English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Bilemedim

Bilemedim tradutor Francês

2,607 parallel translation
- Ne tepki vereyim bilemedim.
- Je ne sais pas quoi répondre à ça.
Başka ne yapacağımı bilemedim.
Je ne savais plus quoi faire.
Yeni bir telefon aldım ve nasıl kapatacağımı bilemedim.
Je venais d'avoir un nouveau téléphone, et je ne savais pas comment l'éteindre.
Aslında, b-ben... o arkadaşlık isteğini görünce ne düşüneceğimi bilemedim.
Honnêtement, je-je... je ne savais pas trop quoi penser, en voyant cette demande d'ami.
- Yani, bilemedim. - Vay be.
Je veux dire, je sais pas.
Ne diyeceğimi bilemedim.
Je ne savais pas quoi dire.
Birkaç şey kaldı. İster misin bilemedim.
Sauf quelques trucs, je savais pas si tu les voulais.
Ama ne yapacağımı bilemedim.
Je ne savais pas quoi faire.
Doktor Webber, çok özür dilerim. Ne yapacağımı bilemedim.
- Désolée, j'avais pas le choix.
Nasıl söyleyeceğimi bilemedim.
Je ne savais pas comment
Bilemedim. Alışkanlık gereği bana bu konuda soru sormazsın da.
- D'habitude, tu poses aucune question.
Kimi arayacağımı bilemedim.
Je savais pas qui d'autre appeler.
Daha nasıl açıklayayım bilemedim.
Je ne sais pas comment je peux être plus clair là-dessus.
Kimi arayacağımı bilemedim.
Je ne savais pas qui d'autre appeler.
Nereye gideceğimi bilemedim.
Je ne savais pas où aller d'autre.
Ne söyleyeceğimi bilemedim.
Je ne savais pas quoi dire.
Bilemedim ki, altın mı kaplatsak?
Je ne sais pas. Peut-être que nous devrions l'avoir bronzé.
Bunu nasıl bilemedim?
Comment n'ai-je pas su ça?
Ama seks ticaretine girmiş birine çocuk emanet etmek güvenli olur mu bilemedim şimdi.
Mais maintenant que tu es dans le sex-business, je ne sais pas si tu devrais t'approcher d'un mineur. Je ne fais que parler, Cath.
Ne zaman eve geleceğini bilemedim. Sana kıyafet getirdim.
Je ne savais pas quand tu serais à la maison, donc je... t'ai ramené quelques vêtements.
Başka ne yapacağımı bilemedim.
Je savais pas quoi faire.
Ne yapacağımı bilemedim. Ona gel mi diyeyim, su mu vereyim ne yapayım bilemedim.
je ne sais pas si je dois lui dire de se rebiffer ou lacher du lest ou quelque chose du genre.
İnanamıyorum ya, ben nasıl bilemedim onu?
Bonté divine! J'aurais dû y penser.
Üzgünüm, Hangisi en iyisi bilemedim.
Je suis désolé Je ne sais pas ce qui est classe.
Henüz seks yapmadıklarını söyledi ama inanayım mı bilemedim.
Ils auraient pas encore couché. Je sais pas si je la crois.
Vay canına. Nasıl teşekkür etsem bilemedim. Harikasınız.
Je vous remercie tous encore Vous êtes... fantastiques.
Hannah McKay'in bir sürü cinayetten sıyrılması mı yoksa o çöpü çiğnemen mi beni daha çok delirtiyor, bilemedim.
Je ne sais pas ce qui me rend folle, Hannah McKay qui s'en sort avec tout un tas de meurtre, Ou toi qui mâches cette paille.
Ne yapacağımı bilemedim.
mais après chaque fois J'ai essayé de le réparer, j'ai juste réussi à faire pire. Je ne savais pas quoi faire.
Dr. Montgomery ile konuşurken o kadar kararlıydın ki ne düşüneceğimi bilemedim.
- Non. Tu étais si catégorique. Je ne sais pas quoi penser.
Bir türlü karar veremedim Hangi mayomu yanıma alayım bilemedim
Je n'ai pas réussi À choisir un maillot de bain
Kırmızı mı, beyaz mı roze mi içeriz bilemedim.
Je savais pas si on voulait du rouge, blanc ou rosé.
Ne yapacağımı bilemedim.
Je savais pas quoi faire.
Sadece ne yapacağımı bilemedim.
Je ne sais pas quoi faire.
Ben sadece... sadece sana nasıl anlatacağımı bilemedim.
J'ai juste... Je ne savais pas comment te le dire.
Sana nasıl anlatacağımı bilemedim.
Je ne savais pas comment te le dire.
Başka kime anlatabileceğimi bilemedim sadece o artık olmadığı için.
C'est juste que je n'ai pas vraiment d'autre personne à qui en parler maintenant qu'il est parti.
Sana nasıl söyleyeceğimi bilemedim.
Je ne savais pas comment te le dire.
Sadece o sözleri duyduktan sonra hakkımda ne düşünüyorsun bilemedim.
Vous devez me mépriser, maintenant que vous savez ça.
Hangisini desem bilemedim.
Je ne sais pas lequel.
- Bilemedim ki.
Oh, je ne...
Ne yapacağımı bilemedim, ama durdurmalıydım.
Je ne savais pas quoi faire, mais je devais l'arrêter.
- Nereye gideceğimi bilemedim.
Ben, je ne sais pas où aller.
Mutsuzdun. Ne diyeceğimi bilemedim.
Tu étais triste, je ne savais pas quoi dire.
Ne diyeceğimi bilemedim.
Quoi? Je ne sais pas quoi dire.
Nasıl söyleyeceğimi bilemedim.
Je ne savais pas comment te le dire.
Münasip olup olmayacağını bilemedim.
Je ne savais pas ce qui était le plus approprié.
Benim için fazla mı olur bilemedim, ama kime ne, değil mi?
Je savais pas si c'était trop, mais je m'en fiche.
Aslında ne yapabileceğimi bilemedim ama sonradan aklıma bir şey geldi.
Et j'ai eu une idée.
Bilemedim.
Je ne sais pas.
Ama ne yapacağımı bilemedim... ve yine panik yaptım... ve ona sms gönderdim.
et je lui ai envoyé un texto.
Asla bilemedim.
Je n'ai jamais su.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]