Bir buçuk tradutor Francês
2,593 parallel translation
Bir buçuk yıl önce?
il y a 1 an et demi?
Şuraya bir damıtma kolonu koyarız,... bir - bir buçuk metre.
On mettra une colonne ici. Un mètre, un mètre et demi...
Bir saat burada geçti, bir buçuk saat de yol da geçti desek, -... hastane için dört saatiniz var.
Une heure ici, une heure et demie de route, quatre heures pour l'hôpital.
Sonunda çıktınız. Bir buçuk gündür tuvalete gitmedim.
Il était temps, 36 heures que j'ai pas pissé.
Tatbikat, bir buçuk saat sonraya alındı.
Entraînement dans 1 h 30.
Yaptığım kan serpintisi testine göre Ashley'e bir buçuk ile üç santim kalınlığında ağır bir cisimle vurulmuş. Belki bir borudur.
Le test pour les éclaboussures de sang confirme qu'un objet lourd a frappé Ashley, un truc d'environ 2 et 3 centimètres de diamètre.
O bir buçuk hafta önce ortadan kayboldu. Bu gece de birileri köpeğini öldürmeye çalıştı.
Elle disparaît il y a 10 jours et ce soir, on agresse son chien.
Bir buçuk yıl öncesini hatırlıyor musun?
- Oh, il y retournera.
Safir arayı bir boy kadar açıyor. Bir buçuk boy.
Ils sont dans la dernière ligne droite, Sapphire, courant toujours plus vite, mène d'une longueur, une longueur et demi.
İsimsiz bir yabancı istihbarat ajansına bir buçuk ay sonrasına bir toplantı ayarlamak için gönderilmiş.
Adressé à une agence étrangère de renseignements, pour un rendez-vous le mois à venir.
Tam orası değil. Bir buçuk metre uzağı mı?
À 1,50 mètres?
Zehri yani iksiri sana verdiğim zamandan itibaren Merlin'in panzehiri sana vermesi için bir buçuk saati olacak.
Après avoir administré le poison... La potion... Il aura trente minutes pour vous le donner.
- Bir buçuk hafta.
Vous aviez une mine abominable.
Mickey, bir buçuk saattir oynuyoruz, farkında mısın?
Mickey, ça fait une demi-heure.
yani yapmak istedikleri her şeyin yolunda olduğu illüzyonu yaratmaya mecburlar. Yani gelecek yıl, gelecek bir buçuk yılda yapacakları, pazarı 1998-1999 seviyelerine çekmek.
Donc ils doivent créer l'illusion que tout va bien et ils vont faire cela pendant 12 ou 18 mois faire monter l'immobilier au niveau de 1998, 1999.
Bir buçuk gün boyunca, büyük medya bir ördek avına çıkıp Hillary ve Obama'nın nereye kaybolduğunu bulmaya çalıştı.
Pendant un jour et demi, les grands médias partirent en chasse pour savoir où étaient Hillary et Obama.
Son bir buçuk gündür başarıyla içeri sızdık. Bazı ilginç şeyler yakaladık.
On s'est incrusté pendant un jour et demi on a eu des bons trucs
Göğüs yumruklama sesi bitkilerle dolu bu ormanda bir buçuk kilometreden fazla yol kateder.
Le son d'un mâle se frappant la poitrine, est audible à plus d'un kilomètre dans les sous-bois touffus.
Şey Angel'a üç yıldır Regina'ya bir buçuk yıldır ve Jared'e bir yıldır bakıyorum.
Eh bien... Angel est là depuis trois ans, Regina, depuis un an et demi, et Jared depuis un an.
Bay O'Dwyer'ın kızı ben öldükten bir buçuk sene sonra öldü.
Sa propre fille est morte un an et demi après moi.
Benim Lorrain, bir buçuk dakikada 12 ıstakoz soyabilir.
- Ma Lorraine, elle peut décortiquer une douzaine d'huîtres en une minute et demie.
Hayatımın bir buçuk yılını soruşturma yaparak geçirdiğim bu tür insanlar için...
Pour ces gens-là, sur lesquels j'ai enquêté durant un an et demi,
Bir buçuk aydır kayıp.
Elle a disparu, il y a un mois et demi.
45 metre. Açı eşit bir buçuk ark sinüs yerçekimi çarpı mesafe üzeri hızın karesi. 45 derece.
Cinquante mètres, l'angle équivaut au cosinus de la gravité par la distance divisé par le carré de la vitesse.
Maksimum bir buçuk saatimi alır.
- Je dois répéter. Il ne me faut qu'une demi-heure. Une demi-heure.
- Bir, bir buçuk ay önce.
Il y a un mois, un mois et demi.
