Bölge savcısı tradutor Francês
1,474 parallel translation
Yani, kullanabilirler ama teknik olarak bölge savcısına ait.
Ils peuvent l'utiliser, mais techniquement, c'est une pièce à conviction.
Bölge Savcısı, Steve Card, Gino Aquino, Elizabeth Rodriguez'i... köpek dövüşüyle bağlantılı herkesi araştırıyordu.
Le procureur enquête sur Steve Card, Gino Aquino, Elizabeth Rodriguez, tout ce qui est en lien avec ce cercle de combats de chiens.
Bölge savcısına sorabiliriz.
Il faudrait parler au procureur.
Bölge savcısıyla konuşmamı ister misin?
Voulez-vous que je parle au procureur?
Bölge Savcısına intikal etmeden bunun kapanmasını istiyorum.
Et que cette affaire soit bien ficelée, avant que le procureur ne s'en charge.
- Bölge Savcısı'nın ofisindenim.
Je suis du Bureau du Procureur Général.
Bölge Savcısı Vasya Amca, görmezlikten gelir.
Oncle Vasya, le procureur de la ville, ferme les yeux.
Annem ve babam turneye geri döndüler ve Jennie'yi, Bölge savcısının ailesine bıraktılar.
Mes parents repartirent et confièrent Jennie au procureur et à sa famille.
Bu nedenle, Sandra Panitch'in sabıka kaydı olmayan dürüst bir vatandaş olduğunu ispatlayacağım. Bölge savcısı davayı aceleye getirmiştir.
Je démontrerai à la cour que Sandra Panitch est une citoyenne sans casier judiciaire et que le procureur s'est précipité en accusant une femme innocente.
Bölge Savcısı Yardımcısı Alberto Garza cinayetinden tutuklusun.
Je vous arrête pour le meurtre du procureur adjoint Alberto Garza.
Ben Bölge Savcısı Devalos.
Je suis le Procureur Devalos.
Bölge Savcısı Yardımcısı Alberto Garza'nın cinayetinden tutuklusunuz.
Je vous arrête pour le meurtre du procureur adjoint Alberto Garza.
Ben Bölge Savcısı Manuel Devalos.
Je suis le Procureur Manuel Devalos.
Sayın Bölge Savcısı adım Casey Frank.
Mr le Procureur, je m'appelle Casey Frank.
Müvekkilim burada bir şeyle mi suçlanıyor, Sayın Bölge Savcısı?
Ma cliente est elle accusée de quelque chose, Mr le Procureur?
Açıkçası, Sayın Bölge Savcısı, bir cenaze planlamam gerekiyor.
Franchement, Mr le Procureur, j'ai des obsèques à organiser.
Bu anı hatırlayacağım... Sayın Bölge Savcısı.
Je me souviendrai de ce moment Mr le Procureur.
Sizi uyandırdığım için üzgünüm, Sayın Bölge Savcısı.
Désolée de vous réveiller Mr le Procureur,
Bölge savcısı konuyu anlatıyor.
Le Procureur de Phoenix s'est exprimé.
Phoeniks şehri Bölge Savcısıyım.
Je suis le Procureur de la ville de Phoenix.
Karım size Phoenix Bölge Savcısı olduğumdan bahsetmedi mi?
Ma femme vous a prévenu que j'étais le Procureur de Phoenix?
Ya sana anlattıklarımı Bölge Savcısına anlatmazsam?
Et si je te disais que je ne vais rien dire au Procureur.
Bölge savcısının asistanı Thomas dedi ki biri Kimball işini itiraf ederse McBride ile istemsiz de olsa ilgilenirmiş.
Le procureur Thomas est disposée à ne garder que l'homicide involontaire pour McBride si l'un d'entre eux admet s'être occupé des Kimball.
Yasal olarak, bölge savcısı bir suçluya yalan söyleyemez.
Et bien, légalement le procureur ne peut pas mentir à un suspect.
Bölge Savcısı Devalos.
