Fahiseler tradutor Francês
816 parallel translation
Politikaclar, binalar ve fahiseler uzun zaman dayanrlarsa, sayg kazanrlar.
Politiciens et putains deviennent respectables en vieillissant.
"Burada senin için çok güzel fahişeler biliyorum!"
Je te presenterai des filles de joie plus belles que ça.
Hırsızlar, fahişeler ve katiller Paris'i ele geçirdi!
La bande de voleurs, de prostituées et d'assassins a pris possession de Paris
Oğullar sanki bize ateş etti... Fahişeler... Katiller...
Ils nous fusillent comme pétroleuses... prostituées... meurtriers...
Turnbridge Sokağındaki fahişeler!
- Pardon? - Avec les catins de Turnbridge!
Ama yanına birkaç tasma almayı unutma, çünkü Fahişeler Bulvarı'ndaki bir gece... Özür dilerim. Çünkü Fahişeler Bulvarı'nda kendini Bağdat Halifesi gibi düşüneceksin.
Mais méfiez-vous, une nuit à Pigalle et vous vous prendrez... pour le grand calife de Bagdad.
Siz çocuklar, Piccadily Meydanı hakkında konuşuyorsunuz ama... Fahişeler Bulvarı ile karşılaştırıldığında Piccadily Genç İngiliz Hristiyanlar Kulübü odası gibi kalır.
Ne confondez pas, Piccadilly Circus à côté c'est pour les enfants de cœur.
Üstünde asabilik var gibilerinden. Üstünde asabiliğin olduğu aşikâr. Tüm gördüğümüz ; hırsızlar, katiller, şarapçılar, muhbirler, fahişeler.
A force de voir des assassins, des alcoolos et des prostituées de la pire engeance, on croit que tout le monde est ainsi.
Kumarbazlar, insafsızlar, fahişeler.
Joueurs, assassins, prostituées.
Fahişeler, konsomatrisler, şantajcılar, hırsızlar, sarhoşlar.
Des entraîneuses, des prostituées, des voleuses à l'étalage, des ivrognesses.
Eskiden böyle değildi kibar fahişeler büyük ders aldı ve prensesler gibi yaşadı.
Autrefois, les courtisanes... étaient savantes et raffinées. Elles vivaient comme des princesses de haute naissance.
(... ) Kızlara "Utanmaz Fahişeler" diyerek...
C'est bien ça que tu disais? Mais traitant les filles de putains.
Hizmetçiler, fahişeler, öğrenciler...
Boniches, putains, étudiantes...
- Fahişeler?
Les prostituées?
Fahişeler gibi çene çalıyorlar.
A part jacasser comme des pies.
Kış kapıda. Havada vizon ve su samuru kokusu var. Fahişeler hayvanlara bayılırlar.
Y a du vison et de l'ocelot dans l'air... les putes ont toujours adoré les animaux.
Fahişeler ve mallar hakkındaki her şeyi söyleseydim her şeye bir son vereceğini düşündüm.
Si j'avais parlé du marché de la drogue et du sexe, il aurait été promu.
Eski, ahşap evler, pis sokaklar, batakhaneler, fahişeler, çılgın trombonlar... İnsanı yoldan çıkarır.
- Ces vieilles maisons de bois ces rues sordides, ces tripots mal-fâmés, ces trombones délirants...
Ev fareleri gibiler o değersiz fahişeler. Karanlıkta etrafta sürünüyorlar, yiyip, yatıyorlar, hepsi o kadar.
Rien de mieux que les taupes... font que bouffer et dormir, toujours dans le noir!
Vergi toplayanlarla fahişeler, Tanrı'nın hükümranlığına sizden önce girerler.
Publicains et prostituées seront avant vous dans le royaume de Dieu.
Vergi toplayanlar ve fahişeler ise inandılar.
Les publicains et les prostituées ont cru en lui.
Gördüğün gibi, Biz fahişeler, koruma için haraç veriyoruz.
Comme vous pouvez le voir, nous, les prostituées, sommes ses avant-gardes.
Hep her şey yolundayken pantolona yapışan fahişeler gibi davranmayı kes!
