Bacağım tradutor Francês
2,815 parallel translation
Bacağım mı titriyor?
Je tremble.
Bacağımın titrediğini hissediyorum.
Regarde si mes jambes tremblent.
Bacağım titriyor mu diye baksana, titrediğini hissediyorum da.
Ma jambe tremble. Je vais glisser.
O Galaya gidebilmek için sol arka bacağımı bile verirdim. benimle birlikte...
Wow... j'donnerais vraiment cher pour aller à ce gala.
Bir şey bacağıma süründü.
- Quelque chose m'a touché la jambe.
- Kahrolası bacağım!
- Putain de jambe!
Bacağım yüzünden...
A cause de ma jambe.
Bacağım!
Mes muscles sont complètement tétanisés.
Bacağım neden ani tepki verdi?
Je fais ça naturellement? Pourquoi?
Şöyle bir bacağımı diğerinin önüne koymayı.
Mettre un pied devant l'autre, comme ça.
İki bacağımdan da vuruldum.
Il m'a tiré dans les deux jambes.
Arkadaşlarına anlattı, çünkü bir ay geçmeden başka bir tanesi bacağımı aldı.
Il a sûrement répandu la nouvelle. Un mois plus tard, un autre m'a bouffé la jambe.
Bacağım İran'da.
Ma jambe est en Iran.
Tek sağlam bacağım olsa da ondan iyi dans edebilirim.
Même sur une jambe, je danse mieux que lui.
Bacağımı yavaşça yere indirir misin?
Descendez ma jambe, lentement.
Unuttun galiba, beni de bacağımdan vurdu.
Je te rappelle qu'il m'a tiré dans la jambe.
Çünkü bunu alıp bacağımı delemem.
Parce que je ne peux pas fouiller dans ma propre jambe.
Seni yatağa taşırdım ama çok irisin ve benim bacağım sakat...
Je t'aurais bien mis dans ton lit, mais t'es costaud et je boite, alors...
Bacağım beni öldürüyor.
J'ai trop mal.
Bacağım gibi Siyah İnci'yi de kaybettim.
Perdu, comme ma jambe.
Mürettebatı yılan gibi sıkıca sarmıştı. Beni de bacağımdan kavramıştı.
Tels des serpents, les boutes capturaient l'équipage et m'attrapaient la jambe.
Karasakal'ın gemisine ve adamlarına el koyuyorum! Ve bu kılıç kaybettiğim bacağımın bedeli olacak!
Je revendique son vaisseau, ses hommes, et ce sabre, en paiement pour ma jambe coupée!
Bacağım acıyor!
Je l'ai pris dans la jambe!
Dokuz bacağım kalmıştı.
J'avais neuf pattes dans la tombe.
Of, bacağım.
Ma patte...
- Bacağımı kırdım. - Benden daha ne istiyorsun?
- Qu'est-ce que tu veux de plus?
Eğer bu şeyden kurtulamazsan kendi bacağımı ısırıp koparacağım.
Je vais me ronger la patte, si ça continue.
Ama sonra bacağımı iyileştirdi, biz de onu yaratıktan kurtardık.
Mais après, elle a soigné ma jambe et on l'a sauvée de ce monstre.
Titreyen bacağım değil.
Mais ils restent.
Beni bacağımdan vurup adamı öldürdüler.
Ils m'ont blessé à la jambe...
Kadın bacağımı ısırıyordu.
Une m'a mordu le mollet.
Çünkü bu iki serseri bacağım yine azıttı. Yoksa atım ve silahım ile onun işini çoktan halletmiş olurdum.
Sans cette jambe blessée, je serais allé tout seul lui régler son compte.
- Bacağım acıyor.
- Ma jambe!
Bacağıma ve çüküme levyeyle vurdular.
Exact. Ils m'ont éclaté les jambes et la queue au pied-de-biche.
Hep iki tane sol bacağım vardı.
J'ai toujours eu deux pieds gauches.
Bacağımdan vuruldum!
Ahhhh! On m'a tiré dans la jambe!
Ben sana bir çay yapayım, sen bacağını dinlendir..
Je vais vous faire du thé, reposez votre jambe.
Bacağım!
jambe!
Bacağından vuracaktım.
Juste lui tirer dans le cou.
Ah, şu lanet bacağım.
Maudite jambe!
Mermi nerede? Hala bacağında mı?
Où est la balle?
Bacağını uzatmış bunu benim için imzalar mısın diyordu?
Elle a soufflé : "Viens sur mon plâtre, je veux ta signature."
- Bacağım iyi.
- Très bien.
Bacağım!
Ma jambe!
Sadece başımı eğip parmaklıkların altına doğru geri adım attım. Uzanıp masanın bacağını tuttum. Kolayca çıkarıverdim.
Ni une ni deux, je me baisse, je passe sous la rampe, je tends le bras, j'agrippe un pied de table, je tire à peine, il me reste dans la main.
Hiçbir bastıbacağın aklıma girmesine izin verdim mi?
Tu m'as vu dérailler à cause d'une meuf?
senin hayatından uzun süre bu yaralı işe yaramaz bacağımı bu lanet topraklara başka bir ölüm için feryat etmek, ilgilenmek için mi sürükledim sanıyorsun?
- On pourrait repenser... - Je sais ce qu'on doit faire. On est venus pour ça.
Kahrolası bacağım!
Ma putain de jambe.
Bacağını kurtarman lazım.
Tu dois libérer tes jambes.
Bacağın mı düşüyor?
Ta jambe se décroche?
Bu garip kemiği bulacağım. Ya kedi bacağı ya da parmak.
C'était une jambe de chat ou un doigt.