English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Ş ] / Şeytanlar

Şeytanlar tradutor Espanhol

1,813 parallel translation
Tüm şeytanlarımı öldürürsen, Roy meleklerim de ölebilir.
Mata a mis demonios, Roy y mis ángeles también morirán.
"Tüm şeytanlarımı yok edersen, meleklerim de ölebilir."
- ¿ Qué cosa? "Mata a mis demonios y mis ángeles morirán también".
Danny Randall kendi şeytanlarıyla savaştı, ve bugün onlar kazandı.
Danny Randall peleaba contra sus propios demonios, y hoy, ellos ganaron.
Fakat tıpkı şeytanlar gibi beklediler.
Pero ellos se aferraron como demonios
Söyledikleri kadar şeytanlar mı?
¿ Son tan malos como dicen?
Siyah iktidarı siz bütün beyaz şeytanların icabına bakacak...
Poder negro, del que no tienes.
İkiz toz şeytanları. Olağandışı ama Tanrı'nın değil.
"Los demonios del polvo", raros, pero no para Dios.
Ama bu şeytanları kendi içimizde yarattığımıza inanıyorum.
Pero creo que creamos demonios dentro de nosotros.
.. tüm melekler ve şeytanlar.. tüm dünya dışı yaratıklarla birlikte vajinamdaydılar..
¡ Todos los angeles y demonios... Joshua, Jacob, Jeremias... Pedro y Pablo, todas las criaturas del mundo... dentro de mi vagina!
Ölümsüz ruhunu baştan çıkaran şeytanları içinden çıkartmak için.
Para exorcizar los demonios que han tentado tu alma inmortal.
Deniz kızları, cadılar, şeytanlar, her biri.
Sirenas frías, brujas, y demonios. Todas y cada una de ellas.
Tanrı ağladı ve sinirlendi ve her yer sular altında kaldı ve dünyada kök salmış bütün kötülükleri boğdu topraktaki, taştaki ve havadaki şeytanlar hariç.
Dios lloró y se enfureció y vinieron las inundaciones. ... ahogando todo el mal que había echado raices... enterrando al diablo en la tierra en las rocas y en el aire.
Çünkü bütün şeytanlar artık öldü.
Es difícil averiguarlo ahora que ese viejo diablo está muerto.
Dışardaki zavallı şeytanlar için hayatın ne ifade ettiğini düşünüyorum.
¡ Que vida tienen esos pobres diablos de ahí fuera!
Senin avlundaki o zavallı şeytanlar, orada bulundukları için mutlular.
Esos pobres diablos, que están en tu patio, son felices por estar ahí.
HAYDİ BASTIRIN ŞEYTANLAR!
ADELANTE, DIABLOS
Gilgamel gibi kılık değiştiren şeytanlar.
Demonios Traveste como Gilgamel.
Şeytanların dünyasında yaşayanlar günahlarının affedileceğine inanmak istemez.
La gente que vive en el mundo del Archienemigo no quiere créelo - que sus pecados han sido perdonados.
Şeytanların huzurunda biz de değersiziz!
¡ Somos indignos! Debido a los pecados de Satán.
Bunu yapmak şeytanları çağırmak demek olur.
Hacer algo para no provocar a los demonios... debemos sacrificar sus almas, por nuestra redención...
Şeytanlar!
¡ Demonios!
Kırmızı Şeytanlar!
Los Diablos Rojos...
Şeytanların elinde olduğunu mu düşünüyorsun?
¿ Crees que tienes demonios en tus manos ahora?
Senin yanına gitmeye korkacağın şeytanların icabına bakabilirim.
Puedo eliminar demonios a los que tú tienes miedo de acercarte.
Senin yanına gitmeye korkacağın şeytanları alt ediyorum.
Puedo eliminar demonios a los que tú tienes miedo de acercarte.
Demek şeytanlar.
Entonces, demonios, ¿ no?
Şeytanlar tarafından mı?
¿ Por los demonios?
Belki şeytanlar yapabiliyordur.
Quizá los demonios puedan.
Şeytanlar kasabada da ondan.
Porque hay demonios en la ciudad, por eso.
Belki de şeytanların görünmez mürekkebi.
Quizás es tinta invisible de demonio.
Şeytanlar mı?
¿ Demonios?
Yani şeytanlar meleklerin işi bu bizi aşan bir şey değil mi?
Un demonio con esas habilidades tiene que estar fuera de nuestro alcance, ¿ no?
Ama şeytanlar kazansa bile bunu görmek için orada olamayacaksın.
Pero incluso si los demonios ganasen no estarás ahí para verlo.
Şeytanlar melekleri nasıl öldürüyor?
¿ Cómo están matando a los ángeles los demonios?
Bunu şeytanlar yapmıyor.
Los demonios no están dando los golpes.
Kardeşlerimiz ölüyor ve onlar bundan sorumlu şeytanları avlamayı kesmemizi söylüyorlar.
Nuestros hermanos y hermanas están muriendo y ellos ellos quieren que dejemos de cazar al demonio responsable.
Eğer şeytanlar değilse ne o zaman?
Si no son los demonios, ¿ qué puede ser?
Alastair Dean'i öldürüp kaçmalıydı. Bizde şeytanların peşinden gidecektik.
Alastair debió matar a Dean y haber escapado y tú haberte ido felizmente echándole la culpa a los demonios.
Şeytanlar mı yaptı?
- ¿ Fueron los demonios?
Hayaletleri, şeytanları, vampirleri avlıyorlar.
Cazando fantasmas, demonios, vampiros.
Şeytanlar hakkında bu kadar şeyi nasıl biliyorsun?
Entonces, ¿ cómo sabes tanto sobre demonios?
Dışarıda şeytanlar ve yaratıklar olduğu sürece öyle olacak.
Por culpa de los demonios y monstruos de ahí fuera, eso es todo lo que él es.
Şeytanlar, melekler yeter artık.
Con los demonios, ángeles, con todo.
Şeytanlar asla durmayacaktır. Asla ailenle birlikte olamayacaksın.
Los demonios nunca se detendrán, y tú nunca podrás estar con tu familia.
- Şeytanlar öyle mi?
- ¿ Así que demonio?
Bende senin kadar sevmiyorum ama Sam şeytanları öldürebiliyor.
Bueno, esto me gusta tan poco como a ti, pero... Sam puede matar demonios.
Şeytanların bildiği bir hikaye.
Historia de la escuela dominical de los demonios.
Veya şeytanlar sinirlenmiştir.
O Satán se molestó.
Şeytanlar.
- Demonios.
Yani Lilith ve sari gözlü tüm önemli seytanlar oraya gitmisler.
¡ Vaya! Así que Lilith, ojos-amarillos y todos los principales están de visita.
seytanlar etrafta dolasiyor.
Los demonios están acechando.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]