English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Z ] / Zavallı

Zavallı tradutor Espanhol

25,548 parallel translation
Zavallı Kont Bezukhov.
Pobre Conde Bezújov.
Zavallı polis!
¡ Ese pobre policía!
Ama zavallı babanın yanında olman gerekmez mi?
¿ Pero no debería estar con su pobre padre?
Kontun yakın akrabam olduğunu çok iyi bilirsiniz ve zavallı Boris, sevgili torunu bu üzücü zamanda burada olmaya hepimizden çok hakkı var.
Muy bien sabe que el Conde es mi pariente cercano y el pobre Boris, es su ahijado, el cual tiene más derecho que nosotros a estar aquí en este aciago momento.
Sevgili Kont Bezukhov küçük salonuma gelmeniz ne büyük incelik zavallı babanızın vefatını derinden hissediyor olduğunuz bu zamanlarda.
Mi querido Conde Bezújov, me alegra tanto que haya venido a mi pequeño salón, cuando todavía debe sentir intensamente la muerte de su pobre padre.
ve zavallı çocuğu rahat bırakmayı?
¿ Y dejar al pobre chico en paz?
Zavallı piçler onların son kuruşlarına kadar harcatmak için dışarıya çıkarıyorlar.
Los pobres bastardos gastan sus... últimos diez centavos para llegar ahí.
Zavallı yaşlı piç Joy'u görünce bana yaşlı adamımı hatırlattı.
Al ver a ese pobre viejo desgraciado de Joy... me recordó a mi viejo.
Şimdi o zavallı Bolton'un ustası
Ahora es el capataz de Bolton. Su lacayo.
Sanırım bu yapmam gerektiği anlamına geliyor... birşey söyle buradaki zavallı adama.
Supongo que eso significa que... se supone que deba... Decir algo... en nombre de este pobre hombre aquí.
Onlar şu zavallı yaşlı ayyaş için bir şans buna düştüğünde.
Suerte para ellos que ese pobre viejo tonto... fue atacado cuando lo hizo.
O zavallı yaşlı piç
Ese pobre viejo desgraciado.
Bahse girerim, o yalnız, zavallı insanları kullanmaya başlasak, şansımız yaver giderse, birkaç yıla kalmaz Patrick öncesi sayılara ulaşabiliriz.
Apuesto a que si conectamos con esa solitaria y miserable demografía, en unos pocos años y con un poco de suerte, podríamos llegar a números de antes de San Patricio.
Hayır, zavallı kız.
No, pobre chica.
- Zavallı ihtiyarın dizleri gitti, tamamen mahvoldu.
Las rodillas destrozadas, pobre vieja. Completamente desgastadas.
Zavallı ihtiyar Corks.
Pobre Corks.
zavallı kız.
Supe que estuviste ahí la noche que falleció, pobre de ti.
- Thorn onu incitti mi? Zavallı çocuk hayatını kliniklerde geçirdi.
El pobre chico pasó su vida hospitalizado.
Zavallı küçük Will.
Pobre Will.
Bu zavallılar burada oturup, bunu yapmaya zorlan...
Estos desafortunados se sientan aquí y son obligados
O ve zavallı kız kardeşim, hayatımdaki yegâne iyi şeyler Rostov.
Ella y mi pobre hermana, ellas son lo único bueno que hay en mi vida, Rostov.
Evet, nasıl oldu zavallı? Çok daha iyi.
- Ah, sí, ¿ cómo está el pobre hombre?
Bir başka zavallı kızı daha mı mutsuz edeyim?
¿ Y hacer infeliz a otra pobre chica?
Eminim zavallı çocuğun üzerindeki etkinin gayet farkındasın.
Seguro que eres consciente del efecto que provocas en el pobre muchacho.
- Zavallı kız.
- Pobre, pobre chica...
- Zavallı kız mı?
- ¿ "Pobre chica"?
Fransızlar geldiğinde o zavallı, yaralı askerlere ne olacak?
¿ Qué será de esos pobres soldados heridos cuando los franceses lleguen aquí?
Bu zavallılardan iki-üç tanesine bakabilirsek Natalya -
Pero si podemos ocuparnos de dos o tres de esos pobres hombres, Natalya...
Zavallı Moskova.
Pobre Moscú...
Mösyö yüzbaşı. Şu zavallının hâline bakın. Bize ayak uyduramıyor.
Monsieur le Capitaine, mire a este pobre hombre, no puede mantenerse en pie.
Şu zavallıya bak.
Mira a ese pobre hombre.
Esirler, zavallılar.
Prisioneros, pobres diablos.
Kimseye muhtaç olmamış zavallı annem şimdi kendi çoraplarını yamıyor.
Mi pobre madre, quien nunca quiso nada, ahora tiene que zurcir sus propias medias.
Zavallı küçük şey.
Pobrecillo.
- Zavallı çocuğun hiç şansı yoktu.
Solo que el pobre chaval nunca tuvo una oportunidad.
Bununla birlikte bir ev sahibinin beyni özellikle bu zavallı garibinki gibi bir kez boşaltılmışsa oldukça geniştir.
El cerebro de un anfitrión, sin embargo, especialmente cuando se ha vaciado, como la de este pobre idiota, tiene mucha capacidad.
Vah vah, zavallım.
Buh-uh. Pobrecito.
Yapacağımız şey şu zavallı kızla ilgilenmek olacak.
Lo que vamos a hacer es que vamos a cuidar de esta pobre chica.
Batille'de uzun süre kalmadım ama öbür zavallılar yıllardır oradalar.
No estuve en la Bastilla por mucho tiempo ; otros pobres diablos han estado ahí por décadas.
Bu şehrin zavallı ve fakirlere nasıl muamele ettiği yani!
¿ Cómo esta ciudad trata a sus pobres y a los no privilegiados?
Adamın zavallı çocuğu aşağılamaktan başka vereceği hiçbir şey yok.
El hombre no hace más que menospreciar al pobre chico.
O zavallı kadını koridora fırlatırken pek korkmuşa benzemiyordu.
Bueno, no parecía muy asustado... de esa pobre mujer cuando la echó al pasillo.
Şuraya yazıyorum asil karın top patlamasından gelen böyle ihtiyacı olan zavallı ruhlar için tıbbî yardım sağlayanların arasında olacaktır.
Escúchame. ¿ Tu noble esposa estará entre los que prestan auxilio médico a esas pobres almas necesitadas de él cuando llegue el rugido de los cañones?
Zavallı şey.
Pobrecito.
- Zavallı Albert.
- Pobre Albert.
Yakında başka bir zavallı benim yerimi alacaktır.
Otro desgraciado me relevará pronto.
Bu zavallı çocuğun uyku apnesi varmış.
Ese pobre chico la usa para su apnea.
- Hayır, üçüncü de varmış. Yüzleşelim dostum. Aptal bir bere takan, zavallı, kel, pislik herifin tekiyim.
Soy un miserable pedazo de mierda calvo con un estúpido gorro.
Onun "erkekliğini" sorgulamak doğrusu çok zavallıca!
¡ Cuestionar su virilidad es francamente patético!
Aklını başına topla takıntı oldu bu sende, zavallısın!
Tienes que calmarte, estás obsesionada, ¡ es patético!
- Kimmiş zavallı şimdi?
- ¿ Quién es patética ahora?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]