English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ D ] / Daha

Daha tradutor Francês

638,009 parallel translation
Hayır, Ralph daha önce hiç saçını ya da ne giydiğini ya da benzeri şeyleri önemsemezdi.
Non, c'est juste que Ralph ne c'est jamais intéresse à ses cheveux ou à ce qu'il porte, ou a ce genre de chose avant.
Uyum sağlamaya başlıyor, bir daha asla kendisi gibi olmayacak.
Il commence à se conformer, il ne sera plus son vrai lui.
Cabe ve Allie daha yeni başladılar.
Cabe et Allie avaient juste commencé.
Bunu daha derinlemesine bir analiz için kullanabilir misiniz?
Pouvez-vous l'utiliser pour effectuer une analyse plus approfondie?
Acele etmemiz ve bu maymunu Marari virüsüne karşı, daha fazla... -... yayılmadan test etmemiz lazım.
Nous devons nous dépêcher, et tester ce singe avant que le virus Marari ne se propage encore plus.
Garajdaki bilgisayar gücü çok daha iyi iş görecektir.
La puissance de l'ordinateur du garage fonctionnerait mieux.
Ve biz bunları kaybettikçe, daha az O2 daha çok CO2 alırız.
Et plus nous en perdons, moins nous produisons d'O2 et plus de CO2.
Ateşli müdahale maymunu korkutur ya da daha fazla kötü adamı buraya çeker.
Les coups de feu vont effrayer le singe, ou attirer plus de méchants.
Ralph, daha kurtçuğu internette araştırmadın mı?
Ralph, est-ce que tu as regardé la larve?
Daha onu kapalı bir çadırın içinde yakalayamıyoruz nasıl oraya tırmanıp enseleyeceğiz?
Si on ne peux pas l'attraper dans une tente fermée, comment pouvons-nous grimper et le récupérer?
Geldiği yerde daha çok var.
Il y en a beaucoup plus d'où ils viennent.
Poponu daha fazla dışarı çıkart.
Remues tes fesses.
Daha fazla.
Fais les gros yeux.
Daha iyi bir yol biliyorum.
J'ai un meilleur moyen.
- Daha tırtılı bulmadın mı?
Est-ce que tu as retrouver la chenille?
Sly, bize bir tane daha kamera tuzağı bulabilir misin?
Sly, peux-tu nous trouver une autre caméra piège?
Daha hızlı ara.
Cherche plus vite.
İğrenç kokuyor, ama tadı daha kötü.
Ça sent mauvais, mais le gout est pire.
Bu, daha önce işe yaradı.
Ça a marché avant.
Fakat daha önce hiç Amazon'a karşı mücadele vermedik.
Mais nous nous sommes jamais battu contre l'Amazonie avant.
Ve ölümünün arından, onunla birlikte kim bilir kaç kişi daha.
Et il va mourir, avec Dieu seul sais combien d'autres personnes.
Buraya geldiğimizden daha kötü durumdayız. Vay be, 32 tıklama!
Nous sommes pires qu'avant de venir ici.
Ve Rhondon hükümeti ilaç yapmak için daha fazla meyve toplamaya ormana döndüğünde, oduncuları yakalamışlar.
Et quand le gouvernement Rhondonien est retourné dans la jungle pour récolter plus de fruits pour créer l'antidote, ils ont attrapées les bucherons.
Gideon'la 1912'de Bhopal'de bir aberasyon daha olduğunu hesapladık.
Gideon et moi avons repéré une autre aberration - à Bhopal, en 1912.
Böyle çok daha iyi.
Voilà qui est mieux.
Daha bir şey yapmadık ki.
On n'a rien fait.
Seni bir daha asla bırakmayacağım.
Je ne te quitterai plus.
Koridorda iki kiralık haydut daha var.
Encore deux gorilles près du hall.
Harekete geçmek için bir sebep daha.
Autant de bonnes raisons de rester en mouvement.
İkinci seferde daha kolay oldu.
C'était plus facile la seconde fois.
Daha önce hiç kendimden bir şey çalmamıştım.
Je ne me suis jamais volé moi-même auparavant.
Boşuna demiyorum, Aruba daha iyi bir seçenekti.
Aruba aurait été un meilleur choix.
Daha az önce kiliseye gitmiştiniz.
Vous venez de partir pour l'église.
Az daha gemiden bununla çıkıyorlardı.
Ils ont presque fui le vaisseau avec ça.
Daha çok takım çalışması diyelim.
C'est de ma faute. C'était un effort groupé.
Çünkü geçmişine pişmanlıkla bakmaktan daha kötü hiçbir şey yoktur.
Car il n'y a rien de pire que repenser à sa vie avec des regrets.
Kendimizle birlikte zamanda yolculuk etmek şu ankinden kat kat daha büyük bir zaman paradoksu yaratabilir.
- C'est mon siège! Voyager dans le temps avec nous-mêmes créerait un paradoxe plus important que celui qu'on a déjà créé.
Sahiden bir kişi daha kaybetmek istiyor musunuz?
Vous voulez en perdre un autre?
Sandığından daha güçlüsün.
Vous êtes plus coriace que vous ne le pensez.
Daha sık film gecesi yapmaya.
Aux soirées films, à refaire plus souvent.
Sonunda daha iyi bir adam olacaksın.
Tu seras un homme meilleur.
Daha iyi mi?
Meilleur?
Bunun bir daha olmasını istemiyorum.
Je ne veux plus que ça se reproduise.
Bir kaderim olduğunu ve zamana daha fazla zarar vermememiz gerektiğini biliyorum. Ama zamanın bundan daha güçlü olduğuna inanmalıyım.
Je sais que j'ai une destinée et qu'on ne devrait pas endommager davantage le temps, mais je pense que le temps est plus fort que ça.
Bu gemi ben yokken, benim liderliğimde olduğundan çok daha iyi işlemiş.
Cette équipe a bien mieux fonctionné sans moi que sous mon commandement.
İşin aslı daha kötüye gidiyor.
Si quelque chose change, c'est pour le pire.
Flynn bir kez daha mı sıçradı?
Flynn est encore retourné dans le temps.
Senden sadece bir görev daha yapmanı istiyorum.
Je ne te demande de le faire que pour cette mission.
Ajan Chirstopher'la yaptığın anlaşmaya uymak istiyorum ve ben onun olduğundan daha iyi bir pozisyondayım.
J'ai pleinement l'intention d'honorer l'accord que tu as avec l'agent Christopher, et je suis en bien meilleur position pour le faire qu'elle ne le sera jamais.
- Mason! - Rufus benden daha akıllı olduğunu sanıyor.
Rufus pense être plus malin que moi.
Bir daha mektup yazmayacağından emin olun.
Assurez-vous qu'il ne puisse plus écrire de lettres.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]