Yaklaşık bir buçuk saat.
- Encore 30 minutes.
Bir buçuk saat geçmişteyiz.
On est revenu d'une demi-heure dans le passé.
Bir buçuk saatte olan oldu.
T'en fais un peu trop, c'était juste une demi-heure.
Diego'nun aspergilloz hastalığını tedavi ettirebilmem için bir buçuk aylığına ABD'deki Mayo Kliniği'ne gitmemi önerdi.
Partir un mois et demi aux Etats-Unis, à la clinique Mayo, où l'on soignerait l'aspergillose de Diego.
Bir, bir buçuk kilometre falan mı?
Ce n'est rien.
Bir, bir buçuk kilometre ha? Ne?
- Un kilomètre et demi?
Bir buçuk haftada bir saat bile mutlu olmadım.
J'avais pas été à un 5 à 7 comme ça depuis au moins...
Prenses kesimi. Platin bantlı ve bir buçuk karat ağırlığında.
Taille "princesse"... monture en platine... 1,5 carat...
Tabii ki, mesela bir buçuk gibi abes bir rakama ulaşabilsen, ya da...
Oui, si l'audimat passe à 1, 5 point...
Son bir buçuk yılda babanız Bayan Marchetti için 14.000 dolarlık giysi almış.
- En un an et demi, votre père... a dépensé 14 000 $ en vêtements pour Mlle Marchetti.
Ben görüştüm, bir buçuk ay önce.
Moi, il y a un mois et demi.
Otomobil endüstrisindekiler de dahil olmak üzere yaklaşık bir buçuk milyon işçi...
Environ 1,5 millions de travailleurs, y compris dans le secteur de l'automobile...
İlk gün neden yaptığımı bilmiyorum ama, çünkü yemek yemek istedim, ve üçüncü günde ondört saat çalıştıktan sonra normalde eve gidip yatarken, dışarı çıkıp bir buçuk saat daha çalıştım.
Et les gens s'inscrivaient dà © jà pour le prochain test. Le 1er jour, je me suis demandà © ce qui m'avait pris, parce que j'adore manger.
Benim için bir buçuk saat önce bitti.
Enfin bon pour moi la fête est finie depuis au moins une heure et demie.
Bir buçuk dakika sonra yayında olacağız.
Dans une minute et demi, on sera à l'antenne.
Seks yaparken bile en güzel an bile yarım saat sürer. Konser süresi ise bir buçuk saattir. Sanırım olayı açıklığa kavuşturduk.
Vu qu'un bon coup ça dure maxi 30 minutes, et qu'un concert de rock dure 1 h 30, le choix est vite fait.
Bir buçuk yıl beklemeye değer.
Ça valait la peine d'attendre un an et demi.
Konusu eroin bağımlılığı olan üç buçuk saatlik cesur bir dramayı beğenmeyeceğimi düşünüyordum ama bayağı eğlenceliydi.
Je pensais pas que j'aimerais un drame sans concession sur l'héroïne de trois heures et demie, mais c'était bien.
- Bir buçuk hafta.
10 jours.
Bunu söylemekten utanıyorum ama tam olarak iki buçuk haftadır bir kadınla birlikte olmadım.
Ça me gêne mais je n'ai pas couché avec une nana depuis une semaine et demie.
- Evet, bir buçuk saat falan oldu.
Je dirais plutôt une heure et demie.
Bir buçuk yıldır.
- Un an et demi.
Bir buçuk yıl mı?
- Un an et demi?
"Ereksiyon olduğunda 5 buçuk inç oluyor ve ortasında bir kıvrım ortaya çıkıyor."
"1 4 cm et incurvé au milieu quand il est en érection."
Rahmini hissedebiliyorum. Bir şey söylemem gerekirse,... yaklaşık 11 buçuk - 12 haftalık.
Je suis arrivé à votre utérus et le foetus a, effectivement, entre 11 semaines et demie et 12 semaines.
bir bira 56
bir bak 140
bir bardak su 34
bir bilsen 22
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir baksana 40
bir bak 140
bir bardak su 34
bir bilsen 22
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir bu eksikti 116
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir bak bakalım 22
bir bira ister misin 16
bir bakıma evet 17
bir bu eksikti 116
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir bak bakalım 22
bir bira ister misin 16
bir bakıma evet 17
bir bakıma öyle 27
bir bakın 70
bir bakayım 536
bir bakarım 16
bir b 23
bir bira daha 17
bir balık 18
bir bomba 28
bir bana 21
bir biraya ne dersin 20
bir bakın 70
bir bakayım 536
bir bakarım 16
bir b 23
bir bira daha 17
bir balık 18
bir bomba 28
bir bana 21
bir biraya ne dersin 20