Fena değildi tradutor Francês
738 parallel translation
- Hiç de fena değildi.
Elle était pas mal.
Bana laf yetiştirmen hiç de fena değildi.
Vous n'étiez pas mal, à hurler comme ça.
- Fena değildi, ama fırtınaya hazır olmalıyız.
- Non, mais l'orage menace.
Hiç fena değildi.
Elle n'était pas mal.
Gösteriniz hiç de fena değildi.
Bon boulot.
Adam efendisini öldürmüştü planı da fena değildi.
Cet individu a assassiné son maître et il a très bien monté son coup!
Fena değildi.
Rien à dire.
Fena değildi. En iyi yatağı verdiler.
En plus, j'avais pris le meilleur plumard.
- Fena değildi.
Pas mal.
- Her zamanki gibi, fena değildi.
- Comme d'habitude, pas mal.
- Fena değildi. İlginç bir sahne.
- Tout à fait, le plan marche bien.
Bu fena değildi.
C'était bon.
- Fena değildi.
- Comme ci, comme ça.
Fena değildi.
Passable, Chef.
Fena değildi.
Ça allait.
- Fena değildi. - Neye şüpheli baktığını mı? - Komik.
C'est très hésitant, non?
Çirkindi aslında, ama fena değildi.
Elle avait roulé mais... elle était pas mal.
- Senin fikrinde iyiydi. Çok fena değildi.
- Votre idée est très sensée.
- Fena değildi.
Ça n'a pas été terrible, hein?
Fakat yemekler fena değildi, hatta ziyaretlerimi ücretlendirme yüzsüzlüğünü de göstermedi.
Mais la nourriture était bonne et... elle ne me faisait pas payer.
- Yatağınız yumuşak mıydı? - Fena değildi.
- Le lit est souple?
- Fena değildi.
Ce n'était pas si mal.
Bizi bombalamaya gelmeden önce, işler fena değildi, her şey yolundaydı.
Sans les bombardements, on se porterait pas plus mal. - On gagnait bien sa vie avant.
Çok şaşırtıcıydı ama hiç de fena değildi.
À ma grande surprise, elle est pas mal.
Hiç fena değildi.
Ce n'était pas mal.
Fena değildi.
Comme ci, comme ça!
Fena değildi. Ama gelecek sefer bu kadar riske girme.
ce n'était pas mal, mais la prochaine fois, tu prends moins de risques.
Fena değildi, değil mi?
Ce n'est pas si difficile, si?
Hiç de fena değildi.
Ce qui est correct.
- Evet. Fena değildi. - Pekala.
Ça n'a pas été désagréable.
- Fena değildi hani.
Au poil, vraiment.
Fena değildi.
Pas mal.
- Hiç de fena bir hikaye değildi doğrusu.
- Ça n'aurait pas fait une mauvaise histoire.
Dört bin kazandım. Fena sezon değildi.
J'ai gagné 4000 pesetas.
Fikrim fena fikir degildi.
C'était mon idée.
Fena bir arkadaş değildi.
Pas un mauvais gars.
Bir Mickey Walker ya da bir Rosenbloom değildi ama yine de fena sayılmazdı.
C'était pas un grand crack mais il se défendait.
Bir süreliğine fena da değildi.
Pas trop mal pendant un moment.
- Iyiydin asker, fena degildi.
- Bien, soldat, tres bien.
- Fena değildi. - Sert kavgaymış.
- Une grosse bagarre.
Oh, fena değildi.
Ça a été.
- Eh, fena değildi.
- Oui, elle est pas mal.
Fena değildi.
- Pas mal.
Fena bir kız değildi, değil mi?
C'est une belle fille, n'est-ce pas?
Fena film değildi.
Le film n'était pas mauvais.
- Fena değildi.
- J'en ai fait plusieurs.
- Hiç fena değildi.
- Pas mal du tout.
Fena biri değildi, sanırım.
Il n'était pas si mal, je suppose.
- Fena değildi, güzel kadındı.
Quelle femme!
Fena bir mühendislik örneği değildi.
Du beau matériel.
Fena atış değildi, ha?
Bien visé, hein?
değildi 207
değildir 62
değildim 75
değildin 22
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27
fena olmaz 18
fena değilsin 18
fena değilmiş 33
değildir 62
değildim 75
değildin 22
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27
fena olmaz 18
fena değilsin 18
fena değilmiş 33