Fazla kalmayacağım tradutor Francês
159 parallel translation
Fazla kalmayacağım.
Je ne resterais pas longtemps.
- Fazla kalmayacağım.
- Je reste pas longtemps.
- Fazla kalmayacağım, yemin ederim.
Je ne resterai pas longtemps!
Humility'de çok fazla kalmayacağımıza emin misin?
On restera pas longtemps à Humility, n'est-ce pas?
- Fazla kalmayacağım.
- Je ne serai pas long.
Fazla kalmayacağım.
Je ne reste pas longtemps.
Ne yazık ki fazla kalmayacağım.
Je ne serai pas long.
Ben fazla kalmayacağım, Tita.
Je resterai pas longtemps, Tita.
Fazla kalmayacağım.
un instant.
Gerekenden fazla kalmayacağım.
J'essaierai de faire au plus vite.
Burda çok fazla kalmayacağım.
Je ne suis plus ici pour longtemps.
Burada fazla kalmayacağım.
Je ne reste pas longtemps en ville.
Konuşmaya daldık ama ben fazla kalmayacağım. Billy Bear adında bir yerliyi arıyorum.
Au fait puisqu'on cause, comme ça, en amis, je cherche un type, un certain...
Fazla kalmayacağım.
Je ne serai pas long.
Fazla kalmayacağım çok yorgun olduğunuzu biliyorum.
Je ne veux pas vous déranger longtemps.
Kahretsin Moris. Sana diyorum ki burada bir dakika fazla kalmayacağım.
Morris, je ne reste pas ici un instant de plus!
- Hayır, fazla kalmayacağım.
Mais je vais pas rester!
Fazla kalmayacağım.
Je reste pas.
Dinle, burada fazla kalmayacağım.
Je vais pas rester dans les parages.
Ama Londra'da fazla kalmayacağım.
Je ne compte pas rester très longtemps
Ben bazı insanlarla aynı yerde daha fazla kalmayacağım! .
Tout le monde sait qu'il y a ici, des personnes indésirables!
Fazla kalmayacağım.
Je ne peux pas rester.
Bu nedenle de burada daha fazla kalmayacağım.
Alors je m'en vais.
Ve Joan, sen de polis çağırmazsan, burada daha fazla kalmayacağım.
Joan, si tu n'appelles pas la police, je m'en vais illico!
- Burada fazla kalmayacağım.
- Je ne resterai pas.
Zaten fazla kalmayacağım.
Je m'en vais bientôt.
Sağol. Zaten fazla kalmayacağım.
Merci, je ne compte pas rester.
Fazla kalmayacağım. Sadece eş yalarımı almaya geldim.
Je passais juste prendre mes affaires...
Birkaç günden fazla kalmayacağım.
Je devrais en avoir pour 2 jours, pas plus.
Çok fazla kalmayacağım, sadece emeklilik formlarını bırakacaktım.
De toute façon, je ne fais que déposer des formulaires pour ma pension.
Fazla kalmayacağım, söz.
Ce ne sera pas long. Promis.
Burada daha fazla kalmayacağım. Nereye gidiyorsun?
- Je reste pas une seconde de plus ici.
Fazla kalmayacağım.
Je ne resterai pas longtemps.
Hepinizin bildiği gibi, bu dünyada fazla kalmayacağım.
Vous savez, mon temps est compté dans ce monde.
Fazla kalmayacağım!
Plus pour longtemps!
Yok, fazla kalmayacağım.
- De la soupe? - Je ne reste pas.
Daha fazla ayrı kalmayacağım.
Je ne veux plus en ètre séparée!
Daha fazla sessiz kalmayacağım.
Je vais vous dire la vérité.
Bir dakikadan fazla kalmayacağım.
J'en ai pour une minute.
Siz sayın konuklarımız sıradaki delikanlının... burada fazla kalmayacağına üzüleceksiniz, çünkü çok güzel şarkı söylüyor.
Vous, les invités du pénitencier, allez être vraiment désolés... que l'artiste suivant soit là juste à court terme... parce qu'il a une bien belle voix.
Fazla kalmayacağım.
Je ne voudrais pas m'attarder.
Ve fazlası var. Daha fazla böyle kalmayacağım. Emily!
Et, d'ailleurs... je ne le serai plus pour longtemps.
Gir ve çık, gir ve çık. Söz veriyorum çocuklar, fazla kalmayacağım.
Juste "bonjour, au revoir".
Girip biraz bakamaz mıyız? Söz fazla kalmayacağız.
On peut aller jeter un coup d'oeil vite fait?
Buna daha fazla seyirci kalmayacağım, değil mi?
Et vu le temps...
- Çok kalacak mısınız? - Fazla kalmayacağız.
- Vous resterez longtemps?
Çok fazla uzak kalmayacağım.
Je ne serai pas longtemps absent.
- Fazla kalmayacağız, tamam mı?
- On ne reste pas longtemps, OK?
İki saatten fazla kalmayacağım.
J'en ai pour deux heures.
Çünkü onu öldürdüm ve yedim. Ama daha fazla yalnız kalmayacağımı biliyorum.
Surtout parce que je l'ai tuée et que je l'ai mangée, mais aussi parce que je sais que je ne serai pas seul longtemps.
Ama ümit ediyorum ki daha fazla yalan zorunda kalmayacağım.
Mais j'espère que je n'aurai plus à lui mentir.