English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Ö ] / Öğretmeni

Öğretmeni tradutor Espanhol

2,434 parallel translation
- Fizik öğretmeni Rabier'in oğlu.
Es desagradable. Es el hijo de Rabier, el profesor de física.
Hiçbir öğretmeni potansiyelini görmüyor.
Ninguno de sus maestros parece ver su potencial.
Beden eğitimi öğretmeni mi?
Profesora de gimnasia?
Belki de onun öğretmeni olmak istemiyorumdur.
Puede ser que yo no quiera ser maestra
AIDS öğretmeni sözünü duyunca nasıl gülmüştük hatırladın mı?
Recuerdas cómo nos reímos cuando oímos decir por primera vez "Ayuda del profesor" ( AIDS = Ayuda / SIDA )
Greendale'in önde gelen ve tek İspanyolca öğretmeni.
El pricipal, y único, profesor de español de Greendale.
Henry Manox adında bir müzik öğretmeni ve Francis Dereham adında bir beyefendi.
Un maestro de música llamado Henry Manox y un caballero llamado Francis Dereham.
Kraliçe, Norfolk'lu Dowager Düşesi'nin evinde yaşarken, müzik öğretmeni Henry Manox'un ilgisini çekmiş.
La Reina recibió atenciones de su maestro de música Henry Manox, cuando ella vivía con la Duquesa de Norfolk.
Montessori Anaokulu Öğretmeni
"Maestra de la Guardería Montessori"
Öğretmeni tarafından yazılmış bir peri masalıydı.
Fue un cuento de hadas narrado por su profesor.
Ama ben öyle bir öğretmeni seçtim.
Pero yo escogí este profesor.
Ve ben bu yüzden o zorlu öğretmeni seçtim.
Y es por eso que elegí el profesor duro.
Bayan Zavransky, matematik öğretmeni.
Uh, Mrs. Zavransky, profesora de matemáticas.
Ve bu sorumlu kişilerin arasında da, öğretmeni gibi, kafir olma ihtimali olanları bulduk!
¡ Y entre ellos, algunos que consideramos sospechosos de herejía, como sus tutores!
Dinle, bana cuma gününe kadar akıcı bir şekilde Cahuilla dilini öğretmeni istiyorum.
Escucha, necesito que me enseñes a hablar fluidamente
- Pekala. Yeter, ben öğretmeni çağırıyorum.
- Bien.Deja consigo a un profesor.
Nasıl oluyor da bir tarih öğretmeni sistemimize sızabiliyor?
Entonces, ¿ Cómo un profesor de historia entra a nuestro sistema de seguridad?
Çünkü kendisi ayrıca bilgisayar bilimi öğretmeni.
Porque él también es profesor de ciencias tecnológicas.
Öğretmeni de bu görüşü destekliyor.
Y su tutor personal pensó que podía lograrlo.
- Fen öğretmeni kel Mike mı?
¿ El pelado... -... que enseña ciencias?
Tıpkı babam gibi, o da müzik öğretmeni.
Y enseña música, tal como hacía mi padre.
Bunu nasıl yapacağımı öğretmeni istiyorum.
Quiero que me enseñes... Como hacerlo
Bay Schiff? Lisedeyken annemin oynaştığı matematik öğretmeni.
El profesor de matemática con el que se salió en la secundaria.
Lisedeyken annemin oynaştığı matematik öğretmeni.
- ¿ Quién? El maestro de matemática con el que se acostó en la secundaria.
Anaokulu öğretmeni falan mı sandın beni?
¿ Qué soy, su maestra de jardín?
Lisedeyken annemin oynaştığı matematik öğretmeni.
El profesor de matemática con el que salió en la secundaria.
Onun en iyi arkadaşı, oğlumun 3. sınıf öğretmeni Panda Express'in müdürü...
Su mejor amigo, el profesor de tercer grado de mi hijo el gerente de Panda Express...
Babam iş için şehir dışında nasılsa. Annem de ilkokul öğretmeni olduğu için evde yok.
Mi padre esta afuera de la ciudad por trabajo y mi madre es profesora de primaria, osea que no hay nadie.
Öğretmeni, sağlıksız olduğunu öğretmişti.
Su maestra le enseñó que era insalubre.
3-A sınıfının öğretmeni Shido.
- Es Shido, profesor de 3ro.
En sevdiği öğretmeni sizmişsiniz.
Dice que Ud. es su profesora favorita.
İşte, öğretmeni aradı... - Ne zamana?
De cualquier modo, su profesora llamó...
Bunun yerine onu yer altına çektim. Ona yeni bir hayat kurdum. Hong Kong'da fen bilimleri öğretmeni oldu.
En vez de eso, lo dirijí a la clandestinidad, y le encontré una nueva vida como profesor de ciencias en Honk Kong.
Resim öğretmeni olarak sanatsal çalışmalarla ilgileniyorum.
Como profesora de arte, me interesan las obras de arte.
- Belki her zaman bir tarih öğretmeni ve bir futbol koçu olacağınızı biliyordunuz veya belki de bunu hayatınızın sonraki bir aşamasında fark ettiniz ama düşlerimiz her zaman belirli bir zamanda gerçekleşmez.
Tal vez siempre has sabido que seras un profesor de historia o un capital de futbol o quizás te das cuenta de que te llama más tarde en tu vida. pero nuestros sueños no siempre pasan según organizamos.
Bir gün bana öğretmeni gerçekten isterim.
Me gustaría eso, amigo. Un día me gustaría mucho.
Yerel ingilizce öğretmeni.
Profesor de inglés local.
Ama Bay Robbins onun öğretmeni.
Pero el señor Robbins es su profesor.
Beden eğitimi öğretmeni, ikincilik de iyidir demiş.
Su profesora de educación física le dijo que el segundo lugar es igual de bueno.
Öğretmeni çocuğun dengesinin biraz bozulduğunu söylüyor. Evet, onunla konuştum.
Su maestro siente que está un poco desorientado.
Müzik öğretmeni olarak iş bulmayı düşünmüştüm.
Llevo mucho tiempo pensando en trabajar de profesor de música.
Bu kadın, ihzar emri gücüne sahip, eski bir sınıf öğretmeni.
Ella es una ex maestra de escuela enfadada con poder de citación.
Ev ekonomisi öğretmeni benim.
Yo. Yo soy la maestra de arte.
Ben de bir lise matematik öğretmeni.
Y yo soy profesor de matemáticas de instituto.
Değişim öğrencisini seks kölesi yapmaya çalışan ortaokul öğretmeni mi?
Es el maestro de secundaria que intentó volver a su extranjero estudiante de intercambio, en un esclavo sexual?
Bu.. Bu Marcie'nin öğretmeni.
Este... es el entrenador personal de Marcie.
Marcie'nin öğretmeni.
En entrenador de Marcie.
Marcie Westerfield'in öğretmeni..
El entrenador de Marcie Westerfield.
Beden eğitimi öğretmeni mi?
¿ Profesor de gimnasia?
Öğretmeni tarafından övülmek, sevgiyle düzeltilmek istiyor...
Él quiere ser elogiado y ser cariñosamente corregido por su maestro.
Preah'a verilen mesaj ; halkının lideri ve öğretmeni olmasıdır.
El mensaje que recibió Preah fue que debía ser un líder y un maestro para su pueblo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]