Ögrenecek tradutor Espanhol
2,389 parallel translation
Biliyorsun bunu öğrenecek.
El se va a enterar, lo sabes.
"Kim öğrenecek ki?" diye düşündüm.
Y supuse que nadie lo sabría.
Bunun ne anlama geldiğini öğrenecek kadar çok pizzacıyı yumrukladım.
He golpeado a suficientes hombres de la pizza para saber qué significa eso.
Sonraki beş müşteri ilk beş müşterinin sırlarını öğrenecek.
Los siguientes cinco escucharán los secretos de los cinco primeros.
Nerede olduğumu öğrenecek ve yine arabasıyla ezmeye çalışacak.
Descubrirá dónde estoy e intentará atropellarme con su coche, otra vez.
Yalnız çocuk B.'nin özellikle başkasının zamanını harcarken zaman veremeyeceği hiç öğrenecek mi? Bendeki eşyalardaki tüm şeyler boşanma evrakları, mücevherler ve annemin rock gruplarıyla gezdikleri zamandaki sanatsal çıplak resimleri var.
¿ Alguna vez el chico solitario aprenderá que S. no sabe mirar la hora, especialmente cuando está malgastando el tiempo de otra persona? Todo lo que tengo en mi montón son papeles de divorcio, joyas, e ingeniosos desnudos de mi madre en sus días de groupie.
Dan'in üzüntülü genç bir bayana karşı koyamayacağını öğrenecek kadar'Dedikoducu Kız'ı fazlasıyla okudum.
Leí Chica Chismosa y sé que Dan no puede resistir una damisela en líos.
Nereden öğrenecek?
¿ Cómo se va a enterar?
Yalan söylediğini öğrenecek olursam seni vurma konusunda asla tereddüde düşmem.
Si descubro que estás mintiendo, no dudaré en dispararte.
Gidip her kapıyı tıklatarak nerede oturduğunu öğrenecek değiliz.
No podemos sólo llamar en todas las puertas hasta que lo encontremos. No...
Bir şey saklıyorsan eğer patron da bunu sonradan öğrenecek olursa cesedini jetten aşağıya sallar.
Mira, si estás dejando algo atrás y el jefe luego lo averigua, va a lanzar tu cuerpo desde el jet.
Carmelo, Sırplar'ın kendisini soymadığını öğrenecek.
Carmelo averiguará que los Serbios no le han robado.
Japonya'dan öğrenecek çok şeyimiz var.
- Fantástico. Podríamos aprender mucho de los japoneses.
Bir kaç güne, Dünya kim olduğunu öğrenecek, Dean.
En unos días, el mundo sabrá quién eres, Dean.
Yakında onlar da öğrenecek.
Y pronto, ellos también lo sabrán. SUSPENDIDA SENTENCIA POR CRUELDAD CON ANIMALES
Ama şüpheliler arasında olacaksın, böylece Lane, karısıyla ilişkiniz olduğunu öğrenecek.
Pero será sospechoso. Y Lane se enterará de que ha estado teniendo una aventura con su mujer.
Ama bunları mahkemede kullanırsanız herkes babamın kirli bir polis olduğunu öğrenecek.
Pero si usas eso en el tribunal, todos sabrán que papá estaba corrupto.
- Sonuçları hemen öğrenecek miyim?
- ¿ Voy a saber el resultado ahora?
Jack, babacığın bunu öğrenecek.
Jack, tu papá va a saber de esto.
- Öğrenecek bir şeyim kalmadı!
- ¡ No me queda nada por aprender! - Sí, te queda.
Sloan gibi kızlar benim gibi erkekleri reddedince ne olduğunu öğrenecek.
Las chicas como Sloan sabrán qué pasa cuando no me prestan atención.
Richard... Burada yeni olduğumun tamamen farkındayım Carpathia hakkında öğrenecek çok şeyim var.
Richard, soy totalmente consciente de que soy un recién llegado y tengo mucho que aprender de Carpathia.
Maya öğrenecek.
¡ Esta es mi 11 aventura!
Peki Raj bu sahte ilişkiyi nasıl öğrenecek?
Yogui.
Söz konusu sadece sıhhiye eğitimi almış birisi olunca öğrenecek çok şey var tabii ki.
Bueno debe ser algo grande que digerir, especialmente para alguien con solo un entrenamiento médico.
