30 saniye tradutor Francês
1,603 parallel translation
Bay Green 30 saniye sonra gidebilirsiniz.
M. Green... dans 30 secondes vous pouvez être parti.
30 saniye.
Trente secondes?
Ayrıca der ki ; eğer ciğerlerinizi hava ile doldurursanız, uzay boşluğunda 30 saniye kadar yaşayabileceğinizi söyler.
Le guide précise aussi qu'en retenant sa respiration, il est possible de survivre 30 secondes dans le vide absolu de l'espace.
İçinde ceset olan bir minibüsteyim. 30 saniye sonra oradayım.
Je suis dans une camionnette, avec le corps.
İki ekibimiz var. Müdür kavşaktan 30 saniye önce sahte çıkış emri verecek.
Le chef d'opération nous donnera une sortie fictive 30 secondes avant l'intersection.
Bana 30 saniye ver, sonra buradan gideceğim.
Donnez-moi 30 secondes et je me casse.
30 saniye!
Trente secondes!
30 saniye içinde ağrının geçmesi lazım.
La douleur devrait se dissiper en 30 secondes.
30 saniye oldu!
Ça fait 30 secondes.
Bekleyin. 30 saniye bekleyin, geçecek.
Attendez 30 secondes, ça va passer.
Tahminimden 30 saniye daha fazla dayandın.
Tu as tenu 30 secondes de plus que ce que je pensais.
20 saniye mi? - 30 saniye, Ed.
Trente secondes, Ed.
Programa 30 saniye.
30 secondes avant le début de l'émission.
30 saniye içinde radyoyu açarsın.
Tu n'auras qu'à allumer la radio dans 30 secondes.
30 saniye sonra kendine gelecek.
Il reprendra connaissance dans 30 secondes.
30 saniye.
Trente secondes.
Bana 30 saniye ver.
- Comment ça se passe? - Donne-moi 30 secondes.
Teslimatı yapmak için 30 saniye vaktin olacak.
Vous aurez 30 secondes maximum pour la livraison.
- Son soruşundan beri 30 saniye.
Depuis la dernière fois que tu as demandé, 30 secondes.
- 30 saniye sonra.
- 30 secondes.
- 20 30 saniye kadar sonra.
- 20 secondes.
Leylak rengi ve tehlikeli. Londra'nın merkezine 30 saniye uzaklıkta.
Il est mauve, dangereux, et à 30 secondes du centre de Londres.
- Çünkü tehlikeli. Ve Londra'nın merkezine 30 saniye uzaklıkta.
- Il est mauve, dangereux, et à 30 secondes du centre de Londres.
Kasetin sonu. Yaklaşık 30 saniye önce bitmiş.
La bande s'est arrêtée il y a 30 secondes.
- Leylak rengi ve tehlikeli. Ve Londra'nın merkezine 30 saniye uzaklıkta.
- Il est mauve, dangereux, et à 30 secondes du centre de Londres.
Atışın etkinleştirilmesine 30 saniye.
30 secondes avant le lancement.
İki dakika içinde bitiyor. Hâlâ saçıma ne yapacağımı bilmiyorum ve düğün planlamacımın bunu başaracağına inancım hiç yok. - 30 saniye.
Je n'arrive toujours pas à décider quoi faire de mes cheveux et j'ai aucune confiance en mon organisatrice pour ça.... 30 secondes... que quelqu'un me chronomètre Qu'est ce que tu fais?
Endişe etme, kapanışa daha 30 saniye var.
On n'a que 30 secondes pour parier.
- İki dakika sürmez ama. - Hayır, 30 saniye dedim.
Promis, chéri.
Reklâmlardan 30 saniye sonra döneceğiz.
Nous sommes de retour après les publicités dans 30 secondes.
Siz ayrıldıktan 30 saniye sonra telefona sarıldı.
Il est allé téléphoner 30 secondes après que vous soyez parti.
Ne güzel saatmiş. - Teşekkürler. 30 saniye.
- Merci. 30 secondes.
Bronco'lar bir sayı geride ve maçın bitmesine 30 saniye kaldı.
Les broncos perdent d'un point, et il reste 30 secondes.
Beyler, 30 saniye içinde görüş alanınıza girecek.
Messieurs, visuel dans 30 secondes.
Tamam, şey, benim ki gitti, seninkine de 30 saniye veriyorum.
Bon, le mien est parti. Je laisse 30 secondes à Steven.
Televizyondaki ilk yayınını beraber seyredelim diye annemi davet etmiştim. 30 saniye boyunca 20 milyon insan benim müziğimi dinledi.
P epsi... J'ai invité Maman pour la première sur une grosse chaîne nationale. Pendant 30 secondes, 20 Millions de personnes écoutaient ma musique!
Tahmini varış 30 saniye.
Temps estimé 30 secondes.
30 saniye sonra görüşürüz.
On se voit dans 30 secondes.
30 saniye daha lâzım.
J'ai besoin de 30 secondes.
30.344 saniye reklam yapmam gerekiyor.
Moi aussi je fais une annonce de 30 seconds.
Yaklaşık 20 saniye, uydunun görüntüsünden çıkmış olacaklar.
Ils seront hors de vue du satellite pour environ 30 secondes.
30 saniye.
30 secondes.
30 saniye için bir buçuk nilyon. Bir buçuk milyon başladığımız paradan bile çok.
C'est beaucoup plus que ce que l'on avait au départ.
Saniye 30 mermi atıyor.
30 balles par seconde.
30 saniye sonra çıkacağız.
Puis on sort.
Yapamam... Bir saniye.
Attendez. 30 minutes?
- 30, 20, 10 saniye.
- 30, 20, 10 secondes.
40 saniye. 30.
40 secondes... 30...
Açıklanamayan bir kısa devre olmuş, ama kamera bozulduktan otuz saniye sonra.
Il y a eu un pic inexpliqué, mais c'est arrivé 30 secondes après la défaillance de la caméra.
Eğer bir okul otobüsü uçurumdan aşağı saatte 65 km hızla 2,5 km yüksekliğinden taşlık bir kıyı şeridine doğru düşüyorsa, 6 okul öğrencisi, öğretmenin ve otobüs şöförünün ölmek üzere oldukları gerçeğini anlamaları için kaç saniye vardır?
Si un bus scolaire roulant à 65km / h tombe d'une falaise et tombe d'une falaise à pic de 30 m dans la mer combien de secondes faut-il aux six étudiants, leur prof, et le chauffeur du bus pour comprendre qu'ils sont sur le point de mourir?
30 saniye kaldı!
Il reste 30 secondes!