Çünkü tradutor Espanhol
268,391 parallel translation
Dikkatinin dağılmamasını sağlayamıyorsun çünkü.
Porque no estás captando su atención.
Arkasına dönüp gözlüğünü çıkardı. Bu da çok tuhaftı çünkü geçen sene uçuşta kaybettiğim gözlüğün aynısıydı.
Entonces, se da la vuelta, se quita las gafas de sol, lo cual fue rarísimo, porque era exactamente el mismo par que yo compré el año pasado y perdí en ese vuelo...
Çünkü bir olay böyle anlatılır işte.
Porque así se cuenta una anécdota.
Genelde gülümsemelerimi kamera önüne saklarım çünkü öyle olunca daha gerçekçi oluyor.
- ¡ Sí! Normalmente me gusta reservar mis sonrisas para la cámara porque resultan más convincentes así.
Çünkü... Çünkü bu harika bir şey.
Porque... porque eso es genial.
Açamazlar çünkü yağmur yağacağını tahmin edemedim.
No, no, no pueden porque, como no he predicho, está lloviendo ahí fuera.
İyi bari çünkü golfe gideceğim.
Bien, porque tengo partido de golf.
Evet, muhteşem özellikleri de var çünkü.
Sí, también tiene muchas cualidades maravillosas.
Vazonun boş olduğunu fark etmiştim çünkü.
Había descubierto que la urna estaba vacía.
Ailemin görmesine izin veremezdim çünkü aşırı tepki verip sorumsuz olmamla ilgili bana nutuk atacaklarını biliyordum. Kaldırılması için cezamı da ödeyemezdim çünkü bu aşırı pahalı gözlüğü alınca tüm kredi kartı limitim doldu.
No podía dejar que mis padres lo vieran, porque sabía que exagerarían y me darían la charla sobre ser responsable, y no podía pagar para que me lo quitaran porque acabo de llegar al límite de mi tarjeta con este par de gafas tremendamente caras.
Evet, uzaklara gideceğin için çok zor olacak çünkü seni her zaman göremeyeceğim.
Vale, sí, va a ser duro porque vas a estar lejos, y no te voy a poder ver todo el rato.
Sevindim çünkü ilk sütyenimi yeni aldım.
Bien, porque me acabo de comprar el primero.
Evet çünkü kitapçık acil makyaj tazeleme kitimin yanına sığmadı.
Sí, porque el manual no cabía con mi estuche de retoque de emergencia.
Çünkü benim işim bu.
Porque eso es lo que hago.
Kalk hadi. Açıkçası bir bebeğe süper babalık yapmak hoşuma gidiyor. Böyle bir şeyi hiç yaşamadım çünkü.
No, mira, escucha... la verdad es que disfruto haciendo de súper papá a un bebé porque nunca pude hacerlo.
Ama kanıtlayacak hiçbir şeyin yok çünkü sen harika bir babasın.
Pero no tienes que probar nada porque eres un padre genial.
Neyse ki her şeyi tek başına yapmak zorunda kalmayacaksın çünkü hemen burada seni seven ve sana yardım etmek için elinden gelen her şeyi yapacak olan bir ailen var.
Bueno, sabes qué, lo bueno es que no tienes que hacer nada de esto por tu cuenta, porque tienes una familia justo aquí que te ama y hará todo lo que necesite hacer para ayudarte.
- O kadar umurumda değil çünkü.
Porque eso es todo lo que no me importa.
Korkunç partneri gidemeyeceğini söylemiş çünkü.
Dijo que no iba a venir porque su aterradora pareja dijo que no podía.
Benim işim bittiğinde çöpe atma çünkü bundan bir çay kaşığıyla havuzu temizleyebilirim.
Cuando acabemos con esto no lo tires, porque con una cucharada de té puedo limpiar la piscina.
Ama çabuk gel çünkü bunun beş dakikadan fazla kalmaması lazım.
- Sí, pero vuelve rápido porque esto no se puede dejar más de cinco minutos.
Çünkü Gloria ellerimin çok sert olduğunu söyledi.
Es porque Gloria dijo que mis manos estaban muy ásperas.
Bana "Jelly" demelerini beklerdim, çünkü bazen Evet, insanlar sıkıcı yayınları sevmezler.
Si, la gente no está acostumbrada a podcasts aburridos.