Belki değilim, ama bilim insanlarıyla onlardan birkaç şey öğrenecek kadar uzun süre birlikte çalıştım.
Quizá no, pero he trabajado con bastantes de ellos para aprender unas pocas cosas.
Yeni evim hakkında öğrenecek çok şeyim var.
Hay tanto que aprender de mi nuevo hogar.
Diğerlerinin aksine, cadde motoru yarışı dünyasından geldiği için MotoGP'de öğrenecek çok şeyi olan o.
A diferencia de los otros, viene del mundo de la superbikes y es el que más tiene que aprender en MotoGP.
Dünya vampirleri öğrenecek ve topluca...
El mundo se entera de los vampiros y todo- -
Ama polisi ya da ondan bir şey rica eden adamı arayabilir. Sevgilisi nasılsa öğrenecek.
No, pero la Directora puede llamar a la policía o al tipo al que le está haciendo el favor.
Onu duydun mu? Eğer bu Basque'lı gerçeği öğrenecek olursa, bizi burada kuşbaşı doğrar.
Si ese vasco se entera de la verdad, nos disparará.
Ayrılma sebebinizi öğrenecek kadar büyüğüm!
¡ Soy lo suficientemente grande como para saber la razón por la que se separaron!
Evet, benim de bunu öğrenecek yeterli zamanım yok.
Sí, tampoco es que tenga mucho tiempo para aprendérmelo.
Nasılsa öğrenecek.
Igualmente se enterará.
Ve peşindeki her kimse nerede olduğunu öğrenecek.
Y a quíen vaya después de ti, sabrá donde estás.
Bunu varsayıma dayandıramazsın. Detayları öğrenecek olursa, bir tehdit oluşturacaktır!
¡ No puedes hacer suposición de que si recuerda todos los detalles será una amenaza!
Sessizce girip kaç kişi olduklarını öğrenecek biri lazım.
Necesito que alguien vaya calladamente y descubra cuántos son.
Titus öğrenecek olursa...
Si Titus descubriese...
Söylemezsem büyük ihtimalle öğrenecek ve daha da kötü olacak.
Si no se lo digo, probablemente se enterará de todas formas, y va a ser peor.
Seamus'a ne olduğunu öğrenecek misin?
Averigua que le pasó a Seamus.
Kurul öğrenecek olursa karışan herkesin işi sonsuza dek biter.
La junta se entera y todos los involucrados estarán fuera para siempre.
Ama öğrenecek.
Pero lo va a saber.
Nasıl olsa öğrenecek.
Ella lo va a averiguar de todos modos.
Cadı eşyaları kurcaladığını öğrenecek!
¡ La bruja conocerá cosas que deben ser perturbadoras!
Sevgili Solonius bunu öğrenecek.
Una lección que el buen Solonius está a punto de descubrir.
Öğrenecek çok şey var.
Hay demasiado por aprender.
Maria Enriques İspanya'ya vardığında Ferdinand ile Isabella da gerçeği öğrenecek.
Y cuando María Enriques desembarque en España, Ferdinand e Isabella conocerán la verdad.
Halk senin yaptığını öğrenecek olsaydı, seni darağacına yollardı.
Si esas personas averiguan lo que ha hecho, podrían colgarle.
O zaman Johnny tanığın Jolene DeMaine olduğunu öğrenecek.
Entonces, Johnny sabrá que fue Jolene DeMaine.
Eninde sonunda öğrenecek tabii ki ama o zamana kadar elimizden geleni yapıyoruz. Barajın yıkılmasını elinle önlemeye çalışmak gibi bir şey bu.
Esas palabras inevitablemente formarán parte de su vocabulario, pero, mientras tanto, al menos haremos todo lo posible para no sé, poner el dedo en el dique y esperar que lo mantenga por un tiempo.
Evet, ama Vivian henüz bilmiyor, ama öğrenecek.
Sí, pero Vivian no lo sabe todavía, pero lo sabrá.
öğrenecek 20
öğreneceksin 43
öğreneceksiniz 19
öğrenci 51
öğrendim 28
öğreneceğiz 28
öğren 61
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
öğrenmelisin 17
öğreneceksin 43
öğreneceksiniz 19
öğrenci 51
öğrendim 28
öğreneceğiz 28
öğren 61
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
öğrenmelisin 17