Dayanamayacağım tradutor Francês
652 parallel translation
Buna çok fazla dayanamayacağım.
Je ne vais plus le supporter bien longtemps.
Daha fazla dayanamayacağım.
Je pourrai pas tenir le coup.
Buna daha fazla dayanamayacağım.
Je n'en supporterai pas d'avantage.
Daha fazla dayanamayacağım.
Je n'en peux vraiment plus.
Daha fazla dayanamayacağım.
Je n'en peux plus.
- Ben ediyorum! Buna daha fazla dayanamayacağım!
Je n'en peux plus!
Daha fazla dayanamayacağım.
Je ne peux pas rester plus longtemps.
Ben de daha fazla dayanamayacağım.
Je ne peux pas rester plus longtemps non plus, Mr Deeds.
Daha fazla dayanamayacağım!
Je n'en peux plus!
Bu acıya daha fazla dayanamayacağım.
Je ne supporte plus cette souffrance.
- Bir şey değil. Buna daha fazla dayanamayacağım.
Cette fois, j'en ai assez!
Daha fazla dayanamayacağım.!
Je n'en peux plus!
Buna dayanamayacağım.
Je ne peux pas voir ça.
- Buna dayanamayacağım.
- Je ne peux plus...
Bir gece, Londra'dan gizlice dönmüş olduğunu öğrenince Favell'le burada olduklarını anladım ve artık bu pislik ve yalan dolu yaşama daha fazla dayanamayacağımı da anladım.
Un soir, elle revenait de Londres, j'ai cru que Favell était avec elle. J'ai su que je ne supporterais plus cette vie de mensonges écœurante.
Bu duruma daha fazla dayanamayacağım.
Je n'en peux plus.
Yaşlanıyor ve huysuzlanıyor olabilirim, ama artık buna dayanamayacağım.
Je dois devenir vieux et irascible...
Artık dayanamayacağım.
Je me dois de prouver le contraire.
Sevgilim, lütfen, artık dayanamayacağım.
Tu me mets sur des charbons ardents.
- Beni götür. Artık dayanamayacağım.
- Fais-moi enfermer, alors.
Her şeye dayandım ama buna dayanamayacağım.
J'ai supporté plein de choses, mais ça je ne peux pas.
Bu kadar heyecana, dayanamayacağım!
Cette excitation m'ulcère!
- Dayanamayacağım!
- Il faut que ça change!
Buna bir gece daha dayanamayacağım, Ed.
J'en peux plus. Je deviens folle.
Kes şunu Dix! Buna daha fazla dayanamayacağım!
Arrête, Dix, je n'en peux plus.
Dürüst davranacağım, ben buna daha fazla dayanamayacağım çünkü bu tür şeylere alışık değilim.
Pour être franc, je vous dirais,... que j'en ai assez. C'est mal de me traiter ainsi.
Eğer bu olursa, kendine yeni birini bul. Ben buna dayanamayacağım.
Je ne serai plus partenaire!
Daha fazla mızmızlanmana dayanamayacağım.
Je ne veux plus t'entendre rouspéter!
Daha fazla dayanamayacağım.
On trouve rien, vous savez!
Teşekkürler. Daha fazla dayanamayacağım. Babamın bana yaşattığı ıstıraba.
Je supporte plus les migraines que mon jules me donne.
Ben... Ben daha fazla dayanamayacağım.
Je n'ai qu'une minute.
- Bu sızlanmaya daha fazla dayanamayacağım.
- Assez de jérémiades.
Bir yerde tıkılıp kalmaya, bir dakika bile daha dayanamayacağımı düşündüğümde ne yaparım, biliyor musun?
Tu sais ce que je fais... quand il me semble que je n'en peux plus, ici?
Buna daha fazla dayanamayacağım, Julian.
Je n'ai plus le courage de jouer la comédie, Julian.
- Daha fazla izlemeye dayanamayacağım.
- Je n'en peux plus.
Geçen Aralık ayında artık dayanamayacağımı anladım. Tapınağa gittim ve kontrol ettim.
Je ne pouvais pas souffrir sans savoir, alors je suis allé lui demander.
Sınav gibi, dayanamayacağım artık.
J'ai l'impression de passer un examen. Je ne peux plus le supporter.
Daha fazla dayanamayacağım, Ana!
Je n'en peux plus, Ana, je te jure!
İzlerken bir an dayanamayacağımı fark ettim ve şeye gittim.
Je n'ai pas pu m'en empêcher. - Je suis allé avec une... - Respectueuse?
Kamyon yanımızdan kıl payıyla geçti. Daha fazla dayanamayacağım.
Heureusement que ce camion s'est poussé.
Artık dayanamayacağım.
Je n'en peux plus.
Artık dayanamayacağımı da biliyor musun?
Tu ne savais pas que je ne pouvais pas faire ça?
Daha fazla dayanamayacağım.
Me hou de ceci plus non plein.
Bayan Lefevre. Daha fazla dayanamayacağım.
Mlle Lefebvre, je n'y tiens plus.
"Daha fazla dayanamayacağım! Buraya kadar!" diye bağırdı.
"Ma patience est à bout, il crie, cette fois la coupe est pleine!"
- Daha fazla dayanamayacağım.
- Je n'en peux plus.
Buna dayanamayacağımın farkında.
Elle sait que je ne supporte pas ça.
Bu yalnızlığa bir gün daha dayanamayacağım diyorum.
Je ne peux plus supporter cette solitude.
Daha fazla dayanamayacağım.
- S'il te plaît.
Buna dayanamayacağım.
C'en est trop.
Lafı uzatma, sadece şunu söyle... bana telefon edip boksörünün dört raunttan fazla... dayanamayacağını söylemedin mi?
Pas de discours, dis-moi simplement... M'as-tu téléphoné que ton gars ne tiendrait pas plus de 4 rounds?
dayan 712
dayanamıyorum 241
dayanamadım 49
dayanamıyorum artık 51
dayanılmaz 25
dayan dostum 17
dayan biraz 56
dayanın 97
dayanmalısın 17
dayanamıyorum 241
dayanamadım 49
dayanamıyorum artık 51
dayanılmaz 25
dayan dostum 17
dayan biraz 56
dayanın 97
dayanmalısın 17