Esin tradutor Francês
2,125 parallel translation
Bir milyar kayıp ve korkmuş ruh için esin kaynağıdır.
Une source d'inspiration pour un milliard d'âmes perdues et apeurées.
Birisi, aşkın ona 10'uncu esin perisi olacağı konusunda dizilere döktüğü en muazzam sonesini isimsiz olarak Examiner'e yollamış. Severn!
On lui a soumis le plus exquis des sonnets composé sur le thème de l'amour et de la Dixième Muse.
Seni seven bir eşin varsa, her şeyin üstesinden gelebilirsin.
À deux, on surmonte tout.
- Başka bir esin bulacaksın. Gerçeğini.
- Vous trouverez votre vraie muse.
30 yıldır ana esin kaynağıyım.
Je suis une référence notoire!
Siz benim için esin kaynağısınız.
Vous êtes mon d'inspiration.
Esin İçin Aşk Şarkısı "
un chant d'amour à l'inspiration.
Evde de eşin seni sürmesin sonra?
Votre femme vous conduit-elle?
O yüzden, Bombay'e esin kaynağım, fahişem, aşkıma.
Je léve mon verre pour Bombay... ma muse, ma maîtresse, ma bien-aimée.
Paulo Coelho'nun Camino'daki manevi deneyimi sonraları ilk kitabı yazmasında esin kaynağı oldu.
... Paolo Coelho a étudié le côté spirituel du Camino, c'est ce qui l'a inspiré pour son premier livre.
Eşin ve emlak danışmanın olarak kesinlikle söyleyebilirim ki bu süprüntülerin çoğu buradan gitmeli.
En tant qu'épouse et qu'agent immobilier, je pense qu'il faut se débarrasser de ces saletés.
Yanlış hatırlamıyorsam, eşin ve çocukların seni arıyordu. Tamamdır.
Votre femme et vos enfants vous cherchent.
Sen, Prens Naveen, Charlotte'u eşin olarak kabul ediyor musun?
Prince Naveen, voulez-vous prendre Charlotte pour épouse?
Eşin dostun yok mu hiç?
votre famille est ici?
Çok iyi katolik bir eşin var, Guido.
Eh bien, voilà une bonne épouse catholique, Guido.
Senin eşin öldü.
Ta femme... Elle est morte.
Eşin görse, seninle gurur duyardı.
Tu sais quoi? Elle serait fière de toi.
Bazen bu eşin olur ve hayal ettiğin bir düğünle kutlarsın.
Cette personne sera peut-être votre époux et vous le célébrerez par le mariage de vos rêves.
Sanırım eski eşin, işleri düzene soktuğunu zannediyor.
Sa mère espère peut-être vous récupérer.
Hiç kız arkadaşın oldu mu, Max, ya da eşin falan?
Tu as une copine, Max? Ou des femmes?
- Eşin, kız arkadaşın...
- Tu as une femme, une petite amie?
- Eşin mi? - Evet.
- C'est votre femme?
Walter, bu eşin mi?
Et Walter, c'est vous, là? C'est votre femme? C'est vous et votre femme?
İlk eşin için sana dua edeceğim.
J'ai donné ma bénédiction pour la 1 ère rencontre.
- Conal, eşin telefonda.
Conal, votre femme au téléphone.
Yeni bir eşin var senin de.
Tu as une nouvelle femme.
Nicholas, Beth'i vasat eşin olarak kabul ediyor musun?
Nicholas, voulez-vous prendre Beth pour épouse hirsute.
Ve Beth, Nicholas'ı vasat eşin olarak kabul ediyor musun?
Et vous, Beth, voulez-vous prendre Nicholas pour époux hirsute?
Alvaro, sahiden bir eşin benzerin yok!
Álvaro, tu es vraiment unique!
Benimle evlenirsen, eşin olurum.
Je serai tienne... si tu veux m'épouser.
İstersen eşin olurum ama istesen de istemesen de hizmetindeyim.
Si je ne suis ta femme, je te servirai même contre ton gré.
Sen Philip Louis, bu kadını, Megan Blakelee'yi bir ömür boyu yasal eşin olarak kabul ediyor musun?
Voulez-vous, Philip Louis, Prendre cette femme, Megan Blakelee, Pour épouse, tout au long de votre vie?
Eee, eşin nerede?
Où est votre mari?
Eşin Alex'i tanıyor mu?
Votre mari connaît Alex?
Eşin öldüğü için hâlâ üzüldüğünü biliyor. Tanrı diyor ki ; onunla olduğu için şükretmeliymişsin.
il sait que tu es si triste pour ta femme le seigneur te dit de te rejouir car elle est avec lui.
Önemli değil. Eşin için gelmiştim.
Ca va, je veux parler à votre femme, elle est là?
- Eşin nasıl Douglas?
Et votre dame?
Eşin ve kızın seni terk edeli.. ne kadar oldu?
Depuis quand sont-elles parties, votre femme et votre fille?
Eşin ve kızın seni terk etmeden önce.. neler olduğundan biraz bahseder misin?
Que s'est-il passé avant qu'elles s'en aillent?
- Barney, bu hanımı eşin olarak- - - Evet. Evet.
- Voulez-vous prendre cette femme...
Fırtınalı bir boşanmanın ardından her şeyi eşin mi aldı?
Tu sors d'un affreux divorce et elle t'a tout pris?
Eşin vefat ettikten sonra ve biz o uzun sohbetleri ederken sana karşı hissettiklerim konusunda bir fikrin var mıydı?
Après le décès de ta femme, quand on parlait souvent. Tu te doutais de mes sentiments pour toi?
Komiktin, hayat doluydun zekiydin, eşin benzerin yoktu. - Aynı fikirdeyim.
- Je sais pas.
Kardeşim, bu güzel bayan kim, eşin mi?
Chef, cette jolie dame, c'est ta femme?
Eşin, kendini bu antlaşmayı korumak için feda etti.
Votre mari s'est sacrifié pour sauver le traité.
Evli olsaydın, eşin sana rokfor yedikten sonra dişlerini fırçalaman gerektiğini söylerdi.
Votre femme vous aurait dit qu'après le roquefort faut se laver les dents.
Bruce, yarışmada eşin kim olacak?
Bruce qui sera ta partenaire au concours?
Margaret, eşin ben olabilirim.
Margaret, je peux être ton partenaire.
Eğer eşin olsaydım bunların hiçbiri olmayacaktı.
Si j'avais été ton partenaire, rien de ceci ne serait arrivé.
- Eşin mi?
- C'est votre femme?
Ben sadece bir eşin yapması gerekeni yapıyorum.
C'est le devoir normal d'une épouse.