Bırakın çıkayım tradutor Francês
66 parallel translation
Bırakın çıkayım!
Laissez-moi sortir!
Bırakın çıkayım! Onlarla konuşacağım!
Je vais leur parler.
Bırakın çıkayım.
Laissez-moi sortir.
Lütfen, bırakın çıkayım.
S'il vous plaît.
Bırakın çıkayım.
Laissez-moi sortir!
- Çıkarın beni! Bırakın çıkayım!
Laisse-moi sortir.
Bırakın çıkayım. Yardım edin!
Laissez-moi sortir.
Bırakın çıkayım.
Faites-moi sortir.
Bırakın çıkayım.
- Je descends.
Bırakın çıkayım burdan! David!
Laissez-moi partir.
Bırakın çıkayım.
Je descends.
Üşüyorum, açım, bırakın çıkayım.
J'ai froid, j'ai faim laissez-moi sortir
Bittiyse, bırakın çıkayım da hepimiz mutlu olalım.
Donc si c'est tout, je sors et on se dit bon vent.
Bırakın çıkayım.
Allez, quoi.
Bırakın çıkayım!
Laissez-moi!
- Bırakın çıkayım! Çıkmama izin verin! - Hadi Elena.
Je veux sortir!
" Bırakın çıkayım!
" Laisse-moi sortir!
Bırakın çıkayım!
Laissez-moi sortir! Laissez-moi sortir d'ici!
Bırakın çıkayım!
Laissez moi sortir!
Arabayı durdur! Bırakın çıkayım!
Arrêtez!
- Çözün beni! Bırakın çıkayım!
Virez-moi ça!
- Bırakın çıkayım artık.
- Laissez moi sortir d'ici.
- Bırakın çıkayım!
- Je veux sortir! - Du calme!
- Bırakın çıkayım. Schmidt.
- Okay, laisse-moi sortir
Götverenler, bırakın çıkayım!
Trous du cul, laissez-moi sortir!
Burada bana ihtiyacınız yok. Bırakın çıkayım, lanet araba sizde kalsın.
Tu n'as pas besoin de moi ici, Lino!
Bırakın çıkayım.
Sortez-moi de là.
Bırakın buradan çıkayım!
Je... je veux partir!
- Bırakın çıkayım!
- Je veux sortir.
Bırakın da çıkayım.
Laissez-moi sortir! Laissez-moi sortir!
Bırakın çıkayım!
Laisse-moi sortir.
Bırakın da çıkayım! Çıkarın beni buradan!
Faites-moi sortir, bon sang.
Bırakın çıkayım.
S'il vous plaît, laissez-moi partir...
- Bırakın dışarıya çıkayım.
- Laissez-moi sortir.
Bırakın şimdi dışarı çıkayım.
Laissez-moi sortir.
Bay Ho, bırakın beni buradan canlı çıkayım.
M. Ho, laissez-moi sortir vivant.
Bırakın buradan çıkayım!
Faites-moi sortir!
- Bırakın çıkayım!
- Sortez-moi de là!
Silahları bırakın da ortaya çıkayım.
Baissez vos fusils et je me montre.
Bir an için aklıma şu gelmedi değil. "Dağın kenarından şu anda kayıp düşse ben de çekip gidebilirim." "Onu bırakır, aşağı iner, onun kırığıyla başa çıkmaya çalışmakla ve bizi içine soktuğu bu karmaşayla uğraşmak zorunda kalmam."
J'ai pensé que s'il tombait jusqu'en bas, je pourrais le laisser et continuer la descente, sans avoir à me faire suer à m'occuper de lui, vu notre situation.
Sadece yolumdan çekilin. Tek istediğim bu. Bırakın çıkayım.
C'est l'unique que demande, laissez-moi seulement sortir.
Hiçbir şey yapmak zorunda değilsin, sırtını ilerideki duvara ver, bırak kapıyı açayım, tabağı koyup çıkayım.
Vous n'avez rien à faire, sauf vous appuyer contre le mur du fond, me laisser ouvrir cette porte, poser l'assiette et partir.
Nefes alamıyorum. Bırak çıkayım.
- Je n'arrive plus à respirer.
- Bırakın şu zımbirtıdan çıkayım!
Montrez-moi ce truc!
Hayır, bırakın çıkayım!
Laissez-moi sortir!
Bırakın arabadan çıkayım.
Laissez-moi partir!
Bırakın dışarı çıkayım, lütfen!
Laissez-moi sortir, s'il vous plaît! Laissez-moi sortir maintenant!
Evet. Bırakın bir anda ortaya çıkayım kanınızı alacağım!
Laissez-moi juste arriver... et je vais prélever... du sang...
hepinize dava açacak bırakın burdan çıkayım hepinizi kovduracağım yanlış anlama için çok üzgünüm, Jo.
Elle vous attaquera tous! Laissez-moi sortir. Je vais vous faire virer!
Bırakın da çıkayım.
Laissez-moi sortir.
Bırakın dışarı çıkayım!
Laissez moi sortir!
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırak kalsın 58
bırakın geçeyim 78
bırak gitsinler 68
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırak kalsın 58
bırakın geçeyim 78
bırak gitsinler 68