Arrêtez de sauter sur tous les beaux types qui passent.
Şüphesiz, bir yerden ucuz fahişeler.
Sûrement des prostituées.
Aynı Mishima'daki fahişeler gibi davranıyorsunuz.
Vous vous comportez comme les prostitués de Mishima.
Fahişeler veya centilmenleri seven şu kadınlar.
Celles qui sont des putains ou celles qui aiment les beaux messieurs.
Pek zeki fahişeler değiller, kendi işleriyle ilgilenmeliler!
Une bande de folles qui feraient bien de s'occuper de leurs affaires!
Fahişeler hakkında bir sürü duygusal safsata yazılmıştır.
On a écrit beaucoup de trucs fleur bleue sur les putes.
Utanmaz fahişeler!
Espèce de catin effrontée!
Bu şehirde sadece fahişeler değil, aynı zamanda devlet yetkilileri ve hukukçular da öldürülüyor.
Dans cette ville on ne tue pas que des putes mais aussi l'ordre et l'équilibre social.
"Ithaca'lı fahişeler" mi dedi?
- Tu sais ce qu'il m'a dit? - Quoi?
Bana kalırsa Bayan Kenyon, bir hoppa kadınlar vardır, bir de fahişeler. Bir de İngiliz askerlerinin fahişeleri vardır.
Si vous voulez mon avis, Mme Kenyon, il y a les femmes faciles, les prostituées et les putes à soldats anglais.
Buraya gelin, fahişeler!
Venez là, salopes!
Kızın Sandra gibi fahişeler bu işlerden yakayı sıyırabilir. Öyle değil mi?
Des putes comme ta Sandra, elles s'en sortent, pas vrai?
Torino'da derler ki, fahişeler para kazanmada ikinci sıradadırlar.
On dit qu'à Turin, la prostitution est la deuxième source de revenus.
Başka fahişeler Ferrari ve Alfa Romeo kullanırken bizimkiler bisiklete binmek zorunda.
Nos sœurs, elles vont au boulot à vélo.
Fahişeler ve zenciler.
La pute et le nègre.
İyi modeller lazım bize, fahişeler değil.
Nous avons besoin de modèles, pas de putes.
Şunu belirtmek isterim ki size kıçları nasır tutmuş fahişeler zinacı karılar veya alt tabakadan adi kevaşeler demedim.
Je vous prie de remarquer que... je n'ai pas dit : tapineuses aux culs-pourris, fornicatrices ou poufiasses de ruisseau.
Bunlar katiller pezevenkler ve fahişeler silahşörler ve rahipler.
Des voleurs et des assassins, des maquereaux et des putains, des paysans et des prêcheurs.
Tüm fahişeler yas tutacaktır.
Je suppose que toutes les prostituées vont le pleurer.
Tüm fahişeler biraz ahmak olur.
Toutes les prostituées sont un peu folles.
Meslektaşların, fahişeler, kumarbazların.
Les équipes, les pros, les parieurs.
Seninle boy ölçüşmesi için Fahişeler Derneği'ne meydan okuruz içlerinden bir şampiyonu karşına çıkarsınlar diye.
Demandons à la guilde des prostituées de présenter une championne contre toi.
Scylla karısı! Fahişeler Derneği'nin Başkanı!
Voici Scylla, présidente de la guilde des prostituées!
Tıpkı fahişeler gibi!
Comme les putes.
Sahtekar, pis fahişeler.
Maudites putains!
Fahişeler seçmek daha kolay olurdu ama Führer bu sisteme olan inancı diğer bütün yöntemlere tercih ediyor.
Faire appel à des professionnels aurait été facile. Mais le Führer préfère la conviction politique à la technique.
Fahişeler, hırsızlar, uğursuzlar, ibneler, hapçılar, keşler.
Putes, chattes en chaleur, enculés, folles, pédés, dealers, camés...
Bu sümüklü fahişeler pansiyonumu harabeye çevirmişler.
Elles ont du culot de démolir notre baraque.
Hatta fahişeler bile daha kibar olur.
En fait, les putes ont plus de tact!