Dönmeyecek tradutor Francês
989 parallel translation
Gideli 10 dakika oldu. Geri dönmeyecek.
Parti il y a dix minutes ll ne reviendra pas
Gemiye geri dönmeyecek misin?
Vous... n'allez pas reprendre le bateau?
Betty ördek avlamaya gitti ve geç saatlere kadar dönmeyecek.
Betty est à la chasse au canard. Elle rentrera tard.
- Bizimle dönmeyecek misin?
- Tu ne rentres pas avec nous?
İkincisi, kararından dönmeyecek şekilde... Almanya'da tek ve yegane güç olacaktı.
Et le second, il serait, intransigeamment... la seule et unique puissance en Allemagne.
- Bilmiyorum ama geri dönmeyecek.
Mais il ne reviendra pas.
Ama... yani, sen İngiltere'ye dönmeyecek miydin?
Vous ne devriez pas rentrer en Angleterre?
Sana söylemek istemezdim ama, geri dönmeyecek. Asla.
Je suis désolé de vous l'apprendre, mais Jane ne reviendra jamais.
Yazık oldu çünkü geri dönmeyecek.
Pourquoi dommage! Dommage qu'elle reviendra pas!
- Dönmeyecek. Bu sefer değil. İnan bana.
Cette fois, il ne reviendra pas, crois-moi.
Karım dönmeyecek gibi görünüyor.
Ma femme ne revient pas.
Kalıcı olarak. Hayır, geri dönmeyecek.
Non, il ne reviendra pas.
Bu sefer dönmeyecek.
Non, pas cette fois-ci.
Koruyacak bir şey kalmadı ve kimse geri dönmeyecek.
Il n'y a plus rien à garder. Plus personne ne reviendra jamais ici.
- Bir daha dönmeyecek misiniz?
- C'est pour de bon?
Ahhh sonsuza dek yitip gitti. Sevdiğim o gülünç, genç, dalgın bakış bir daha asla geri dönmeyecek.
Il est parti à tout jamais ce regard si drôle, si jeune, si perdu que j'adorais.
Geri dönmeyecek. İcabına bakacağım.
II ne reviendra plus, j'y veillerai.
Geri dönmeyecek mi?
Il va revenir?
Hayır, bayan ; dönmeyecek.
Ça m'épaterait.
Dönmeyecek.
Il ne reviendra pas.
- Kimse dönmeyecek.
- Il ne le sera pas.
- Bu akşama kadar dönmeyecek, efendim.
Il ne rentrera que ce soir.
- Geri dönmeyecek miyiz?
Et si nous rentrions?
Geri dönmeyecek mi?
Va-t-il revenir?
- Dönmeyecek misin?
Tu ne reviendras pas?
Diyelim ki asla geri dönmeyecek.
Supposons qu'elle ne revienne jamais.
Sen gittiğinde korkmaya başladım. Dönmeyecek diye düşündüm.
J'ai cru d'abord que tu ne reviendrais jamais.
- Geri dönmeyecek misin?
- T'y retournes pas?
Dönmeyecek.
Il ne reviendra sûrement pas.
Hiçbir zaman dönmeyecek kameralar için, hazır olmaya kararlıydı.
Elle était décidée á être prête, prête pour ces caméras qui ne tourneraient jamais.
Sonuçta onlara bugün yarın dönmeyecek misin?
Tu vas bientôt retrouver ces dames.
Pazara kadar dönmeyecek.
Non, pas avant dimanche.
Ekselansları yarına kadar dönmeyecek.
Son Excellence ne revient pas avant demain.
O size geri dönmeyecek diye hiç korkmayın
Mais n'aie pas peur II ne te reviendra pas
Hiç korkmayın size geri dönmeyecek.
Mais n'aie pas peur II ne te reviendra pas
Bay Kettering muhtemelen Salı'ya kadar dönmeyecek.
On me dit que M. Kettering ne revient que mardi.
Dönmeyecek olursam ne olacak, peki?
Et de l'autre côté, je vais vers quoi?
Columbus'tan dönmeyecek misin?
- Quoi? Faites le tour!
Bir daha asla geri dönmeyecek.
Il ne reviendra plus.
O geri dönmeyecek!
Il ne reviendra pas!
Yani artık Texas'a dönmeyecek miyiz?
Tu les as laissé attacher Faro.
Geri dönmeyecek.
Elle ne reviendra pas.
Dönmeyecek.
Alors, va donc.
- Doğru, geri de dönmeyecek.
- Exact, et il n'est pas revenu.
Kesinlikle oraya geri dönmeyecek.
Alors, il ne va pas y retourner.
- Bu dönmeyecek galiba.
- Je crois bien que je vais rester.
Sorun şu ki, tümü birden geri dönmeyecek.
Ce qui est terrible, c'est qu'ils ne rentreront pas tous.
Ben bir erkeğim, dolayısıyla muhakeme edebilirim, o adam geri dönmeyecek.
Je suis un homme et je le sais.
Hayır, Brian. Dönmeyecek.
Non, Brian, il ne reviendra pas.
- Geri dönmeyecek!
- Il ne reviendra pas.
Uzun süre dönmeyecek. Kesinlikle anlayış gösterecektir.
Il comprendrait ta situation, comme tous les autres prisonniers, ça peut durer!