English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Bekârım

Bekârım tradutor Francês

318 parallel translation
Ben bekârım.
Je suis célibataire.
Oysa ben yaşlı yalnız bir bekârım.
Mais je ne suis qu'un vieux célibataire esseulé.
Ama üç kişiye bakan bir bekârım.
Je suis célibataire avec trois personnes à charge,
Ben bekârım.
Je suis célibataire, vous savez.
Hayır, ben bekârım.
Non, je suis célibataire.
- Ben bekârım.
- Je suis célibataire.
Doğru kızlar, hâlâ bekârım.
Oui, les filles, je suis toujours célibataire.
Evet, çünkü bekârım, zayıfım ve temizim.
Parce que je suis célibataire, mince et soigné.
Ancak bekârım, zayıfım ve temizim.
Toutefois, je suis mince, célibataire et soigné.
Barbara, Barbara. Üç numaralı bekârımızla tanışmanı istiyorum
Barbara.Je veux vous présenter le troisième célibataire.
Bir numaralı bekârımız uzun zamandır yalnızmış.
Le célibataire n1 accumule les bides.
- Hayır, hâlâ bekârım. Çok...
Non, je suis encore célibataire.
Sanırım bekâr kalmak zorunda olurdum.
Je devrais rester célibataire.
Ona bekâr olmadığımı söyledim.
Qu'as-tu dit? Que je ne suis pas libre.
İçkimi tutar mısın, tatlım? Bir bahçıvan mı? Neden kendine paralı bir bekâr bulmuyor ki?
Pourquoi ne cherche-t-il pas un métier respectable?
Görüyor musunuz, daha çalışmaya bugün başladım, ve sanırım bir anda bekâr evinin sonuna geldik.
Voyez-vous, je viens d'arriver, et j'avais cru comprendre que monsieur vivait seul.
Yani, nasıl desem, siz emekli bir hanımsınız..... yalnız yaşayan, bekâr bir hanım...
Vous vivez retirée. Vous êtes célibataire, seule...
Sen hâlâ bekâr mısın?
Alors, toujours vieux garçon?
- Ufukta evlilik var mı? İkimiz de bekârız sonuçta.
Hé bien, nous somme tous deux disponibles...
"Bunu yazmamın sebebi bekâr olmam ve sonu mihrapta bitebilecek bir arkadaşlığa başlayabilmem için benim ondan hoşlanacağım kadar benden hoşlanabilecek bir hemşire bulabilirseniz memnun olurum."
"Je vous écris car je suis célibataire. Pouvez-vous m'indiquer une infirmière... avec qui nouer une amitié... qui pourrait mener au mariage?"
Ben bir Protestanım. Bekâr kalmam daha iyi.
Vous savez, je suis protestant.
Jim yeni Owzat dizisinde bekâr bovlingci rolünde Bay Softee'nin üstünde Anneli Drummond-Hay eşi rolünde.
Jim joue un joueur de cricket excentrique dans la série Owzat. Anneli Drummond-Hay, montée sur M. Softee, joue sa femme.
Bekârım.
Non.
Bana bakın, Bay Happer. Ben de bekâr bir adamım.
Prenez exemple sur moi...
- Dorothy, bekâr mı yoksa diğer ihtimal mi?
Il est célibataire ou quoi?
Bekârım, bir işim yok tıpkı küçük bir çocuk gibiyim.
Un gamin
Bakalım bir... Bekâr Bundy mi? Evli mi?
Voyons... c'est mademoiselle Bundy ou madame?
İyi bekâr bir erkeğin çekip gitmediğini sanıyorsun! Sana kim yardım edebilir? Niçin kendine yardım etmiyorsun?
Si tu penses que personne ne peux t'aider, alors aide-toi toi même!
Eğer baban, limonatayı şarapla karıştırmasaydı ben hâlâ bekâr olacaktım.
Si ton père n'avait pas mis d'alcool dans la limonade, je serais célibataire.
- Evli mi bekâr mı?
- Marié?
Bekâr bir adamım Bill.
Je suis célibataire.
- Bekâr evinde mi? - Başladık yine.
Je m'en occupe, je prépare toujours la cuisine.
Bekâr olarak öleceğim derken, evlenecek kadar uzun yaşayacağımı sanmıyordum.
Quand j'ai dit que je mourrais garçon, je ne croyais pas devoir vivre jusqu'à ce que je fusse marié.
"Kaldığı temiz bekâr evinde Seinfeld ve Costanza eski bir çift gibi bir adet meyvenin temizliğinin tartışmasını yapıyor." Armutu yıkadığımı söylemiştim.
"Dans sa garçonnière d'une propreté méticuleuse, Seinfeld et Costanza se chamaillent à propos d'un fruit tel un vieux couple." Je t'avais dit que cette poire était lavée!
- Bekâr mısın, George?
- Vous êtes célibataire?
Lauren Mackalvey'nin bekâr olup olmadığını öğrenmeye çalışacağım.
Vérifier si Lauren Mackalvey était un cœur solitaire.
Ne zamandır bekârım.
Je suis seule depuis longtemps.
Bekâr kalmak istemiyorum, tamam mı?
J'ai pas envie d'être célibataire!
Para sıkıntısı olan bekâr bir restoran müdürü olduğumu, ve hala kardeşlerimle büyüdüğüm evde yaşadığımı mı?
Que je suis gérante d'un restaurant, fauchée, et que je vis dans la maison où j'ai grandi, avec mes soeurs?
Yani bekâr kalmak mı istiyorsun?
- Vous voulez rester célibataire?
Hayır, iki bekârımız var.
On en a deux.
- Evet ama diyelim ki bekârım.
- Disons que je sois célibataire.
O bekâr mı?
Il est célibataire?
Masaya yemek koymaya çalışan fabrikada çalışan bekâr annemden korkardım ama acımasız koşulların iş yerinde olduğunu duyunca bir şeylerin yapılması gerektiğini biliyordum.
J'étais une mère célibataire qui travaillait dur à l'usine. Devant les conditions barbares imposées aux travailleurs, je devais agir,
Sen bekâr kız arkadaş mısın?
Avez-vous fait une petite amie simple?
Bana bekâr olduğunu söyledi.
Il m'a dit être célibataire.
Robert'ın bekâr bir arkadaşı mısın?
Êtes-vous... une amie célibataire de Robert?
Bizim soylu bekâr sınıfımızdan ayrıldın mı?
- Et les flics sont arrivés?
- Hayatın boyunca bekâr mı kalacaksın?
De quoi tu parles?
Hayır dediğinizi biliyorum. Ama bazen hayır dersiniz ve bir iki gün sonra uyandığınızda " O bekâr ve hoş anneyi reddetmemeliydim.
Oui, vous m'avez dit non, mais il arrive parfois qu'on dise non et ensuite, on se réveille un beau matin, deux jours plus tard et on se dit : " Pourquoi pas aider cette mère célibataire
Ben altın bir kalbi olan, genç ve bekâr bir adamım.
Je suis un jeune tombeur célibataire au cœur d'or.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]