Beş saniye tradutor Francês
720 parallel translation
Beş saniye sonra yayındayız.
J'adore ce boulot! On est en direct dans 5 secondes.
Dört buçuğu bir dakika, yirmi beş saniye geçiyor.
Quatre heures et demi passées de seize minutes.
Almanları çağırmadan önce beş saniye, beş saniye yalnız.
Un instant... Avant d'appeler les Allemands.
Beş saniye.
Cinq secondes.
Beş saniye!
Cinq secondes!
On beş saniye. On üç saniye.
15 secondes... 13 secondes.
Bu komik dostumuza bir adım öne çıkması için beş saniye tanıyorum.
Que l'humoriste sorte du rang!
On beş saniye.
Quinze secondes.
Beş saniye, dört, üç iki, bir.
Cinq secondes, quatre... trois, deux, une- -
Daha beş saniye evvel hakkında dedikodu ediyorlardı. Ama hemen, en sevdikleri konuyla meşgul olmaya başladılar : Kadınlar.
Pendant cinq secondes, ils ont parlé de papa mais leur sujet préféré, c'était les femmes.
G eksi bir - beş saniye ve geri sayım.
Moins 15 secondes.
İki dakika ve on beş saniye kaldı.
Deux minutes et 15 secondes.
Bir tanesine, insanı beş saniye içinde öldüren bir zehir sürüldü.
L'une d'entre elles est imprégnée d'un poison qui tue en cinq secondes.
ışıkları beş saniye kapalı tutacağım.
Je laisse les lumières éteintes pendant cinq secondes.
Hazır. Beş saniye.
Tenez-vous prêts.
Son beş saniye içinde bir sayı daha yaptılar. Çünkü 10 metre çigisi üzerinde düşürüldüm.
Ils ont tiré un coup de pied au but à la fin, car j'ai perdu le ballon sur la ligne des 1 2 yards.
Bu kayıt kendini beş saniye içinde imha edecektir.
Cette cassette s'auto-détruira dans 5 secondes.
Bu kayıt, kolon yerleştirildikten beş saniye sonra kendini imha edecektir.
Ce message s'autodétruira cinq secondes après avoir raccroché le haut-parleur.
Bu kayıt beş saniye içinde kendini imha edecektir.
Cette bande s'autodétruira dans cinq secondes.
Bu kayıt beş saniye içinde kendini imha edecektir.
Cet enregistrement s'autodétruira dans cinq secondes.
Seni beş saniye bile yalnız bırakamıyorum.
Je ne peux pas te laisser seul cinq secondes.
Çarpışmaya beş saniye.
Impact cinq secondes.
Beş saniye başlamadı değil mi?
Les 5 secondes n'ont pas commencé, hein?
Beş saniye... Dört saniye...
quatre secondes... trois secondes...
Beş saniye içinde yolcu bindirme platformunu bırakıyorum. Tamam.
Ouverture de la passerelle ïembarquement dans cinq secondes.
Beş saniye... dört, üç...
Cinq secondes. Quatre, trois...
üç saniye, dört saniye, beş saniye...
trois Mississippi, quatre Mississippi, cinq Mississippi...
Beş saniye içinde Peale'ı dinlemek zorunda kalacağız.
Il va falloir écouter Peale pendant cinq secondes.
Orada birinci cümleyle ikinci cümle arasında tamamen bir çelişki var ve aralarında sadece beş saniye var.
Deux déclarations contradictoires, à cinq secondes d'intervalle!
Beş saniye sonra, "Bay Hunt diye birini tanımıyorum." dedi.
Cinq secondes plus tard : "M. Hunt m'est inconnu".
Hazır olun. Beş saniye.
Plus que 5 secondes.
Evet, üç dakika beş saniye sonra.
Oui, dans trois minutes et cinq secondes pile.
On beş saniye içinde, evrenin sonu gelecek!
D'ici vingt secondes l'Univers lui-même prendra fin!
Satış yapıyorlardı. Beş saniye erken girseydim satışın üzerine varacaktım.
5 secondes avant, je les prenais en train de le vendre.
Beş saniye sonra bedavaya yapabilirdik.
Dans cinq secondes, tu nous avais gratis.
Temasa beş saniye.
Impact : 5 secondes.
On beş saniye.
15 secondes.
Reklamlara on beş saniye.
15 secondes avant la pub.
Beş saniye içinde başlıyor.
Le reportage commence dans cinq minutes.
Beş, dört Beş saniye, dört, üç, iki, bir.
5, 4... 5 secondes, 4, 3, 2, 1.
İkinci el birinciden beş saniye sonraydı. Sanki yaralı bir ördeğin işini bitirmek içindi. Ama ortada ördek yoktu ki.
Le deuxième coup de feu cinq secondes après le premier comme si on voulait achever un canard blessé, simplement il y avait pas de canard.
Bir dakika kırk beş saniye.
Une trois quarts.
Kırk beş saniye.
45 secondes.
Dostum oyun bitmek üzere, beş saniye geri kaldın.
Hé, mec, t'as cinq buts de retard. Le match se termine dans cinq secondes.
On beş saniye ve sayım devam ediyor.
15 secondes.
Beş saniye...
5 secondes.
Sana beş saniye veriyorum.
Prends ton temps.
Sekiz saniye, yedi, altı, beş, dört üç, iki, bir, haydi!
Huit secondes, sept, six, cinq, quatre, trois, deux, un, allez-y!
- Beş saniye.
- Cinq secondes.
Doksan saniye. Yetmiş beş.
90 secondes... 75...
Fırlatmaya 10 saniye, dokuz, sekiz - ateşleme başladı - altı, beş - dış roketler ateşlendi - üç - iç roketler ateşlendi - bir, sıfır.
H moins 10s... 9, 8... Allumage! 6, 5...