Bazı şeyler tradutor Francês
5,506 parallel translation
Ve ben de gurur duymadığım bazı şeyler yaptım.
Et j'ai fais des choses dont je ne suis pas fière.
Bazı şeyler duydum, ancak ayrıntıları yarına bırakalım.
J'ai aussi entendu certaines rumeurs. Parlons de ces choses demain, sans les enfants.
Ofisimdeki bazı ıvır zıvırlar. Aslında Sherlock'a ait bazı şeyler...
C'est des trucs qui viennent de mon bureau, des affaires à Sherlock...
- Bazı şeyler değişecek.
- Ouais, il y aura des changements.
Bazı şeyler öğretilemez.
C'est pas enseigné à l'école, ça!
Bazen ". Bazı şeyler görüyorum.
Parfois... je vois des choses.
Sanırım bazı şeyler midenize oturmuş.
Probablement quelque chose qui est mal passé.
Askeri harekat hakkında bazı şeyler bilen benim.
Je connais certaines choses sur le plan militaire.
Sovyetler hakkında söylediği bazı şeyler doğru.
Il dit des choses sur les Russes qui sont vraies.
Söylediğin bazı şeyler yanlış anlaşılabilir.
Vous pourriez être mal compris.
Bazı şeyler yaptılar.
Des choses qu'ils ont faites.
Bazı şeyler seni ilgilendirmez!
Le reste, ça te regarde pas.
Bazı şeyler hiç değişmiyor.
Certaines choses ne changent jamais.
İçinde henüz koymadığım bazı şeyler var- -
Il y a des choses que je n'ai pas mises...
Bilgi olabilir ya da yeni bazı şeyler.
Trouver des informations ou du nouveau à ce sujet...
Bazı şeyler kırılamaz.
La réconciliation est parfois impossible.
Ben... bazı şeyler yaptım.
J'ai fait des choses.
Bazı şeyler hiç icat edilmese daha iyi olmaz mı?
Papa, peut-être que certaines choses ne devraient jamais être inventées, non?
Belki de "bazı şeyler hiç icat edilmemeliydi" demeni bekliyordur.
Peut-être qu'il veut juste vous entendre dire que certaines choses ne devraient pas être inventées.
Oğlu da o ara karaborsada bazı şeyler satıyordu, bu da duruma pek yardımcı olmadı.
Son fils vendait des trucs au marché noir en même temps, ce qui a pas arrangé la situation.
- Bazı şeyler görüyorum!
Je voyais des choses. - Comme quoi?
Telefonda öyle söylenemeyecek bazı şeyler vardır.
Certaines choses ne se disent pas au téléphone.
Öyle mi küçük kız her yolda keşfetmeye değecek bazı şeyler vardır.
Justement, petite fille Tout chemin Mérite d'être exploré
Biliyorsun bazı şeyler söyledim. Bazen çok inatçı olabiliyorum.
Je dis des trucs parfois, je suis trop obstinée et trop têtue.
Aradım çünkü bazı şeyler söylemek istiyorum.
J'ai appelé parce que j'ai de nouvelles informations.
Yaptığı bazı şeyler..
Heu... Oui.
Bazı şeyler yaşadık...
Et nous avons eu des cas...
Tina bazı bebek dişleri buldu. - Ve odalarda diğer bazı şeyler.
Tina a trouvé des dents de lait ainsi que d'autres choses dans les chambres.
Bazı şeyler görüyorum.
Je vois des choses.
Dediğin gibi, bazı şeyler kaçınılmaz.
Certaines choses sont inévitables.
Ama sen ve ben, Bildiğimiz bazı şeyler önceden belirlenmiş bulunmaktadır.
Mais toi et moi, on sait bien que les choses sont prédestinées.
Onun için yapmanızı istediğim bazı şeyler var.
Voilà ce que vous allez faire :
Senin için bazı şeyler buldum.
J'ai les marchandises pour vous.
Sanırım bazı şeyler hiç değişmiyor.
Imagine que rien n'a change.
Üstelik,... bazı şeyler gitmeye hazırdır.
En plus, on est content de partir.
Bazı şeyler yaptım...
J'ai fait quelques... Je ne sais pas.
Sen, ailem ve 1-800 - çiçekçi. ve yemin ederim ki takip etmek için aramadım. ama bazı şeyler üzerine yapışıyor biliyor musun?
Toi, mes parents et 1-800 FLEURS, et je priais que ce ne fût pas le cas, mais certaines choses te collent, tu sais?
Sonra annem hakkında bazı şeyler söylemeye başladı, evdeki eşyaları falan kırdı.
Il faisait flipper ma mère, il pétait des trucs.
Ayrıca yanında bazı şeyler getirmeni istiyor.
Oh, et il veut que tu lui ramènes un tas de petits trucs bizarres.
Bazı şeyler vardır ve bunlar insanları birbirine yakınlaştırır.
Il y a des choses que... que les gens du même age partagent.
Fakat bazı şeyler değişmemişti.
Mais certaines choses n'avaient pas changé.
Bu sebeple, metroda çekim yaptık ve metroda bazı kötü şeyler yaptık ama turnikeden kimsenin atlamasına ve ve... ve bedava geçmesine izin vermediler.
On a tourné dans le métro, et on a fait des choses terribles dans le métro, mais ils ne voulaient pas que quiconque saute par dessus la barrière et... passe sans payer.
Ve 12 yaşında olmak herkes için berbattır, o yaşlarda herkes bazı garip şeyler atlatır.
Et 12 ans est un âge difficile. Tout le monde traverse une période compliquée à ton âge.
Bazı rahipler fotoğraflar gönderdi, hayal bile edemeyeceğin şeyler.
Des prêtres m'ont montré des photos. Tu sais pas ce que c'est, cette merde!
Temsil ettiğim bazı insanlara ait bir şeyler şu anda sendeymiş ve geri almak istiyorlar.
Vous avez un bien qui appartient à des clients. Ils veulent le récupérer.
Bazıları çılgın korkusuzlar olduklarını düşünür, onuun gibi bir şeyler.
Certains pensent que les Audacieux sont fous, et ils le sont en quelque sorte.
Tammy, ömrümde bazı yanlış şeyler yaptığımı biliyorum ama her şeyi bilmiyorsun.
Je sais que j'ai parfois mal agi dans la vie, mais tu n'es pas au courant de tout.
Savaşta olmamız, bazılarımızın güzel şeyler yemesine engel değil.
Être en guerre n'empêche pas de bien manger.
Bazı şeyler aklıma geldiği için aradım.
J'appelle juste... parce que..
Bazı iyi şeyler de oldu.
Quelques bonnes choses en sont ressorties.
Sayfaların bazıları anlamsız ama... ama yeni şeyler ekleyeceğiz.
Certaines pages manquent de contexte, mais... d'autres donnent un éclairage sur la pièce.