Yasiyorsun tradutor Espanhol
50 parallel translation
Burada mi yasiyorsun?
- ¿ Ud. vive aquí? - Sí.
Benimle yasiyorsun su anda... ve sende su sokak serserisi arkadaslarinla artik takilmiyorsun.
Además estas viviendo conmigo... y no vas a ir por ahí parrandeando con tus amigotes blancos.
Eski dunyanin cesedini yiyerek yasiyorsun.
Te alimentas del cadaver del viejo mundo.
- Onunla mi yasiyorsun?
- ¿ Vives con él? - No.
Nerede yasiyorsun?
¿ Dónde vives?
Yalniz mi yasiyorsun?
¿ Vives sola?
Geçmiste yasiyorsun, adamim.
Te quedaste en el pasado, amigo.
Sadece ben izin verdigim için... yasiyorsun.
- ¡ Mira, Hank! El único motivo por el que aún sigues con vida... es que yo lo he permitido.
Hala yasiyorsun.
No estás muerto.
Nerde yasiyorsun, adamim?
en donde vives, hombre?
Bu civarda mi yasiyorsun?
¿ Es de por aquí?
Orada yasiyorsun ama Luthor hizmetçilere bakmaz.
Luthor no se mete con la servidumbre.
Yalniz mi yasiyorsun?
¿ Vives solo?
Burada mi yasiyorsun?
¿ Vives aquí?
Büyükannemizle mi yasiyorsun?
¿ Vives con nuestra abuela?
iyi bir hayat yasiyorsun.
Tienes un pedazo de una buena vida.
- Kafam karisti. Burada mi yasiyorsun?
Estoy confundida. ¿ Vives aquí?
Poker evinde yasiyorsun...
Vives en la casa del póker...
Yüzünde sakal, elinde piponla. O kizla sirf farkli oldugunu göstermek için ask yasiyorsun.
Deambulando por ahí con tu pipa y tu barba enamorándote de esa chica sólo para mostrar cuán interesante eres.
Senin bana gelecegini ve anlatacagini rüyalarimda görebiliyorum... Hayatimi yasiyorsun...
Puedo verlo en mis sueños que vendrás y me dirás que quieres vivir en mi vida.
Sen yasiyorsun.
Aún estás vivo.
- Sen hayatini bir hic ugruna yasiyorsun, asagilik adam.
- Ithi vive su vida en Ombre vano.
Çünkü sen kendi gerçekliginde yasiyorsun.
Porque vives en una burbuja, ¿ sí?
Yok tabii ki, fildisi kulesinin tepesinde yasiyorsun, umurunda olmadigini biliyorsun.
¡ No, maldito! ¡ Vives en esta torre de marfil!
Sen hangi donemde yasiyorsun?
En que era vives?
Yasiyorsun.
Tú estás vivo.
Annenle birlikte yasiyorsun, kocan rehabilitasyonda, bir grup ezikle zemin katta tikali kaldin,...
Vives con tu madre, tu esposo está en rehabilitación, estás atascada en el sótano con los perdedores.
Kendi basina mi yasiyorsun.
¿ Vives sola?
Sen yalnizca kendin için yasiyorsun.
Estás tú solo en eso.
Fakat sen yasiyorsun.
Y aun así vives.
Sen burada yasiyorsun degil mi?
Vives aquí, ¿ no?
Güzelligin dehanin yaninda soluk kaliyor ve güzelligin de oldukça kayda deger ancak zekani ortaya koydugundan bu gibi bulmaca ve bilmeceler için yasiyorsun.
Su belleza palidece ante su inteligencia, y su belleza es muy considerable, pero vive para puzles y enigmas que ejerciten su ingenio.
- Demek yasiyorsun.
Así que no estás muerto.
bununla nasil yasiyorsun?
¿ Cómo vives con eso?
Yoksa hala ailenle mi yasiyorsun?
Todavía vives con tus padres?
Artik, Tituba serbest kaldi, ihanetinin ödülünü aldi, sen ise bir hayvan gibi yasiyorsun, izleniyor ve korkuyorsun.
Ahora, Tituba está liberada, recompensada por su traición, y tú viviendo como un animal, cazada y temerosa.
Johnny, dünyanin en zengin sehrinde yasiyorsun.
Mira, Johnny... vives en uno de los países más ricos del mundo.
Krallar gibi yasiyorsun demek.
Vives como un rey, entonces.
- Onunla ayni odada yasiyorsun.
Viven en el mismo cuarto.
Sen bir çati katinda dört kisi ve bir tuvaletle yasiyorsun.
Vives en un apartamento con cuatro hombres y un urinario.
Cidden burada mi yasiyorsun?
¿ De verdad vives aquí?
Nasil hala yasiyorsun sen?
¿ Cómo estás vivo?
Yasïyorsun!
¡ Estás vivo!
Tanrï'ya sükür yasïyorsun!
¡ Estás vivo!
Geçmiste yasïyorsun.
Viven en el pasado.
GERÇEK DÜNYADA MI YAŞIYORSUN?
¿ VIVES EN EL MUNDO REAL?
Ve hala yasiyorsun, öyle mi?
Y no está muerto...
BURADA MI YAŞIYORSUN?
¿ Vives aquí?
LAKTOZ HASSASIYETIM VAR. NASIL YAŞIYORSUN SEN? Görüyor musun?
Nunca se sabe cuando vendrá la inspiración.
yaşıyorsun 145
yaşıyorsunuz 19
yaşıyorum 130
yaşıyor 371
yaşıyoruz 30
yaşıyorlar 32
yaşıyor musun 19
yaşıyor mu 97
yaşıyorsunuz 19
yaşıyorum 130
yaşıyor 371
yaşıyoruz 30
yaşıyorlar 32
yaşıyor musun 19
yaşıyor mu 97