Dedi ki tradutor Francês
6,664 parallel translation
" Dedi ki :'Merak etme...'... kafasında sağır olacak.
Il me disait : "T'inquiète pas. " Elle sera sourde dans sa tête.
O'nun kendi oğlu dedi ki, " Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın.
Son propre fils a dit : " Ne pensez pas que je sois venu apporter la paix sur la Terre
O'nun kendi oğlu dedi ki, " Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın.
Son propre fils a dit : "Ne pensez pas que je sois venu apporter la paix sur la Terre."
"İsa dedi ki ;" Barış değil, kılıç getirdim. "
"Jésus a dit, je ne suis pas venu pour apporter la paix mais l'épée"
Dedi ki, egzersizlerine önem vermiyormuşsun.
Dr. Chakravaty, il est temps pour vous de nous quitter.
Bulaşma hakkında kim bir şey dedi ki?
Qui a parlé de s'impliquer?
Shay'a sordum ve o da dedi ki : "kadınlar kötü çocukları sever".
J'ai demandé à Shay et elle a dit, "Les femmes aiment les mauvais garçons".
Tamam. Casey'nin telefonunu açtım ve bir kuyumcu bana dedi ki..
J'ai décroché le téléphone de Casey, et la bijouterie a dit, je cite,
- Öyle. Dedi ki ; "Oğlum, kolonilerdeki en büyük liman olan New York'tasın".
Il a dit, " Fils, tu es à York City, le plus grand port des colonies.
O da dedi ki : "Baba, gelinlik çok güzel düğün de benim düğünüm."
Et elle a dit, "papa, elle est tellement magnifique, et c'est mon mariage."
- Bakıcı ne dedi ki...
- Qu'est ce que la baby sitter...
Sağlık görevlisi dedi ki Flea bas gitarını gönderseymiş baş parmağın kopabilirmiş.
Tu sait, le SAMU a dit que si Flea t'avait envoyé sa basse, Tu aurais pu perdre un pouce.
Hayır, Kitty dedi ki... Hani...
- Kitty va me dire...
Pearl dedi ki...
Elle a dit : " De l'amour?
Ama dedi ki, saldırıya uğradığında kükürt kokusu almış.
du soufre lors de son agression.
- Her neyse, dedi ki evlatlık işlemlerinin ilerleyebilmesi için Luke'a gidip haklarından vazgeçtiğine dair imza alman gerekiyormuş
- Bref, il dit que tu dois faire signer Luke un papier avant que l'adoption puisse continuer.
Bana dedi ki...
Elle m'a dit...
♪ Yine de birileri dedi ki, samimi ♪
♪ Certains continuent de dire "Elle est sincère" ♪
Hasta... Hasta dedi ki...
Le patient me demande :
Kurucu dedi ki senin kıskançlığın ailemizi mahvetmiş.
- Il a dit que c'est ta jalousie qui a détruit notre famille.
Kuzeydeki arkadaşlarından bahsetti ve dedi ki bizimkisi ders alması gereken tek devlet değilmiş.
Il a parlé d'amis dans le nord. Il disait que notre gouvernement était pas le seul à être visé.
... sonra ona dedi ki en azından ikisinede en baştan anlatmak istemiyormuş.
... et puis elle lui a dit qu'elle n'avait jamais dit ça à personne, jamais de la vie.
Beni yakalayan adam dedi ki...
L'homme qui m'a enlevé...
Penelope bana dedi ki bu sıvıyı şarabıma dökmesini istemişsin.
Penelope me dit que vous demandiez à verser cette fiole dans mon vin.
Hava alanında bekliyorum ve bana dedi ki " Borulardan anlar mısın?
Et je suis assise à l'aéroport, et il me dit, "est-ce que tu t'y connais en réparation de tuyaux?"
Sonra dedi ki ; "Evet bence de anlıyorsun."
Alors il dit, "oui, je suppose que oui."
Gözümün içine baktı ve dedi ki...
Il m'a regardé dans les yeux et dit,
* Dedi ki... hey kardeşim *
♪ Il a dit " Hey soeur ♪
Hizmetçisi Polly ile görüştüm, o da dedi ki...
Je viens de parler à la bonne, Polly, et elle a dit qu'un
Her neyse, Polly dedi ki Chelsea bakımevine girdikten sonra... oğullarıyla ve evin bütün çalışanlarıyla ayrı ayrı görüşmüş.
Donc de toute façon Polly a dit que Chelsea a rencontré ses fils et toutes les personnes de l'équipe dès qu'elle a commencé les soins palliatifs
Dedi ki : " Teşekkür ederim.
Il m'a dit : " Merci,
Polly dedi ki sinirlere iyi geliyormuş.
Polly dit que c'est bon pour mon tempérament.
Bana dedi ki... Beni sevdiğini ve başarılarımdan grur duyduğunu söyledi.
Il m'a dit... qu'il m'aimait et qu'il était fier de tout ce que j'avais fait.
Kim sorunun var dedi ki?
Qui a parlé de mal?
Ancak sonradan dedi ki...
Il a dit que vous aviez...
- Ama Marie teyzen dedi ki...
Mais ta tante Maris m'a demandé si...
Ama kim yukarı çıkılacak dedi ki?
Mais qui a parlé d'aller en haut?
Stephen dedi ki...
Stephen a dit qu'ils étaient...
- John dedi ki...
- Mais John a dit...
Biliyorum. Baban dedi ki, merkezden ne kadar uzak olursak Luca o kadar emniyette olurmuş.
Je sais, ton père a dit que plus on sera loin de l'épicentre, plus Lucas sera en sécurité.
Doktor dedi ki bir-bir buçuk haftaya fizik tedaviye başlayabileceksin.
Le toubib a dit que d'ici 1 semaine, 1 semaine et demi, tu pourras commencer la kiné.
- Princeton mezunu biri güldü ve dedi ki...
- et un mec de Princeton a rigolé et dit
- Bu kişi bana dedi ki...
- Cette personne m'a dit...
Dedi ki,... polis evlerine gelmiş ve torunlarıyla konuşmak istiyorlarmış.
Il a dit, que la police était chez lui, pour parler à son petit-fils.
Oraya şöyle yaz, adam dedi ki "Özür dilerim."
Ecris ça. "Je suis désolé".
Dinle, dün Sinbad dedi ki...
Écoute ce que Sinbad a dit hier :
Ve bana dedi ki "Benim Nobel Ödüllerine davet edilmemin tek yolu karımın davetlisi olarak gelmek."
Et il a dit, "le seul moyen pour que je sois invité à la cérémonie des Prix Nobel c'est si j'accompagne ma femme."
Adam kırılgan yani. Dr. Murray dedi ki :
Il est fragile.
Sonra dedi ki...
Puis elle a dit :
Friedman'a dedim ki "Alarma bastın." Hayır basmadım dedi.
Il a appuyé sur l'alarme Il a dit : "Non."
Bay Thorpe, Alison DiLaurentis içeride dedi tariften çıkardığıma göre varsaydım ki...
M. Thorpe m'a dit qu'Alison DiLaurentis était ici et d'après la description, j'ai supposé que...