Central park tradutor Francês
740 parallel translation
- "Central Park" yakınlarına.
Je pensais le bâtir dans les environs de Central Park.
Neden parkın içine değil?
Je vois. Pourquoi ne pas le bâtir dans Central Park?
- Gelecek sefer Central Park'a gidin.
Préférez Central Park.
Central Park'da
De Central Park
Central Park'taki Cannonball Adası.
Cannonball Island, Central Park. - New York?
Central Park Gölü'nde mi?
Sur le lac de Central Park?
İstediğin yerde buluş. Burada, onun yerinde, ya da parkta! Git, Tony!
Va le retrouver, ici, chez lui, ou dans un canot à Central Park!
- Ben de Michael. - Bir alemsiniz. Ben gariban bir denizciyim... yanında Central Park'ın Prensesi olan bir denizci.
Je suis Michael, un pauvre marin... à l'aventure, aux côtés de la princesse de Central Park.
Burası Tiergarten, Berlin'in Central Park'ı denirdi.
Le Tiergarten, l'ancien Central Park de Berlin.
Adam da Park Central'a gitti ve yüzdü.
Il est allé nager à Central Park.
Karanlıkta yapacak hoş şeyler çok oluyor ama Central Park'ta kürek çekmekle olmuyor.
La nuit est pleine de promesses, mais n'allons pas ramer à Central Park.
Arabamla Central Park'tan geçiyorum.
Je suis au volant de mon taxi dans Central Park.
- Central Park'ta.
- A Central Park.
Şu anda çektiğim Central Park'la ilgili.
Celui-ci est sur Central Park.
Central Park filmi neredeyse bitti.
Mon documentaire est presque terminé.
Göçmen Bürosu'ndaki dosyalar, Central Park'ın kuytu köşeleri... konutlar, arı kovanı gibi okullar... hapishaneler, karakollar.
Les dossiers de l'immigration, les ombres de Central Park, les immeubles, les écoles aux effectifs trop lourds, les prisons, les commissariats de police.
Central Park'tan geçip kestirme yapabiliriz. Şu taraftan.
Passons par Central Park...
Bir grup uzaylı Central Park'a iniş yaptı.
Des hommes ont débarqué d'une soucoupe volante...
... parlak giysili. Central Park'ta ışın tabancalarıyla bize ateş ettiler!
Ils ont tiré sur nous aux rayons "X".
Uçan daireyle, Central Park'ta 300 kişi!
Une soucoupe volante... 300 hommes...
- Evet efendim, Central Park'ta.
- Oui, à Central Park.
- Görünen o ki bugün Central Park'a gidiyoruz.
- On va à Central Park, aujourd'hui.
Central Park ne güzel görünüyor değil mi?
N'est-ce pas une vue magnifique sur le Central Park?
Bana Central Park'ı gösterdi.
Il m'a montré le Central Park.
Yarın Lelia ile parka gidiyoruz.
Demain, Lelia et moi allons à Central Park.
Batı 60. Cadde'de oturuyorum. Central Park'tan sadece yarım blok uzakta.
Il est dans l'ouest de la ville, à une rue de Central Park.
52. Cadde'yi gezdirebilirim.
Je pourrais vous emmener à Battery Park, à Central Park.
"Neden bir taksiye atlayıp Central Park'a gitmiyor ve kendini göle atmıyorsun?"
"Pourquoi tu prends pas un taxi pour aller à Central Park " te jeter dans le lac? "
Yoksa kalkıp çıkardın. Central Park'ta.
A Central Park.
Central Park'a yeterince gitmiyorum.
Je n'ai plus trop l'occasion d'aller à Central Park.
Cuma günü güzel bacaklarının üstüne duruyor olursan seni Central Park'a götürürüm.
Mets-toi debout sur tes jolies jambes vendredi et on va à Central Park.
Hemen 20 papeli çık yoksa karını arar Central Park'ta etekli geziyor derim.
Prête-moi 20 $ ou je dis á ta femme que tu te promènes en robe á Central Park.
Cumartesi günleri yeğenlerimi şehre götürürüm. Hayvanat bahçesine ya da parka gideriz.
Et le samedi, j'emmène mes deux neveux au zoo ou à Central Park.
Central Park'ta çişini yapıyor.
Elle est à Central Park, en train de pisser.
Central Park'ın ortasında değiliz.
On n'est pas à Central Park!
Bazen yemekten sonra Central Park Hayvanat Bahçesi'ne gidip yarım saat aslanları çiziyor.
Elle dessine des lions. Uniquement des lions!
- Central Park'a mı?
- central Park?
Ama, onun yerine köpeğin bile yemediği bayat kraker yiyorsun. Central Park'taki bir alt geçitte...
Au lieu de cela, tu manges des vieux crackers laissés par un chien sur un chemin de central Park à...
! Tüm Central Park'ta bir paket kraker için köpek kovaladım.
J'ai poursuivi un chien dans central Park pour des crackers.
- 65. Cadde Batı Central Park'ta mı?
- Entre Ia 65e Rue et central Park?
Bu sabah saat 9'da Central Park'taki sıcaklık 35.5 derece idi, ve yakın zamanda bir düşüş beklenmiyor.
La température à Central Park à 9 h ce matin... est de 36 degrés sans espoir de chute.
Bugün Central Park'ta bir Arnavut kordiplomat, iki polis görevlisinden sadece 100 metre uzakta olmasına rağmen hırsızların saldırısına uğradı.
Un membre du corps diplomatique albanais a été agressé aujourd'hui à Central Park... malgré la présence de deux policiers à 100 mètres de là.
Polis, bugün Central Park'da yaşanan görülmemiş bir olayla şakına döndü.
La police est perplexe après un incident qui s'est produit à Central Park.
Bana burayı "Central Park" tan bile çok sevdiğini söyledi. Çünkü tek başına da yürüyebiliyormuş ve kaybolmaktan korkmak zorunda değilmiş.
Il m'a dit qu'il était mieux ici qu'à Central Park parce qu'ici, il peut se promener seul sans avoir peur de se perdre.
"Bir gece Central Park" taydık. Geç saatlere kadar kaldık. "
Nous étions dans Central Park, tard, un soir.
Bir buçuk dakikayı Central Park'ta bisiklete çıplak binen kadına ayırdınız.
Il y a eu une minute et demie sur cette femme nue en vélo.
Central Park'a nasıl geldi?
- Comment est-il arrivé à Central Park?
Geceleri ise, sese tepki vermeyen başıboş bir aşığım. Sokak şarkıcısıyım.
Le jour, je suis le cow-boy de Central Park, mais le soir, je me transforme en musicien sans oreille.
Seni The Battery'e, Central Park'a götürebilirim.
Oui, ce serait avec plaisir.
- Parka yakın bir yer bulur, köpeği de gezdiririz.
- On habitera près de central Park pour Ie chien.
Gündüzleri, Central Park'ın kovboyu gibiyim.
Les attraper pour quoi?