Çektim tradutor Espanhol
4,202 parallel translation
Ben de kanıt olarak resmini çektim.
Así que tomé su fotografía como prueba.
Ben zaten suçumun cezasını çektim.
Ya he estado castigado por mis crímenes.
Onların fotoğraflarını çektim.
Tengo fotos.
Hayır, öğretmenin onları tanıtmasını çektim. Sonrasındaki alkışlar da var.
No, tengo a la maestra haciendo la introducción, y luego los aplausos del final.
Fişini çektim, sonra da çantama attım.
Lo desenganché y lo metí en mi cartera.
Cezamı çektim ben.
Ya cumplí mi condena.
İbranice okulunda kopya çektim.
Me la pasé haciendo trampa para terminar la escuela hebrea.
Duruşmasında, ona hoşgörülü davranılmasını savunmuştum fakat sonunda yalan söylediğini itiraf ettirmeyi başardığım zaman önerimi geri çektim.
En su audiencia, pedí indulgencia pero con el tiempo le hice reconocer que había estado mintiendo y revertí mi recomendación.
Ben de bir tel saçını çektim ve biraz önce test sonuçlandı.
Hasta le saqué una muestra de cabello. Acabo de terminar el análisis.
Lensi test ederken çektim.
Sólo una... prueba de lente.
Bir sürü boktan şeyini sineye çektim. Çünkü işinde iyisin ve ben de iyi bir adamım.
Soporté mucha mierda de tu parte porque eres buena en tu trabajo y porque soy un buen tipo.
Bir ot çektim diye kafama sıçıyorsun ama fark ettin mi bilmem, şu anda bir bardayız.
Está bien, estabas allí, como, metiéndote en mis asuntos por fumar hierba, no sé si te diste cuenta, pero estamos en un bar.
Ortak hesabımızdaki paranın hepsini çektim.
Vacié nuestra cuenta de ahorros conjunta.
Tam teşekkürlü kafa ve boyun X-rayi çektim.
Le he hecho radiografías de la cabeza y el cuello.
Tess, yıllarca her gün ot çektim ve kimse fark etmedi, tamam mı?
Tess, estuve colocado todos los días de mi vida durante años, y nadie se enteró, ¿ vale?
Kahvaltı ettim ve şınavlarımı çektim.
Ya me hice el desayuno y mis flexiones.
Her zaman burundan çektim.
Solo la esnifo.
Fat Albert'i kendi versiyonumla çektim.
Produje mi propia versión de Albert el gordo.
Devam filmini bile çektim.
Incluso hice mi propio spin-off.
Tüm gün boyunca ızdırap çektim.
He sufrido todo el día.
Gördüğün gibi, masamı biraz öne çektim böylece deneğimi doğal ortamında daha rahat gözlemleyebiliyorum.
Como puedes ver, traje mi escritorio para acá... en primera fila. Esto me permitió... observar a mi sujeto en su hábitat natural.
Ve dikkatlerini sizin üstünüze çektim, Gundappa.
Y desvié toda su atención en tí, Gundappa.
- Merdiveni çektim.
- Yo empujé la escalera.
Ve en sonunda midesini açtım içine ulaştım ve elime ne geldiyse dışarı çektim.
Y al final... le abrí el estómago, Hurgué en su interior y saqué lo que había en mi mano.
Görünmez çizgiyi çektim yani sanırım.
Dibujé la línea invisible, eso creo.
Hayatım boyunca babanın kahrını çektim.
Tuve eso con tu padre.
Tamamdır Meg, 36 saat boyunca Aile Planlaması Derneği'nde bekledim ve sınıfındaki kızlardan oraya girenlerin resmini çektim.
Ok, Meg, me pare afuera de Paternidad Planificada por 36 horas y estas son las fotos de todas las chicas de tu clase que entraron. Muy bien, bueno.
Sen, senin sorunlarını yeterince çektim.
- Hey, tú, ¡ has tenido suficiente mierda!
Dediğin gibi, herife sakso çektim.
Le hice una mamada, como tú me pediste.
Dediğin gibi, herife sakso çektim.
Se la chupé tal y como me dijiste que hiciera.
Neyse ki kamerayı hemen çalıştırıp... dövüşü çektim.
Por suerte, puse la cámara en marcha a tiempo para captar esta pelea.
Biliyor musun Chad liseden sonra ilk defa şu an çektim.
Sabes, Chad, esta es la primea calada que he tenido desde "Godspell" en la Universidad.
Çektim.
Lo tengo.
Burada kalamayacağıma bahis oynayan herkese mutlu bir haberim var. Transfer isteğimi geri çektim.
Estoy realmente feliz de anunciaros a quiénes apostaron a que no lo haría que he retirado mi solicitud de traslado.
Evet, biraz sinirlendim, ve o mesajı çektim.
Sí, estaba un poco enfadado, y mandé ese mensaje.
Onlar yüzünden acı çektim.
He sufrido en ellos.
Sadece gizlice dairene girip ergenken yazdığın günlükleri okudum ve Vancouver'a uçup eski sevgililerini sorguya çektim ve çok sevilen Kanadalı aktör Alan Thicke'le kavga ettim. Eşit bir çekişmeydi!
Todo lo que hice fue entrar en tu apartamento, leer tus diarios volar a Vancouver para interrogar a tus ex novios y luchar con el querido actor canadiense Alan Thicke y terminar en un empate.
Sonra yan koltuğa çektim onu ve tekrar yola koyuldum. Hastaneye götürdüm.
Así que, le arrastré al asiento del pasajero y... y me puse al volante.
Ona ulaşmak için kenara çektim.
Lo moví a un lado para que pudiera llegar a ella.
Uyumakta zorluk çektim.
Tenía problemas para dormir.
- Evet, onları ben çektim.
- Sí, yo las tomé.
The Army Game'de çektim onu yeterince.
Tuve suficiente con The Army Game.
Hatta bir seferinde ben bir B aldım, kendi kafamı tuvalete sıkıştırıp sifonu çektim.
De hecho, la única vez que saqué una B, tuve que meter mi propia cabeza en el inodoro y darme a mi mismo un remolino.
- Biraz ondan, biraz da bundan. Bu aralar epey iri popondan çektim elimi.
Un poco en la columna A, otro poco en la columna B. De acuerdo, pero cuando sacas mi mano de tu casi excesivamente amplio culo...
Silahımı çektim çünkü bizi neyin beklediğini bilmiyoruz...
pero lo dejo porque no sabemos que nos espera detrás de esta... puerta.
Telefonumla biraz fotoğraf çektim.
Mira, tomé unas fotos en mi celular.
İşe gelmeye tekrar hazırım ama Simone'un önünde rest çektim o yüzden krem reklamını yapamam.
Ey, estoy listo para volver a trabajar, pero tomé un lugar en frente de Simone, así que no puedo hacer el anuncio de la crema.
Ivır zıvırlarını kenara kaldırıp bira şişelerini ortaya çektim.
Moví tus viejos trofeos y puse tus botellas almacenadas.
Anneme, sinemada çok eğleniyoruz diye mesaj çektim.
Le mandé un mensaje a mamá de bien que estamos pasando el cine.
- Evet, ben çektim.
- Sí, yo las tomé.
Yeterince çektim.
Tengo las suficientes.