Elması tradutor Francês
3,259 parallel translation
Demir elması ağacının tüm elma ağacı türleri içerisindeki en dayanıklı ve güçlü olanı olduğunu biliyor muydun?
Vous saviez que le Honeycrisp était le plus vigoureux et le plus rustique des pommiers?
Dönüşte de Gala elması al.
Et prends-moi des pommes Gala.
Golden Delicious elması kovanın içinde dramatik durur demiştim ama sıkıcı ve hüzünlü duruyorlar.
Je pensais que les Goldens seraient dramatiques dans le seau qui danse. Mais elles sont ternes et déprimantes.
- Gala elması.
Des pommes Gala.
Wentworth elmasını hiç duymadın mı?
Tu connais le diamant des Wentworth?
Wentworth elması.
Le diamant des Wentworth...
Bu gerçekten Wentworth elması.
- C'est vraiment... - Le diamant des Wentworth.
Elması bana ver yoksa böbreğinin tekini kaybedersin.
Le diamant, ou tu perds un rein.
O haydut, elması çaldıktan sonra...
Les bushrangers, le vol du diamant...
Madam, patatesim yok deyince korkmuştum ama yer elmasını kullanınca resimler daha net çıkıyor.
J'étais si inquiète quand madame n'avait pas de pommes de terre... mais je dois dire, ces patates douces font une image plus nette.
Nihai Göt Kilidi, nam-ı diğer Acı Elması.
L'Asslock par excellence... également nommé la Pomme d'Angoisse.
- Cadılar bayramı elması.
Et ça? Pommes d'Halloween.
Dünyanın en büyük elması.
Le plus gros diamant du monde.
Cassidy mi? David Englander'ın elmasını çalan polis mi?
Le flic qui a volé le diamant de David Englander?
Elmas Ukata'nın başlıca ihracat maddesi.
Et son activité principale.
Bunlar elmas hakkında değil. Lityum hakkında.
Il s'agit pas de diamants, mais de lithium.
Elmas bir kızın en iyi arkadaşıdır. Ama Telekom işinde çok para var.
Il y a de l'argent dans la téléphonie.
Bu harika bir elmas.
Ce superbe diamant...
Elmas değil ama.
C'est pas des diamants.
Kutular dağıtacağız. Çoğumuz bunları açtığında boş bulacak, Fakat bir şanslı hanım onu açtığında elmas bir yüzük bulacak.
Une boîte va vous être remise et l'une d'entre vous aura la chance d'y découvrir une bague en diamants.
Yine elmas kaçakçılığı yapıyor olmalı.
C'est probablement un contrebandier de diamants.
Elmas zulası. Hırsızlık.
La planque de diamants.
- Kanlı bir elmas mı?
C'est un diamant de sang?
Güney Afrika'daki elmas işlerindeyim.
J'ai travaillé dans les diamants en Afrique du Sud.
Tek yapmamız gereken onun elmas kaçakçılığı yaptığına dair delil bulmak, sonra onu yakalarız.
On trouve une preuve de son trafic de diamant et on l'arrête.
Şimdi, öğrenmek istediğim etrafta kusursuz D sınıf elmas satan biri var mı?
Je dois savoir si quelqu'un a fourgué des diamants.
Tahmin et, kim D sınıfı elmas satmaya çalışıyormuş?
Devine qui a des diamants à vendre.
Gerçek elmas mı?
Ce sont de vrais diamants?
Sen sadece o fıstık kasesinin dibinde elmas varmış gibi vurmaya devam et. buna ne dersin?
Tu vas juste continuer à piocher dans ce bol à cacahuètes comme s'il y avait des diamands au fonds... et on se reparle après?
"Beyaz elmas" mı DiNozzo?
Serait-ce "White Diamonds", DiNozzo?
Sana bir sır söyleyeyim. O elmas sahteydi.
Pour vous mettre dans la confidence, le diamant était un faux.
Annenin saatinin üstündeki transfer boya "Siyah Elmas" la eşleşti.
Le transfert de peinture sur la montre de ta maman correspond à "diamant noir"?
Daha çok parıldayan elmas yapmanın bir yolunu mu bulmuşlar?
Ils ont trouvé le moyen de rendre les diamants plus brillants?
Baban sana elmas yüzük alacak
Papa t'achètera une bague de diamants
Elmas kolyeye ne oldu peki sence?
Qu'est ce que vous pensez qu'il est arrivé au pendentif en diamant?
Elmas kolyesi de ne?
Quel pendentif en diamant?
Elmas kolyesi mi?
Quel pendentif en diamant?
Altı gün önce Doc kredi kartı ile 50.000 dolarlık bir elmas kolye almış.
Le pendentif en diamant à 50,000 $ que Doc a fait débiter sur sa carte de crédit il y a 6 jours.
Tamam aldatıyordum ama elmas kolye falan almadım.
Je veux dire, je la trompais, Mais je- - il n'y a aucune pendentif en diamant.
Ortada elmas kolye falan yok.
il n'y a aucun pendentif en diamant.
Elmas kaçakçılığında ona yardım ediyordum.
Je l'aide pour la contrebande de diamants.
Kolunuzdaki elmas süslemeli saatle mavi ipek gömleğinizin iyi bir iş ortağı olduğunuza yönelik mesaj gönderebileceği nadir sektörlerdendir.
C'est une des rares fois où une chemise en soie bleue et des diamants sur votre montre envoie le message que vous êtes un bon associé.
Demek işlenmemiş elmas işindesin.
Vous êtes dans le marché des diamants bruts.
Elmas anlaşmasına girişecek kadar ileri gidebileceğine de ihtimal vermiyordun öyle değil mi?
Mais c'est ce même gars qui a arrangé cette vente de diamants, non?
Sen işlenmemiş bir elmas gibisin.
Tu es un diamant brut.
Elmas bileziği tekrar deneyebilir miyim?
Est-ce que je peux réessayer les éclats de diamants?
Peki akşam yemeği için özel jetiyle Meksika'ya giderken daha yatmadığı bir bayana elmas kolye almak delilik midir?
Qu'en est-il d'offrir un collier de diamant à une fille avec qui tu n'as pas encore dormis pendant le vol au Mexique pour le diner sur ton jet privé est fou?
Kanlı Elmas'ı izlerken çok üzüldüğünü hatırladım, ben de onun yerine yakut aldım.
Je me suis souvenu que Le Diamant de sang t'avait bouleversée, alors je t'ai acheté un rubis.
Yine etrafında minik elmaslar var ama bu çok eski ve yüz yıl önce elmas madenciliğinin bu kadar zalim olduğunu sanmıyorum.
Il y a quand même de petits diamants autour, mais ils sont antiques, et il y a cent ans, c'était moins violent dans les mines de diamant.
Onları elmas sanıyordunuz.
Vous pensiez que c'était des diamants.
40 milyon dolarlık elmas.
Un diamant de 40 millions.