English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Z ] / Zincirler

Zincirler tradutor Espanhol

305 parallel translation
Bağlı olduğu zincirler çelik krom karışımıdır.
Las cadenas son de acero cromado.
Artık sizi tutan zincirler yok!
¡ No hay cadenas que los detengan!
Senin için zincirler kırar binaları kaldırırım, ama senin için çocuk yapmam.
Tampoco tengo apetito. ¿ No? Mensaje para Ud., Sr. Ziegfeld.
Altın zincirler, bilezikler ve madeni pullarla tamamen kaplanmıştı ve yüzü bir maske gibiydi.
Estaba cubierta de cadenas de oro y brazaletes y lentejuelas su rostro parecía una máscara.
" Zincirler kırılacak!
- Y se caerán las cadenas.
Uğuldayan rüzgarlar... Şıngırdayan zincirler...
Silbidos ruidos de cadenas...
Son zamanlarda uzun zincirler ile yapay lifler yapmayı öğrendik. Suni ipek ve naylon mesela.
Creamos fibras artificiales con cadenas más largas, como el rayón y el nailon.
Optimum zincirler arası çekim gücüyle neler olur biliyor musun?
¿ Y qué ocurre si haces una de una longitud infinita?
Altın işliyor, küçük zincirler yapıyorlar.
Trabajan con oro. Fabrican cadenitas.
Zincirler daha önce de kılıçlara dönüştürüldü.
Las cadenas fueron forjadas antes en espadas.
Kapıda altında zincirler olan kocaman bir araba vardı.
Si lo hubiera sabido...
- Beklediğiniz zincirler geldi.
- Las cadenas que esperaba están aquí.
Zincirler geldi.
Las cadenas están aquí.
Neyse ki kollarında ve bacaklarında zincirler var.
Gracias al cielo que le colocamos cadenas en brazos y piernas.
Bağlayıcı zincirler istemem
Ni estar atado ni esposado
Bu zincirler artık çıkartılmalı.
Sus cadenas tienen que ser se quitadas.
Hayata bir sirkte zincirler kırıp, çubuk bükerek başlayan biri için hiç fena değil.
Nada mal para un hombre que empezó en la vida rompiendo cadenas y doblando barras de hierro en un circo.
Şeytanlar için zincirler!
Cadenas para los demonios.
Zincirler.
¡ Traigan las cadenas!
Siz, zincirler.
Vamos, ¡ traigan las cadenas!
Zincirler işe yaramıyor.
Las cadenas no me ayudan.
Zincirler madalyaya benzemez.
Las cadenas no son medallas.
Zincirler, üstüne birkaç yıl da cabası.
Las cadenas y un par de años más...
- Kırık zincirler!
Las cadenas rotas.
Kafkarides, kum kanalları, makaralar ve yedek zincirler.
Kafkarides, canales de arena, poleas y cadenas de remolque.
Louise'in yardımıyla, Virgil'in bileklerinden zincirler çıkartılır.
Con la ayuda de Louise, las cadenas son removidas del tobillo de Virgil.
Latin geçmişimizde Alman mitolojisini keşfettik zincirler arasında edilen yeminler "Şerefim sadakatimdir." şeklinde tanımlar ve bizi büyüleyen diğer şeyler.
Una vez francés, siempre francés, incluso cuando nos enfretabamos con tales convicciones. Cuando los alemanes se dieron cuenta de esto, no nos tomarían en serio. ¿ Cómo se llevó con los alemanes?
Zincirler, gri bir taş ve bir bekçi hakkında söylenip durdun.
Sobre unas cadenas, sobre una piedra gris, sobre cierto conserje.
# Eğer boynuna zincirler yerine ilim incileri dolanmışsa
Si el conocimiento cuelga de tu cuello como perlas en lugar de cadenas
Ama yıllar geçti zincirler defalarca değişti ama ben yaşadım.
Pero pasaron los años y aunque muchas veces me cambiaron las cadenas, conseguí sobrevivir.
Biliyorum ama zincirler acıtıyor!
¡ Sí, pero las cadenas hacen mal!
Zincirler ne olacak?
¿ Qué pasa con las cadenas?
Zincirler bir zenciye yakışmaz Fiddler.
Las cadenas no son buenas para los negros.
Zincirler bir zenciye yakïsmaz Fiddler.
Las cadenas no son buenas para los negros.
- Bir kafes ve zincirler var!
¡ La jaula, y las cadenas!
Halka haline gelip zincirler oluşturarak herhangi bir kristalden çok daha karmaşık moleküller meydana getirebilir.
Puede doblarse formando anillos y alinearse formando cadenas, construyendo moléculas mucho más complejas que cualquier cristal.
Zincirler... böylece beni kilitleyip, sonsuza kadar senin olmamı sağlayabilirsin.
Cadenas... para que puedas encerrarme y así seré tuya para siempre.
Zincirler rahatsız ediyor olmalı.
Esas cadenas son molestas
- Bayım, tüm bu zincirler...
- Disculpe, señor.
Bu 12 uzun yıl, beni tutan zincirler gibiydi.
Estos 12 largos años han sido como cadenas que me sujetaban.
Zincirler, anahtar takımları, bulabildiğiniz her şey, krikolar!
Cadenas, llaves, cualquier cosa que puedan encontrar, hasta los gatos hidráulicos.
Altın zincirler takmaya başlamıştı, Jack.
Comenzó a usar cadenas de oro.
Altın zincirler, madalyonlar, yüzükler...
Cadenas, medallones y anillos de oro.
Her gün, öldürmek ve altın zincirler çalmak için dolaşan çocuklar görüyorum.
A diario veo chicos asesinar y robar para conseguir más cadenas de oro.
- Kapılardaki zincirler.
- Las cadenas en las puertas.
Altin saatler, altin zincirler, kizi elde etmek için biraz altin göstereceksin.
Oye amigo. Relojes de oro, cadenas de oro. Debes tener algo de oro para agarrar a esa chica.
Zincirler, nereden geliyorlardı?
Las cadenas. ¿ De dónde salieron?
Bu korkunç zincirler de neyin nesi?
Qué son estas terribles cadenas?
Zincirler!
¡ Cadenas!
Diğer zincirler engel olmaz.
Otras cadenas no pueden ser obstáculo.
Zincirler oldukça kalındır.
Las cadenas son muy gruesas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]