- Çünkü onlar aptal.
- Porque son idiotas.
Komik çünkü gerçek adım da Cleveland.
Es gracioso, porque me llamo Cleveland.
Çünkü seninle yaşamak başa bela.
Porque es un dolor en el culo vivir contigo.
Tüm yastıklarımızı samanla doldurmuş çünkü çizgi filmlerde bunun daha rahat göründüğünü düşünmüş.
Relleno nuestras almohadas con heno porque le pareció que en las caricaturas se veía cómodo.
Ne diye güveneyim ki sana? Çünkü sen beni seviyorsun, ben de seni seviyorum.
Porque tú me amas y yo te amo a ti.
Çünkü sana asla katılmayacağım.
Jamás me uniré a ti.
O zaman onlar adına üzüldüm çünkü hiç kaçarları yok.
Pues siento pena por esos chicos porque no tienen oportunidad.
Çünkü John Doe hâlâ buralarda olabilir...
- El desconocido sigue en el bosque...
Çünkü, annecik ile babacık uyurlarken beni durdurmaları pek olası değil.
Será difícil detenerme si mami y papi están dormidos.
Çünkü bizim suçumuz.
Es nuestra culpa.
Çünkü öylesi gerekti.
- Porque necesitaba hacerlo.
Çünkü kızımız tam karşımızda.
- ¡ Nuestra hija está ahí!
Çünkü sen daha küçük bir kızken, bunu seni bulmak için kullanmıştık.
- Porque lo usamos para encontrarte...
Emrine karşı koymanın bir yolunu buldu çünkü kalbinde o annesinin çocuğu onu gerçekten seven annenin.
Encontró cómo resistirse a tu orden porque... su madre es parte de él, y es quien lo ama de verdad.
Hepimiz gibi sen de alışacaksın. Çünkü sen busun Lucy.
Te acostumbrarás, como todos, porque es quien eres, Lucy.
- Çünkü onunla tanıştım.
- Porque lo conocí.
Bu doğru, çünkü geleceğimi benden başka herkse biliyor.
Claro, porque todos conocen mi futuro excepto yo.
Çünkü bunu daha önce gördüğümü hatırladım, Mason'un gizli gizli görüştüğü bir Rittenhouse üyesine ait.
Me di cuenta que la vi antes, y el tipo de Rittenhouse que es su dueño, es con quien se ha reunido en secreto Mason.
Çünkü Flynn bana karımın katili hakkında yalan söylemiş olsa da olmasa da kader yine de onun ölmüş olmasını istedi.
Porque, o Flynn me mintió sobre quién mató a mi esposa, o no lo hizo, y el destino la quería muerta de todas formas.
Çünkü son bir kaç günde çok şey yaşadım, ve uzun zamandır da mücadele ediyordum.
Porque he pasado por muchas cosas en los últimos días, y llevo mucho tiempo luchando contra eso.
Çünkü o vurulmadı.
Es porque no le dispararon.
Çünkü çoktan ölmüş.
Es porque ya está muerto.
Yalnız yaşıyorsun çünkü sana bakan herkes sende Kaos Katili'ni görüyor.
Eres básicamente un ermitaño porque todo lo que ven los demás cuando te miran es al Asesino del Caos.
Çünkü bu zafer bizlere ait.
Porque esta victoria nos pertenece a todos nosotros...
Bu gece zaferin keyfini çıkaralım çünkü yarın gerçek iş başlıyor.
Disfrutemos esta noche victoriosa, porque mañana empieza el verdadero trabajo.
Orada gidemedim çünkü yanımda çıktığım adam vardı.
No pude ir al baño porque fue una cita con un hombre.
Aramadık çünkü protesto ettiğimiz aslında sensin.
Habríamos llamado, pero estamos protestando contra ti.
Çünkü ilgi çekiyorum.
Porque causo intriga.
çünkü seni seviyorum 120
çünkü istemiyorum 17
çünkü ben 120
çünkü öyle 26
çünkü sen 53
çünkü o 125
çünkü ne 18
çünkü onu seviyorum 26
çünkü bu 61
çünkü tanrı 26
çünkü istemiyorum 17
çünkü ben 120
çünkü öyle 26
çünkü sen 53
çünkü o 125
çünkü ne 18
çünkü onu seviyorum 26
çünkü bu 61
çünkü tanrı 26