demek oluyor ki ; atış, 55 metre uzaktan yapılmış olabilir.
Lo que significa que pudieron dispararle a una distancia mayor de 55 metros.
ViCAP'dan kontrol edeceğim, bakalım bu şekilde yapılmış başka intiharlar var mı?
Revisaré el Programa de Detenciones por Crimenes Violentos a ver si han habido otros suicidios escenificados.
Kurbanın implantları, kaplamaları... ve altın dişi Avrupa'da yapılmış olabilir.
Puede que nuestra víctima sea europea, basándome en los implantes y en las coronas dentales con incrustaciones de oro.
Yani son yıllarda yapılmış bir resmi çaldı.
Así que robó algo pintado en el último par de años.
Ve tuvalın gerildiği çerçeve... beyaz Amerikan meşesinden yapılmış... ki bu da çoğunlukla... tabiki Amerika'da yetişir.
Y el marco sobre el cual fue estirada de la tela está hecho de roble banco americano, el cual crece, predominantemente, en América.
Bu evden yapılmış, cep telefonumdan değil. Bu konuşmayı ben yapmadım. Sen mi yaptın?
Yo no cogí ese llamada. ¿ Lo hiciste tú?
Beş yara, hepsi de gövdesine yapılmış.
Cinco heridas, todas concentradas en su torso.
Küçük bir iğneyle yapılmış bir yara.
Una herida punzante de una pequeña aguja.
Baskı ve morluk izlerine bakarsak, Kas içinden yapılmış ve hızlıca etki eden... bir ilaç arıyoruz diyebilirim.
Bueno, dado que no hay más marcas o moretones, diría que estamos buscando una droga de acción rápida que pueda ser administrada de forma intramuscular.
Sokaklarda gezinen zombi ihbarı yapılmamış, ve Kent hala diriltme büyüsünü de yapmadı, ne yapmak istediği konusunda yanılmış olabiliriz.
No hay zombis caminando por las calles, así que, o Kent ha lanzado ya el hechizo de resurrección, o estamos equivocados sobre lo que está haciendo.
Her şey düzgün mü yapılmış?
Ya has terminado con todo el trabajo? - Sí.
Bu Mavi Boyalı Katil Keith Greer tarafından yapılmış gerçek bir sanat eseri, yakalanmasından ve intiharından kısa süre önce alındı.
Es una obra auténtica del Asesino de la pintura azul. Keith Greer, recogida poco antes de su detención y su suicidio.
- Neyle yapılmış, şef bıçağıyla mı?
¿ Le apuñalaron con un cuchillo de cocina?
Eski bir gemiden alıp yapılmış.
Es madera de barcos viejos y abandonados.
Tik ağacından yapılmış olsa da oldukça dayanıklı ve farklı bir tasarımdır.
Así que es sólida y sofisticada. Por favor, tome asiento.
Kiraz ağacından yapılmış rengi kızıl.
La mesa es color ladrillo.
Bu, yanma noktası çok düşük olan fosfordan yapılmış bir madde.
Es un material como el fósforo, con un muy bajo punto de ignición.
Evet, seninle ilgili bir anlaşma yapılmış ancak bunu ben yapmadım.
Sí. Sí, hicieron un trato por ti, pero no lo hice yo.