English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ D ] / Dedin ki

Dedin ki tradutor Francês

913 parallel translation
Dedin ki beyaz bir kadın burada, senin deyiminle, "sıkıntıya" gelemez.
Eh bien, vous avez dit qu'une femme ne pourrait supporter la vie ici.
- Dedin ki...
- Tu m'as dit...
Dedin ki... Şimdi güleceksin.
Tu as même ajouté... cela va te faire rire...
Majestelerine ne dedin ki?
Qu'as-tu dit à Sa Majesté?
- Fakat, piyano başında sen dedin ki...
- Mais au piano, elle a dit... - Ne vous énervez pas, mon vieux.
Dedin ki : "Sizi ilgilendirmez. Bu şahsi bir mesele."
- Vous m'avez répondu : "Ça ne vous regarde pas, c'est ma vie privée."
- Ama dedin ki...
- Je croyais que...
- Dedin ki...
- Tu as dit...
Dedin ki, buna teşvik edilirse herkes saldırabilir.
Tu l'as dit toi-même : La violence est latente!
Sen dedin ki... - Ne dediğimi boş ver! Nerede o?
- Elle n'est pas ta femme.
Ama biraz önce dedin ki- - Yani- - hay Allahım!
- Le lapin blanc. - Quel lapin? Mais vous venez de dire...
Demin dedin ki- -
C'est votre devinette idiote.
- Çok fazla oldun artık. - Ama bana dedin ki- -
- Mais tu m'as dit que...
Dedin ki :
Tu as dit :
- Dün dedin ki...
Quand vous êtes venu me voir hier...
Ona dedin ki :
Fallait-il que tu lui dises :
- Ama, biraz önce dedin ki...
- Mais vous disiez...
- Evet, fakat sen dedin ki...
3 secondes entières. - Ouais, mais tu as dit...
- O kadar kolay iyi geceler dedin ki.
sinon vous m'auriez retenue!
Hayır, hayır, hayır sen dedin ki kardeşinin eve sarhoş geldiğini söylemedin mi?
Qu'elle était rentré ivre à la maison.
- Az önce dedin ki...
- Tu étais pressé...
Suçiçeği geçirdi. Sen de dedin ki : "Beni dışarı çıkarmazsan delireceğim."
Tu as exigé de sortir, ce soir.
Dedin ki : "Gitsek iyi olur, Nikko beni bekliyordur."
Tu as dit : "Nous devrions rentrer. Nikko va m'attendre."
Sen--sen dedin ki- - Evleneceğim kızla tanıştığımı söyledim.
Tu as dit que j'avais rencontré celle que j'épouserai.
Ve, dedin ki :..
Et... et tu as ajouté...
Dedin ki, ne zaman meteliksiz kalsan...
Et vous avez dit que chaque fois que vous êtes fauché...
Dedin ki, ne zaman meteliksiz kalsan bu kırıkçı hanıma ödemeli telgraf çekebilirmişsin.
Vous avez dit que chaque fois que vous êtes fauché vous pouvez appeler cette femme ostéopathe en P.C.V.
Neden öyle dedin ki? Aptallık etmişsin!
Tu as tort, tu devrais accepter.
Sen dedin ki, eğer onu sevmiyorsan onunla evlenmemelisin.
Vous disiez que je ne devais pas me marier... sans amour.
- Ama baba, sadece dedin ki...
- 18, Belgrave Square à Boston? - Oui.
Yani, şimdi, tam şimdi dedin ki...
Enfin, vous venez de dire que...
Biwa keşişi, İlk önce dedin ki kılıcını çekmeyecektin.
Prêtre, d'abord vous me dites que dégainer mon sabre était une erreur.
- Sende yetenek yok Mitzi. - Ama bir dakika önce dedin ki...
Tu n'as pas de talent, Mitzi.
- Bu doğru, sen de dedin ki...
- C'est vrai et vous avez répondu...
Sen niye elli dedin ki?
Pourquoi t'as dit 50?
- Ama sen dedin ki —
- Arrête.
Dedin ki doğru koşullar altında, bir yapımcı bir fiyasko oyunla hit oyundan çok daha fazla para kazanabilirmiş.
Que si les circonstances s'y prêtent, un producteur peut gagner plus avec un bide qu'avec un tabac.
Yarım saat önce aldığımda bana dedin ki, hareket etmemesi uzun uzun öttükten sonra yorulup düzülmüş olmasından.
Et quand je vous l'ai acheté il y a moins d'une demi-heure, vous m'avez assuré que son inertie était due à une fatigue consécutive à une longue séance de braillements.
Onlara ne dedin Rick? Hiçbir şey, tabii ki.
tu leur a dit quoi, rick?
- Ne dedin? Dedim ki, geçen hafta büyükbabama gelen mektup nerede?
Où est la lettre pour Grand-père?
Ve dedin ki "Bir an için sandım ki..."
"L'espace d'un instant, j'ai cru..."
Ama sen bana dedin ki- -
- Mais vous m'avez dit...
Geleceğinden emin değildim. Belki de benden kurtulmak için evet dedin sandım. Ki kurtulamazdın.
J'ignorais si vous viendriez... ou si vous aviez accepté juste pour vous débarrasser de moi.
"Niye uçmayı sürdürmeyeyim ki?" dedin.
Vous avez dit : "Pourquoi ne pas rester pilote?"
Sen dedin ki...
- Vous m'avez dit de la poser!
- Hayır, hayır. Bir kocamın dedin. Kaç tane kocan var ki?
Tu dis : "en tant que mon mari".
- Ne dedin? - Dedim ki, karıncayı bile inciltemezmiş.
Vous dites?
Dedin ki içmemeliymişim
Je n'ai pas de café ni de lait et il est plus de 2 h.
- Sandım ki şey dedin...
- Tu avais dit...
Öyle bir dedin ki sanki insanları hiç düşünmeden asıyorum burada.
Vous êtes un chien ce soir.
Ne dedin? - Dedim ki, hangi gömleğini giyeceksin?
Quelle chemise prends-tu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]