Ben inanmıyorum tradutor Francês
681 parallel translation
Ayrıca, mahkumları ikişer ikişer birbirlerine bağlayıp nehre attığı da söylenir. Mermi ve yiyecekten tasarruf olsun diye. Ben inanmıyorum tabi.
On dit aussi qu'il attachait les prisonniers deux par deux et les noyait pour économiser les munitions, je n'y crois pas.
- Ben inanmıyorum.
- Je n'y crois pas.
- Ben inanmıyorum.
- Pas moi!
- Sadece ben inanmıyorum...
- Non seulement j'y crois...
Ben inanmıyorum, şimdi bile.
Je n'arrive pas à me l'imaginer.
Ben inanmıyorum ama.
Mais je n'y crois pas.
Charles, ben bu öyküyü bizzat başbakandan dinledim. Ben inanmıyorum.
Le Premier ministre me l'a dit en personne.
- Artık temizim dedim ya. - Ama ben sana inanmıyorum.
Mais je me suis rangé Je ne vous crois pas
Ben buna inanmıyorum.
- Je ne le crois pas.
Açıkçası ben evli olduklarına inanmıyorum.
À mon avis, ils ne sont pas mariés.
Ama ben annemin öldüğüne inanmıyorum.
Je ne crois pas que maman soit morte.
Şahsen ben iki iddiaya da inanmıyorum.
Je ne crois ni l'un ni l'autre.
Sanırım olduklar çünkü bir polisin yalan söyleyeceğine inanmıyorum ama ben sarhoştum.
Je suppose qu'ils se sont produits, parce que je ne pense pas qu'un policier... mentirait là-dessus, mais j'étais ivre.
Ben isyan görmedim ve duymadım. İsyan olduğuna inanmıyorum.
Je ne comprends pas, je ne vois aucune émeute.
Ben de bunu düşünüyordum. Viyana'da bulunduğuna hiç inanmıyorum.
Je ne crois pas que vous ayez Jamais mis les pieds à vienne.
Ben buna inanmıyorum.
Je le sais.
Ben bile inanmıyorum zaten.
Moi non plus.
Ben Yüzbaşı Jefford'ın sözüne inanıyorum. Ama Apache bir katilin sözüne inanmıyorum.
Je crois le capitaine Jeffords... mais pas un Apache assassin!
- Ben sevdim. - İnanmıyorum!
Elle me plait beaucoup.
Ben sadece rol yapıyorum Herşeye inanmış gibi.
Cessez votre petit jeu. Vous vouliez que je sache tout.
Buna inanmıyorum ben.
Je me demande.
ve her küçük yardımın.-ben sadece Peter'in yapabileceğine inanmıyorum.Hepsi bu.
Je ne peux pas le croire pour Peter. C'est tout.
Ben hiçbir şeye inanmıyorum.
Je ne crois en rien.
Güzel laflar. Ben de duygulandım, ama sana inanmıyorum!
Tous ces beaux discours, j'y crois pas.
Hayır, ben... İnanmıyorum Josh.
Non, pas vraiment, Josh.
Ben de kar diye bir şeye inanmıyorum.
Moi, je n'y crois pas!
Ama ben Topsy'nin kötü kalpli bir yaratık olduğuna inanmıyorum çünkü ben de, kralın öldüğüne seviniyorum mutsuz olup da kaçmaya çalışan bir köleyi takip eden bir kralın.
Mais... je ne pense pas que Topsy soit sans coeur... car moi aussi me réjouis de mort du roi. De la mort de tout roi qui poursuit esclave qui s'enfuit.
Kilisenin Tanrı'sına inanmıyorum ben.
Je ne crois pas au Dieu du clergé.
Ben buna inanmıyorum.
Je n'y crois pas.
- Ben buna inanmıyorum. Amcamı çok severdim ve ona tam olarak ne olduğunu bilmek istiyorum.
J'aimais beaucoup mon oncle et je veux savoir ce qui s'est passé.
Ben ne kadar önemli olduğunu anlıyorum ancak, Rupert'in karşı cinsi etkileyecek cazibeye sahip olduğuna senin kadar inanmıyorum, anne.
Je sais que c'est important mais je ne suis pas aussi sûr du charme de Rupert que toi, maman.
- Onlara inanmıyorum ben.
- Je n'y crois pas.
- Ben buna inanmıyorum.
- Je ne le pense pas.
Ben buna inanmıyorum.
Moi, je n'y crois pas.
Ben asla kasabaya gitmem, ve toplumsal projelere de inanmıyorum.
Je ne crois pas aux initiatives communautaires.
İyi dinle Ciro, ben artık insanoğlunun adaletine inanmıyorum.
Je crois pas en la justice des hommes.
Ben de inanmış gibi yapıyorum sonra gazetede okuruz :
Je fais semblant de croire tes conneries, On rentre à la maison et puis on lira le journal
Ben kocası değildi düşünüyorum hayatınızdaki tek şans. Buna inanmıyorum.
Non, votre mari n'était pas votre seule chance.
Ben her iki türünde toplu bir saldırı düzenleyebilecek kadar zeki olduklarına inanmıyorum.
Aucune de ces espèces ne serait assez intelligente pour lancer une attaque massive.
Ben... canavara inanmıyorum.
Je... n'y crois pas à ce monstre.
Kardeşi olduğuna inanmıyor, ben de inanmıyorum!
Pour lui, tu n'es pas son frère. Pour moi non plus.
Vatanının umurunda olduğuna ben pek inanmıyorum.
Ton pays, tu t'en fous.
Beni sevmediğine inanmıyorum. Ben kimseyi... Ben hiç kimseyi sevmiyorum.
Je n'aime... personne!
İnsanlar, Rusların 1 Temmıuz'da bombalarını sökmeye başlayacaklarına inanmıyor, ben de inanmıyorum.
II ne croit pas que les Russes détruisent leurs bombes. Moi non plus.
Albay Statter planınızın intiharı andırması bir tarafa ben şahsen, savaşın siyasi çatışmaya çözüm olduğuna inanmıyorum.
Colonel Statter, sans parler des aspects évidemment suicidaires de votre plan, je ne crois pas que la guerre puisse être une solution aux conflits politiques.
İnanmıyorum, iyi de ben...
Incroyable, je ne...
Buna diğerleri inanıyor, ben inanmıyorum.
Les autres le pensent, pas moi.
Dinleyin, ben böyle görüşmeye falan inanmıyorum. İzninizle.
- Ecoutez, chère Madame, moi, dans ces conditions, per... permettez-moi de me retirer... foutre le camp...
Çıkmaz sokaklara doluşan idealistlere inanmıyorum ben.
Je ne crois pas aux idéalistes qui chargent dans les impasses.
ben de sana inanmıyorum, zaten.
Parce que je ne vous crois pas non plus.
Onu bırak, ben basit zihinsel telepatiye bile inanmıyorum.
Je ne crois pas à la télépathie.
inanmıyorum 653
ben iyiyim 1860
ben istiyorum 105
ben istemiyorum 126
ben işe gidiyorum 20
ben içerim 23
ben istedim 39
ben ilgilenirim 144
ben isterim 63
ben ise 42
ben iyiyim 1860
ben istiyorum 105
ben istemiyorum 126
ben işe gidiyorum 20
ben içerim 23
ben istedim 39
ben ilgilenirim 144
ben isterim 63
ben ise 42