Bir bardak su tradutor Francês
960 parallel translation
- Güle güle Jayma. Bir bardak su iç.
Bois un verre d'eau.
"Bir bardak su alabilir miyim, lütfen?"
Auriez-vous la gentillesse de m'offrir un verre d'eau?
Sana bir bardak su getireyim.
Je t'apporte un verre d'eau.
Bir bardak su içmeyi düşünüyorum.
- Je préfèrerais un verre d'eau.
Size bir bardak su getireyim.
Je vais vous chercher un verre d'eau.
- Bir bardak su lütfen. - Peki doktor.
Apportez-moi un verre d'eau.
Bana bir bardak su getirdi ve konuşmaya başladık.
Il m'a apporté de l'eau et nous avons discuté.
Bana bir bardak su getir!
Vite, un verre d'eau!
Şuna bir bardak su ver.
Donnez-lui de l'eau pour avaler.
Bir bardak su getirir misin, Scotty?
Apportez-lui un verre d'eau, Scotty.
Bayan Gracie, bir bardak su getirirseniz çok minnettar kalırım.
Mlle Gracie, je peux avoir un verre d'eau?
Ada, Ada, Bay Payne'e bir bardak su ver.
Ada, amène un verre d'eau.
Bana amonyak damlatılmış bir bardak su verebilir misiniz?
Donnez-moi un cordial, je vous prie Ainsi qu'un grand verre d'eau
Bir bardak su ister misiniz?
Un verre d'eau?
Lütfen bir bardak su, gözüme birşey kaçtı, su serpmek istiyorum.
Un verre d'eau, de grâce, j'ai quelque chose dans l'oeil.
- Bir bardak su alabilir miyim?
- Je peux avoir un verre d'eau?
Bir bardak su getireyim mi anne?
Veux-tu un verre d'eau?
Bir bardak su alabilir miyim lütfen?
Puis-je avoir un verre d'eau?
Çabuk bir bardak su getirin.
Donnez-lui un verre d'eau.
Bir bardak su getir.
Va chercher un verre d'eau.
Bir bardak su içmek istiyorum.
Je veux un verre d'eau.
Köyün sarhoşunun eline bir bardak su teslim etmek gibiydi.
C'était comme tendre un verre d'eau à l'ivrogne du village.
Sadece bir bardak su.
Juste un peu d'eau...
Çocukluğundan beri. Bir bardak su ister misiniz?
- Euh, vous voulez un verre d'eau?
- Frank, Louie'ye bir bardak su ver.
Oh, Frank... donnez un verre d'eau à Louie.
Bir bardak su lütfen.
Un verre d'eau.
Bu evde soğuk bir bardak su hiç mümkün olmayacak mı?
Pourquoi n'y a-t-il pas d'eau fraîche ici?
Birkaç kere tuvalete gitti, üç tane masal anlattım ve bir bardak su içti de ancak uyuyabildi.
Deux ou trois visites aux toilettes, quelques histoires, un verre d'eau avant de s'endormir.
Bir bardak su alabilir miyim?
Puis-je avoir un verre d'eau?
Sanırım bir bardak su...
Peut-être qu'un verre d'eau...
Sana bir bardak su getireyim.
Je t'amène un verre d'eau.
Havadaki nem yüzünden. Bir bardak su getirirlerse, bir aspirin alacağım.
Si on m'apportait l'eau du thé, je prendrais une Aspirine.
Şelalede ölüyor olsan sana bir bardak su vermez.
Il offrirait pas un verre d'eau à un mourant.
Bir bardak su alabilir miyim?
6 millions!
Evet, bir bardak su ver lütfen.
Oui. Donnez-moi un verre de cette eau.
Kulübe gidip kağıt oyunlarına bakıyorum, günaha karşı koyduğumu kanıtlamak için bir bardak su söylüyorum.
J'arrive au Club et, pour résister à la tentation, je demande un verre d'eau.
Bir bardak su, Joe.
Un verre d'eau, Joe.
Kızın biri benden bir bardak su istedi.
Une fiille m'a demandé de lui pomper un verre d'eau.
"Bana bir bardak su doldursana."
"Allez me pomper un verre d'eau"...
- Yanında bir şey ister misin? - Bir bardak su, lütfen.
Je voudrais un verre d'eau.
Bir bardak su için, efendim.
Buvez.
Hadi Capannelle, metresini anlatmayı bırak da, bana bir bardak su getir.
Au lieu de parler de maîtresse, va me chercher un verre d'eau.
Bana bir bardak su bile vermek istemez.
Elle ne donnera pas un verre d'eau.
Bir bardak su içtim.
Je buvais un verre d'eau.
Bir bardak su.
Un verre d'eau.
Hayatımda ilk defa gerçekten mutluydum. Dağlarda uzun bir yürüyüş yaptıktan sonra bir bardak soğuk su içmek gibiydi.
Depuis que tu m'as parlé ainsi, et pour la première fois de ma vie, j'éprouve un sentiment agréable, qui me va droit au coeur.
Çocuğun suratına koca bir bardak soğuk su dökerim, hemen bülbül gibi İngilizce şakımaya başlar.
Il parlerait anglais! Vous êtes une brute!
Ya sana buradan gitmeni ve üstüne de bir bardak soğuk su içmeni...
Et si je vous disais d'aller vous faire fiche?
Diğer bir deyişle sahnede usulca soyunan şu kadın bedeni yağlı bir biftek bir bardak likör bir şişe kafur streptomycin, uranyum...
Ce corps de femme est un fameux "bifteck"! Du gin... du camphre... Hormone, streptomycine, uranium.
- Biri bir bardak su getirsin.
- Je crois.
Kikuko, bir bardak şekerli su verir misin?
Kikuko, tu veux bien m'apporter de l'eau sucrée?
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bardak 18
süre 34
süper 461
super 18
superman 85
sugar 19
susan 1279
summer 22
sunshine 17
bir bardak 18
süre 34
süper 461
super 18
superman 85
sugar 19
susan 1279
summer 22
sunshine 17