Şeytan tradutor Espanhol
17,230 parallel translation
Şeytan.
Diablo.
Benim şok bilgimi "Şeytan Marka Giyer" sanabilirsiniz ama benim kitabımda bir tane bile imalı referans olmayacak.
Así que podéis pensar en mis intimidades como "El diablo viste de Prada" pero con anfetaminas, solo que no habrá referencias básicas al velo en mi libro.
Şeytan karı.
La diabla.
Aslında daha tatmin edici şeytan kostümü giyip yabancıları çok fena dövdüğünü söylemekten.
Es más plausible que vestirte con un traje de demonio y darle palizas a extraños.
Şeytanın benim için geleceğini hep biliyordum.
Siempre supe que el diablo vendría por mí.
Sanki şeytan bu topraklarda yürümüş.
Es como si el diablo caminase por la Tierra.
Adam insan değil ama şeytan da değil.
No es humano, pero tampoco es el diablo.
Şeytan öldürülemez.
Al diablo no se le puede matar.
Şeytan boynuzundan maskeleri olan adamlar kasabama geldiklerinde yedi yaşımdaydım.
Yo tenía siete años cuando atacaron a mi pueblo. Llevaban máscaras y cuernos de diablos.
Demek istediğim,... ayağa kalk, şeytanın gözlerine bak, ... ona ne hissettiğini söyle.
Quiero decir, por supuesto, levántate, mira al Diablo a los ojos, dile lo que sientes.
İnatçı küçük şeytan!
¡ Una terca diablilla!
Pembe giymiş şeytan gibi kerata.
Es el demonio de rosa.
Ve Tex dedi ki, "Şeytan olan benim ve onun işini halletmeye geldim."
Y Tex dijo, "yo soy el Diablo, y estoy aquí para hacer los asuntos del Diablo".
İşte, son defa... Yüzüne baktığımda, şeytanı gördüm.
La última vez que vi tu cara, era de un demonio.
İşte o zaman şeytan içime girdi.
Ahí fue cuando el diablo se apoderó de mí.
Namıdiğer Şeytan'ın Nefesi.
Algunos la llaman Aliento del diablo.
Shitai yine uyuyakaldı. Fakat haklı. İnsanlar şeytan.
¡ Shitai se durmió de nuevo pero tiene razón, todos los humanos son malvados!
Şeytan gibi bir insana aşık olan denizkızı.
¡ Una sirena se enamora de un humano malvado!
İnsanlar şeytan olabilir fakat iyileri de var.
Los seres humanos pueden llegar a ser malos pero también pueden ser buenos.
Senin şeytan olduğunu düşünüyor.
Piensa que usted es el diablo.
Karım küçük bir şeytan doğurdu.
Mi esposa dió a luz a una pequeña demonio.
Tatlı dilli şeytan gibisin be Jack.
Debe tener bastante la lengua de plata, Jack.
- Gel buraya yakışıklı şeytan!
Ven aquí, apuesto hijo de puta!
İçinde şeytan var. "
Llevas el mal dentro de ti ".
Buradaki tek şeytan sensin.
La única fuerza maligna aquí eres tú.
Şarkıdaki sözler gibi "Şeytan da olabilir, Tanrı da olabilir sonuçta birine hizmet etmen gerekecek."
Bueno, es como cantó el hombre. "Podrá ser el diablo o podrá ser el Señor, pero tienen que servirle a alguien", ¿ cierto?
Eski New York sosyal bilgileri Judith Case ve John Raymond Canlı bir sunak olan çıplak kırmızı başın önünde Şeytan tarafından kutsal olmayan evlilik katılır.
La ex-socialité de Nueva York Judith Case y John Raymond fueron unidos por satanás en un matrimonio profano, ante un altar vivo, una pelirroja desnuda.
Şeytan yüzü.
Cara de diablo.
Şövalyeler Şeytanın Hizmetindedir.
Caballeros al servicio de satanás.
KISS şeytan değil kedi ibadet etti.
Kiss adoraban vagina, no Satanás.
LaVey'nin Şeytan Kilisesinin ilk kızkardeşlerinden biri.
Una de las primeras hermanas de la Iglesia de Satanás de LaVey.
Evet, gidip şeytanın salyasını em, kaltak!
¡ Sí, ve a chupar el pene del diablo, puto!
Şeytanın bununla hiçbir ilgisi yoktu.
Satanás no tiene nada que ver con ello.
Aman Tanrım. Hala o küçük Şeytan dükkânındayız mı?
Dios mío. ¿ Todavía estamos en esa pequeña tienda de Satanás?
Arka odada bir şeytan tapınak mı var?
¿ Con un santuario del diablo en la parte de atrás?
Şeytan övgüsü.
- Furia satánica.
Hey, Şeytan'ın çocukları, ecstasy mi yapıyorsun?
Hijos de Satanás, ¿ están usando éxtasis?
- Şeytan mısınız?
- ¿ Eres satánica?
Kısa zaman sonra gülümseyecekti. Çünkü herşey... basit bir rüyaydı ve entrikacı şeytan yok olacaktı.
Pero pronto iba a sonreír, porque todo el tiempo, era simplemente un sueño y ningún plan malvado.
Şeytan senin içinde.
El diablo esta en tu interior.
Why, after all the things i sheltered you from, O tanrı ve ben şeytan mı oldum?
¿ Por qué, después de todas las cosas que te protegi, me he convertido en el diablo, y él en Dios?
Eminim halledersin, seni şeytan.
Apuesto que sí, diablillo.
Ey kutsal yaratık "dedim," Uğursuz kuş ya da şeytan! "
"Enviado por el Tentador, o arrojado por la tempestad a este refugio,"
Ey kutsal yaratık "dedim," Uğursuz kuş ya da şeytan! "'
"Enviado por el Tentador, o arrojado por la tempestad..."
Ey kutsal yaratık "dedim," Uğursuz kuş ya da şeytan! "
"Enviado por el Tentador, o arrojado por la tempestad..."
Ey kutsal yaratık "dedim," Uğursuz kuş ya da şeytan! "
"Enviado por el Tentador," o arrojado por la tempestad a este refugio... "
Şeytan diyor ki git adamı uçaktan fırlat.
Estoy tentado de lanzarle fuera del avión ahora mismo.
Melek ve şeytan, aydınlık ve karanlık.
Ángel y demonio. Luz y oscuridad.
- Şeytanın sesleri.
- Oye voces satánicas.
Sus Şeytan!
¡ Fuera, Satán!
Şeytan burada yaşıyor.
Bien.