Diyecektim tradutor Francês
1,962 parallel translation
Ona söyleyebilirim diyecektim.
J'ai dit que je le lui dirais.
- Çaba diyecektim?
- Exagéré?
Onlara hayır diyecektim ama şimdi?
J'allais décliner leur offre, mais maintenant...
Ben de tam sürahi diyecektim.
J'avais... très envie d'un pichet.
Ofisi kapattığınızı düşünerek bozulmasınlar diye bunları alabilir miyim diyecektim.
Vous allez sûrement fermer { \ pos ( 192,220 ) } et je me demandais si je pouvais les prendre pour pas gaspiller.
Ben Burroughs diyecektim, ben çok genç yapmak korktum.
J'allais dire Burroughs, je craignais de faire trop jeune.
"Mutsuz olduk" diyecektim.
J'allais dire tristes.
Oğlum tam ben diyecektim ya!
- À Haïti. Mince, j'allais le dire.
Sadece bir haftalığına "orası kesin" diyecektim.
J'ai pu dire "bien ou bien?" pendant qu'une semaine.
Ben de aynını diyecektim.
C'est ce que j'allais te dire.
Ama yine de aynı değil diyecektim ve bana bir şans daha verirsen seni yaşayacağın en güzel ikinci randevuya çıkarmak istiyorum.
Non, j'allais dire que ce n'est pas la même chose. Et si tu m'y autorises, je t'emmènerai au plus romantique des seconds premiers rendez-vous que tu n'aies jamais eu.
Biraz daha kahve içelim diyecektim kafein komasına gireriz sonra da bilmiyorum çılgınca bir şeyler yaparız.
J'allais te proposer de boire un café, se droguer un peu à la caféine, et, je ne sais pas, - sortir, faire un truc dingue.
Ben de tam bunu diyecektim dostum.
C'est exactement ce que j'allais dire, Pic.
- Imsı mı? - Ne diyecektim peki Lana?
Qu'est-ce que je dois dire?
Hayır, seni tekrar neşeli görmek güzel diyecektim.
Non, j'apprécie ta bonne humeur.
Siyah diyecektim ama kırmızı işe yaradı.
J'allais dire le noir, mais... le rouge est pas mal.
Onun hakkında ne diyecektim ki?
{ \ pos ( 192,230 ) } Rien. Qu'est-ce que je pouvais lui dire?
Ne diyecektim?
C'est bizarre, tu sais?
Ben şey diyecektim...
Je voulais juste... te dire...
Baban evlenme teklif ettiğinde, az kalsın hayır diyecektim.
Sais-tu que quand ton père me l'a proposé, J'ai presque dit non.
Diyecektim ki, Harper Avery'nin burada olması... -... iyi bir şey.
C'est plutôt cool, d'avoir Harper Avery ici.
Ben, onları yok sayalım diyecektim.
J'allais dire "les ignorer".
Başka çocuk yaparsın diyecektim ama oran tamamen kupkurudur.
J'allais dire "avoir un autre bébé" mais vous êtes trop vieille.
Ben Nick'e sürpriz doğum günü partisi düzenliyorum da sen de şu ev yapımı biralarından hazırlar mısın diyecektim.
Je vais avoir... Heu... Je vais organiser une fête surprise pour Nick pour son anniversaire, et je me demandais si tu pouvais préparer un peu de ta bière spéciale fabrication maison.
Saçmalık diyecektim yani ama evet, faydasız.
J'allais dire "archets" mais oui, c'est frustrant.
Peder TimTom bu hafta barbekü partimize gelmek ister misiniz diyecektim?
Révérend Timtom, je me demandais si vous accepteriez de venir à notre barbecue ce week-end. Avec votre guitare.
Şey diyecektim- -
Je disais juste...
Şey diyecektim...
Je voulais juste...
Ben de bugün işler kesat diyecektim. Ne de olsa Cumartesi.
Moi qui pensais qu'on aurait un samedi calme.
- Sadece Sybil'ın da söz hakkı var diyecektim.
Sybil peut avoir ses opinions.
- Carson, diyecektim ki -
- Carson, je voulais...
Ben Frances Heck. Brick partiye gelemeyecek diyecektim.
C'était Frances Heck qui voulait dire que Brick ne peut pas venir.
Ne demek istiyorsun diyecektim?
Je veux dire, comment ça?
Dondurma yiyelim diyecektim.
J'allais dire, aller manger de la crème glacée.
Kardeşim diyecektim.
J'allais dire "frères".
Ama Jim'in ne istediğini soralım diyecektim.
J'allais suggérer de demander à Jim ce qu'il veut.
Hayır mı diyecektim?
Je pouvais pas lui dire non!
Biz galaya gelene kadar, siz ikiniz gidip yerlerimizi tutsanız nasıl olur diyecektim?
Vous pouvez aller garder nos places, jusqu'à notre arrivée?
Ne diyecektim peki?
Qu'allais-je dire?
Ben de öyle diyecektim. Gidip görelim. Pekâlâ Chuck.
C'est exactement ce que j'allais dire.
Üzgünüm. Orgazm diyecektim.
Désolé, je voulais dire "orgasme"!
Pardon. Orgazm diyecektim.
Désolé, je voulais dire "orgasme"!
Hayır. "Ayrımcılık modeli yüzünden burası alt tabaka insanlar içindi." diyecektim.
J'allais dire, à cause de discriminations répétées... parce que c'était une piscine pour la classe inférieure.
Ben de "o" diyecektim.
J'allais aussi dire lui. Oui, lui, lui.
Yanaklarından mı? Tam götünden diyecektim, son anda yanaklarından dedim, tamam mı?
- J'allais dire lèche-cul, mais j'ai fini par dire "fayotte".
- Unutulmazdı diyecektim.
- J'allais dire "inoubliable".
Ben "kim takar" diyecektim.
J'allais dire qu'on s'en tape.
N'aber? Şey diyecektim...
Je me demandais...
Az kalsın "Bu bahaneyle" diyecektim!
J'allais dire "à votre guise".
Ne diyecektim ki?
Je dirais quoi?
"Kardeşin Priya" diyecektim.
"Ta soeur Priya".
diyecektim ki 23
diyeceğim 131
diyecek 78
diyecektin 16
diyeceksin 119
diyecekler 55
diyeceğim şu ki 17
diyeceğim ki 17
diyeceksiniz 34
diyeceğiz 40
diyeceğim 131
diyecek 78
diyecektin 16
diyeceksin 119
diyecekler 55
diyeceğim şu ki 17
diyeceğim ki 17
diyeceksiniz 34
diyeceğiz 40