Le Procureur Devalos.
Ben Manuel Devalos, Şehir Bölge Savcısı.
Je suis Manuel Devalos, le Procureur de la ville.
Gergin görünüyorsunuz Sayın Bölge Savcısı.
Vous semblez nerveux, Mr le Procureur.
Ben Bölge Savcısı Manuel Devalos, Phoeniks'den.
C'est le Procureur de Phoenix, Manuel Devalos.
Günaydın, Sayın Bölge Savcısı.
Bonjour Mr le Procureur.
Keith, ikinci hatta bölge savcısı var.
Keith, le procureur sur la ligne 2.
Bölge savcısı, Bayan Meade'in Mode'un eski genel yayın yönetmeni Fey Sommers'ı öldürdüğünü itiraf ettiğini onayladı.
Le parquet a confirmé que Mme Meade a confessé le meurtre de Fey Sommers, ex-éditrice en chef de Mode.
Hiyerarşideki yeni konumumu öğrenmeye çalışıyorum. Bölge Savcısının benim için birkaç sorusu olduğunu söylemiştiniz.
J'étais... à une réunion avec des partenaires de la compagnie de mon père, nous essayons de réorganiser une nouvelle hiérarchie.
Bölge Savcısı Manuel Devalos.
Le procureur Manuel Devalos.
Sayın Bölge Savcısı! Allison, burada ne işin var?
Mr. le procureur!
Şef Sinclair, neden Bölge Savcısı Dedektif Taylor hakkındaki suçlamaları düşürmüyor?
Chef Sainclair, pourquoi le Procureur n'a-t-il pas retenu de charge contre le Détective Taylor?
Karışmış olduğu Clay Dobson davasında bölge savcısının araştırması tamamlanmadı.
L'enquête du Procureur sur son implication avec Clay Dobson était minutieuse.
Bölge Savcısı beni kızımın doğum günü partisinde sıkıştırdı.
Le procureur m'a chopé à l'anniversaire de ma fille.
Bölge Savcısı'nı bana getirmenizi istiyorum canlı getirin, tamam mı?
Je veux que vous me rameniez ce procureur. Et ramenez-le vivant, hein?
Gazeteler bölge savcısı için ne yaptığım konusunda gayet açıktı.
Les journaux ont été catégoriques sur ce que je faisais pour le procureur.
Bölge savcısı ile aranızdaki ruhanı destek ilişkisinden bahseder misiniz?
Peut-on parler de votre situation en tant que medium pour le bureau du procureur?
İyi bir arkadaşım olan, bölge savcısı, eski Hukuk okulundan samimi arkadaşım
J'aimerais vous présenter un vieux copain d'école de droit, Tom Van Dyke, assistant du procureur de Flagstaff et un bon ami.
Ayrıca hem Polis Şefi hem de Bölge Savcısı güvence... B.S.'nin ( Bölge Savcısı ) ofisi
Le Chef de la Police et le procureur Van Dyke se sont engagés....
Bölge başsavcısı size bir başka savcı atayacaktır.
Un autre procureur sera désigné.
Bölge Savcı yardımcısı Alberto Garza'yı öldürmekten tutuklusun.
Je vous arrête pour le meurtre du procureur adjoint Alberto Garza.
... bölge savcı yardımcısı Alberto Garza.
... adjoint du procureur Alberto Garza.
Sana söyleme fırsatım olmadı. Bölge Savcılığında çalışıyorum.
J'ai demandé au détective de te contacter.
Bölge Savcılığında dikkat çekmemeye çalışıyorum.
Je.. ne dis pas ce que je fais. Les gens ne comprendrait pas.
Bölge SavcıIığında yarı zamanlı çalışıyor.
elle travaille pour le bureau du procureur.
Bu taraftan Sayın Bölge Savcısı.
Par ici, Mr. le procureur.
Bölge savcısı değilim.
Je ne suis pas procureur.
Bölge Savcı Yardımcısı'yım
Je suis procureur, au bureau du D.A.