Bana bırak tradutor Francês
4,721 parallel translation
- Bu herif canımı sıkmaya başladı. - Sigaranı bana bırak.
- Il me fout les nerfs.
Onu bana bırakın!
Laisse-le moi!
Ama telefonunu bana bırak... fotoğraf falan çekerim belki.
Laisse-moi ton portable... pour les photos, le mien n'a plus de batterie.
Bana bırakın.
D'accord, laissez moi...
Orasını bana bırak.
Laisse moi ça.
Bu işi bana bırakın siz.
Ne vous inquiétez surtout pas pour ça.
Michael, Psych 101'i bana bırak, tamam mı?
Michael, épargne moi le psy 101, Okay?
Yemek pişirmeyi bana bırak, ve süprizlere son.
Tu me laisses la cuisine, et plus de surprises.
- Tamam. - Kontrolünü bana bırak.
Laisse-moi te dominer.
Hime-sama'yı bana bırakın.
Laissez-moi préparer la princesse.
Başka bir cehennem köpeği bulabiliriz. Sen bana bırakırsın. Orospu çocuğunu ben halledebilirim.
On pourrait trouver un autre chien de l'enfer, tu me passes le relais et je lui fais sa fête.
Onu bana bırak.
Laisse le moi.
Bana bırak.
Laisse-moi.
Merak etme, bana bırak sen.
"Stuart" veut dire "souris".
Alacak. Konuşmayı bana bırak.
Laisse-moi l'interroger.
Şimdi hepiniz Dallas'a dönüyorsunuz ve her şeyi bana bırakıyorsunuz.
Maintenant, vous allez tous retourner à Dallas et me laisser gerer tout ceci.
- Bana bırak.
- Donne.
Bunu bana bırak sen.
Laisse-moi régler ça.
Bu işi bana bırak sen.
Je vais m'en occuper. ( soupirs )
Bu işi bana bırak sen.
Considère ça réglé.
Orasını bana bırakın.
- Laissez-moi faire.
Kral Naipliğini bana bırak.
Donc laissez moi être Lord Protecteur.
- Bana bırak.
- Nick! - Non laisse moi juste...
Bütün işi bana bırak.
Je m'occupe de tout.
Bu işi bana bırak sen.
Je gère.
Konuşmayı bana bırakırsan hiçbir sorun çıkmaz.
Laisses moi parler, et tout se passera bien.
Buna nasıl bahane bulmak istiyorsan öyle olsun küçük kızım sen sadece Aqualad'la ilgilen ve Kara Vatozu bana bırak.
Trouve autant d'excuses que tu veux, petite fille, occupe-toi juste d'Aqualad et laisse-moi Black Manta.
Bunu bana bırak.
- Laisse-les moi.
- Sen o işi bana bırak. - Gidelim.
J'irai en chercher.
Dümeni bana bırak.
Je prends la barre.
Ne yaparsan yap asla adını sorma hatta hiç soru sorma, her şeyi bana bırak.
Ne lui pose pas la question, ne réponds à rien. Je me charge de tout.
Bunu bana bırak, Tempe.
Je m'en charge, Tempe.
Bu çokbilmiş tavrını bırakıp bilgi edinme vaktin geldi bence. Sen bana bu bulaşık suyu gibi şeyleri yedirdikçe çöpe tükürmeye devam edeceğim.
Peut-être devriez-vous lâcher cette attitude impertinente et commencer à la jouer fine parce que si vous me resservez de cette pâtée, je le recracherai.
Faili meçhul olayları bırak ve onları bana gönder.
Arrête avec les vieux dossiers, et envoie-les moi.
Adamı bırak, Boyd. Bana hesap verecek.
Il devra m'expliquer tout ça.
Bütün söylediklerimi bir kenara bırak ve bana içtenlikle yanıldığımı gittiği yolun bu adamlar için doğru yol olduğunu söyle.
Oublie tout ce que j'ai dit et dis-moi du fond de tes entrailles que j'ai tort et que sa voie est le bon chemin pour ces hommes.
Bana o işi bırakıp bir sandviç yapacakmışsın gibi geliyor.
On dirait que tu es plutôt désireuse de mettre ça un peu de côté et de me faire un sandwich.
Seni birine göndermemi istiyor olsaydın bana sesli mesaj bırakırdın.
Si vous vouliez une lettre de recommandation vous auriez pu simplement laisser un message.
Bana ne yapacağımı söylemeyi bırak!
Arrête de me dire quoi faire!
CD'lerde beni + 18'lik bir şey yaparken duyduğunuz anda dinlemeyi bırakıp CD'yi bana getireceksiniz, anlaştık mı?
A chaque fois que je suis sur un CD, et que vous entendez quoi que ce soit ressemblant a un gémissement, Vous arrêtez d'écouter, et vous me l'amenez.
Bu işi bana bırakın siz.
Je m'en occupe.
O yüzden bana bir iyilik yapın anahtarlarınızı bırakın, evinizin, arabanızın, dolabınızın anahtarlarını.
Donc si vous voulez bien me rendre service et me faire passer vos clés... vos clés de maison, de voiture, de casier.
İsmail, Dedektif Rizzoli'ye sulanmayı bırak. Bana silahtan bahset.
Hey, Ismail, arrête de baver sur l'Inspecteur Rizzoli et parle moi de cette arme.
# Yalnızca ağır hatalar yaparım # # Bırakırsan bana seçimi #
je commettrais de graves erreurs si Tu me donnais le choix.
Bana bırak.
Laisse-moi faire.
- Archer, dikkat et! Lanet olsun! Bana ne yapacağımı söylemeyi bırak!
Nom de dieu, arrête de me dire ce que je dois faire, je suis le putain d'agent en charge!
Bana öyle bakmayı bırak. Çünkü benim bir işim var ve uyuşuk olmamam lâzım.
Arrete de me regarder comme ça car j'ai un job, et je ne peux rester endormie.
Buraya kadar geldik ve bana bir mesaj bile atmadan bırakıp gidiyor musun?
On a fait tout ce chemin, et tu me laisses toute seule sans même m'envoyer un texto?
Hıyarlık yapmayı bırak da silahı bana ver.
Arrête de faire l'âne et donne moi l'arme.
Yok bir şey, sadece oraya "hey bana bak, kötü olmayı bırak yoksa sana ok saplarım" demeye gittin ama şimdi onu kurtarmayı istiyorsun.
Rien, c'est juste que... tu es venu jusqu'ici pour jouer le "Grr, arrête de faire le mal ou je te transperce" et maintenant tu veux le sauver.
Bana patronluk taslamayı bırak.
Arrête ce ton condescendant.
bana bırakın 79
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırak kalsın 58
bırakın geçeyim 78
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırak kalsın 58
bırakın geçeyim 78