Ölmeyeceğiz tradutor Espanhol
268 parallel translation
Artık açlıktan ölmeyeceğiz.
Por ahora no nos moriremos de hambre.
Ülkemizin gerçek refahı için bir tekimiz bile ölmeyeceğiz.
Ninguno de nosotros dudaría en morir por el bien de la nación.
Hepimiz ölmeyeceğiz ; son borazan çalınınca hepimiz bir anda değiştirileceğiz.
"Los hombres que irán al cielo son los que buscan la Gloria."
Açlıktan hiçbir zaman ölmeyeceğiz Bunu yapmayın, Joe.
No vamos a seguir muriéndonos de hambre.
Sizler yürüyebilirsiniz, ancak bizler burada ölmeyeceğiz.
Ustedes pueden llegar caminando... ... mientras que nosotros moriremos aquí.
Ama biz ölmeyeceğiz.
Pero no vamos a morir.
Biz ölmeyeceğiz.
No vamos a morir.
- Barbara, hayır, ölmeyeceğiz.
. - ¡ Barbara, no moriremos! .
Neyse, en azından susuzluktan ölmeyeceğiz.
De todas formas, no nos faltará comida, ¿ no?
Ölmeyeceğiz.
No vamos a morir.
Ölmeyeceğiz.
No moriremos.
Biz ölmeyeceğiz demir almamalıyız biz ölmeyeceğiz demir almamalıyız biz ölmeyeceğiz
No queremos morir. Queremos bajar. No queremos morir.
Demir almamalıyız biz ölmeyeceğiz.
No queremos morir.
- Tanrı'ya şükür, açlıktan ölmeyeceğiz.
- ¡ Gracias! No moriremos de hambre.
Hayır, ölmeyeceğiz.
No vamos a morir.
Hayır! Ölmeyeceğiz!
No, no vamos a morir.
Hayır, ölmeyeceğiz.
No. No moriremos.
Ölmeyeceğiz.
Sobreviviremos.
Ölmeyeceğiz.
No lo haremos.
Önemli olan oraya vardığımız zaman hiç hastalanmayacağız, yaşlanmayacağız ve ölmeyeceğiz.
Lo que importa es que... cuando lleguemos a nuestro destino... no nos pondremos enfermos, ni envejeceremos ni nos moriremos.
- Hayır, ölmeyeceğiz.
- No, no lo haremos.
Ölmeyeceğiz, tamam mı?
No vamos a morir, ¿ de acuerdo?
Ölmeyeceğiz!
¡ No vamos a morir!
Kesinlikle ölmeyeceğiz!
¡ No digas eso!
Elaine... Bering Denizi'ne gideceğiz, aşık olacağız ve asla ölmeyeceğiz.
Elaine nos iremos al Mar de Bering, nos amaremos y nunca moriremos.
Neyse ki, en azından burada açIıktan ölmeyeceğiz.
Al menos, no nos moriremos de hambre.
Sakin ol Ölmeyeceğiz.
Tranquilízate. No vamos a morir.
En azından açlıktan ölmeyeceğiz.
Por lo menos, no moriremos de hambre.
Hayır, ölmeyeceğiz. Worf'un fırtınayı durdurma gücü var.
No, Worf tiene el poder de parar las tormentas.
Ve biz polis gücü ölmeyeceğiz.
Además, no nos unimos a la fuerza para perder nuestras vidas, ¿ cierto, señor?
Bu gece ölmeyeceğiz.
No vamos a morir esta noche.
Biz ölmeyeceğiz. Birbirimizi kollayacağız.
Para evitarlo, tendremos que cuidarnos.
Sakin ol, Gilbert kardeş, ölmeyeceğiz.
Cálmate. No nos vamos a matar.
Biz hemen ölmeyeceğiz. Yavaşça. Zavallıca.
Sucumbiremos... lentamente, miserablemente, dolorosamente.
- Ölmeyeceğiz! İşte, al.
- ¡ No nos morimos!
Burada ölmeyeceğiz.
No vamos a morir.
Lisa, ölmeyeceğiz tamam mı?
Lisa, no vamos a morir.
Burada ölmeyeceğiz.
No vamos a morir aquí.
- Ölmeyeceğiz. - Julian'a inanırsan. Şahsen, ben kurtulacağımı sanmıyorum.
No creo que pueda hacerlo.
- Hayır, ölmeyeceğiz.
- No, no vamos a morir.
- Ölmeyeceğiz.
- No moriremos.
Hayır, ölmeyeceğiz.
No.
Burada ölmeyeceğiz.
No vamos a morirnos aquí dentro.
Şundan emin olun, açlıktan ölmeyeceğiz. Artık ambar kapıları sonuna kadar açık çünkü. İnsanlar oracıkta dikilip diyorlar ki,
Hemos sabido que los generales Lecomte y Clément Thomas fueron salvajemente ejecutados por la turba, mientras trataban de recuperar el cañón... "
En azından susuzluktan ölmeyeceğiz.
Por lo menos no vamos a morir de sed.
Vaktinde dönebilirsek ölmeyeceğiz.
Entonces tendremos que volver aquí a tiempo, ¿ no es así?
- Ölmeyeceğiz, değil mi?
Vamos a morir, ¿ verdad? Posiblemente
Biz ölmeyeceğiz.
No queremos morir. Queremos bajar.
Hayır, ölmeyeceğiz, dostum.
No, vamos a vivir, y vamos a pasar a través de esa ventana para hacerlo.
Asla ölmeyeceğiz.
¡ Nunca!
- Hayır ölmeyeceğiz.
No vamos a morir.