Brand tradutor Francês
321 parallel translation
Brand ile Wolfram.
Brand et Wolfram.
Genç olan Brand, kardeşini öldürdü.
Brand le cadet assassina son frère.
Brand'ın Wolfram'ı öldürüp efsaneyi başlattığı yer.
C'est ici que Brand tua Wolfram. La légende commence ici.
- 12 dakika daha bekleyip... bunu, halletmesi için LeBrand'a havale edeceğim.
S'il n'est pas ici dans 10 minutes, je préviens Le Brand. et il ne débrouillera.
LeBrand duyacak olursa...
Le Brand ne saura jamais.
- Brand.
- Qui est là?
Günaydın, Bay Brand.
- Brand. Bonjour, M. Brand.
- Bay Brand'ın çaldığı mı?
C'est M. Brand qui joue.
- Kim o? - Brand.
- Qui est là?
Bay Brand'la ilgilendiğimi görmüyor musunuz?
Un instant, je parle avec M. Brand!
Affedersiniz, Bay Brand. Yan locadaki hanımefendi yanılmıyorsam kendisi Kontes Rudensky. Onun için, bu öğleden sonranın konser programını imzalar mısınız?
M. Brand, votre voisine, la comtesse Rudenski, je crois, aimerait une dédicace sur votre programme.
Kontese iltifatı için teşekkür edin. Teşekkürler, Bay Brand. Her ne kadar hak etmesem de.
Remerciez la comtesse même si c'est immérité.
Baksana! Şu Stefan Brand değil mi?
N'est-ce pas Stefan Brand?
Bay Brand burada mı? Stefan Brand.
M. Brand est-il ici?
Bay Brand bu akşam buraya geldi mi acaba?
M. Brand est-il venu ce soir?
Bay Brand artık misafirimiz değil. Bir süreliğine olmayacak.
M. Brand ne vient plus chez nous, depuis un certain temps.
Bay Brand'ı bu günlerde Ritz'de bulmanız daha olası.
Vous aurez plus de chances de le trouver au Ritz.
Stefan Brand.
Stefan Brand est à la maison?
- Lucy Brand'a ne dersin?
- En voyage de noces.
Ona söyle benim adım Judy Brand.
Dites-lui que je m'appelle Judy Brand.
189, Brand Caddesi Los Angeles.
189 Brand Street,
Bir tane bile Curry Brand kedi maması kutusu göremiyorum. - Efendim? - Curry Brand kedi maması.
Je cherche du Coury Brand pour chat.
Benimkinin yiyebildiği tek tür mama.
- Coury Brand.
Curry Brand.
C-o-u-r...
Şunu alsanıza. - Curry Brand.
C'est la même chose, de toute façon.
Curry marka. Bulabildiğimin, en iyisi.
Le meilleur Coury Brand de la région.
Bu nedenle onun sevdiği kedi maması. Curry Brand'i hazırlamaya gittim. Bu onun yediği tek mama çeşidi, biliyor musunuz?
J'ai voulu lui préparer son Coury Brand, il ne veut rien d'autre, mais je n'en avais plus, et le chat m'a attaqué!
- Evet, biliyorum. - Curry Brand kedi maması mı Marlowe?
- Du Coury Brand, hein?
Brandt ağaçların arasından kasvetli büyük eve baktı.
Brand regarda la grande maison lugubre nichée entre les arbres.
Rena'nın konukları Kanal 83'ün tartışmalı başkanı Max Renn radyo karakteri Nicki Brand ve medya elçisi Profesör Brian O'Blivion.
Les invités de Rena sont Max Renn, le président controversé de la chaîne 83, une personnalité de la radio, Nicki Brand, et le prophète des médias, le professeur O'Blivion.
Az sonra, Nicki Brand'la Duygusal Kurtarma Şovu devam edecek.
Nous retrouvons Nicki Brand et l'émission "Le Sauvetage émotionnel", dans un instant.
- Nicki Brand'ın onlarla işi olmadığını söylediler.
- Ils disent que Nicki Brand n'est pas en mission pour eux.
Nicki Brand'ı öldürdüler.
Ils ont tué Nicki Brand.
Brandde, Agnes'i oynamıştın.
Tu jouais Agnès Brand.
Sağ ol Brand.
Merci, Brand.
Yanılıyorsun Brand.
C'est pas juste!
Adım Brand, anne.
C'est Brand, maman.
Brand, astımı tutarsa yağmura çıkmasını istemiyorum.
Brand, avec son asthme, je ne veux pas qu'il sorte.
Brand, onu ne kadar uzatabilirsin?
Jusqu'où tu peux le tendre?
Brand geliyor.
Voilà Brand.
Brand, seni bırakalım mı?
On peut te déposer?
- Brand, onlara birkaç dakika ver. - Kardeşini dinle.
Laisse-leur quelques minutes.
Haydi Brand, dilini çıkar.
Vas-y, Brand, mets la langue!
Brand bana çok şekerdi.
Brand est gentil avec moi.
- Brand, dikkat et! - İyi misin?
Pas de mal?
Günaydın, Bay Brand.
- Brand.
Yapabileceğim başka bir şey var mı, Bay Brand?
Puis-je vous être utile?
Hayır mı?
Du Coury Brand...
Curry's marka kedi maması olsun.
Tu veux ton Coury's Brand.
Pekâlâ, defol, kedi.
Du Coury's Brand, je sais.
Oradan Curry Brand kedi maması almak istedim, onlarda da Curry Brand kalmamıştı. Pislikler.
Alors j'ai pris autre chose, et je suis rentré transvaser les boîtes.