Fena olmaz tradutor Francês
819 parallel translation
2 tane fıçı olsa hiç de fena olmaz.
Ce ne serait pas une mauvaise idée d'apporter deux barils.
Fena olmaz.
Oui, je veux bien.
Demek istediğim efendim, o hayaletten bizim cebimize de girse hiç fena olmaz.
Parce qu'on ne cracherait pas sur un petit verre.
Bence zavallı çocuğun mahkeme salonunda sevecen bir yüz görmesi fena olmaz.
Le pauvre type devrait voir au moins un visage sympathique dans l'assemblée.
Manikür yaptirip saçlarini da kestirirseniz fena olmaz.
Une manicure et un coiffeur ne feraient pas de mal non plus.
O taksiler yerine bizim işimize dikkatini versen fena olmaz.
Travaille un peu et arrête d'acheter des taxis.
Düşününce, biraz şekerleme fena olmaz.
Tout compte fait, un petit somme serait le bienvenu.
Temizledikten sonra fena olmaz.
Ce sera pas si mal une fois nettoyée.
Samimi bir sohbet etsek fena olmaz.
Il est temps d'avoir une vraie conversation, toi et moi.
Eğer varsa, sen de çekirgenden... yani vicdanından emir alsan fena olmaz.
Ça ne te ferait pas de mal d'obéir à ta saute à ta conscience, si tu en avais une.
Yağmurdan kurtarsak fena olmaz.
Faisons notre B.A.!
Biraz kahvaltı hiç fena olmaz.
Oui, un petit-déjeuner.
Ona iyi nişan alsan fena olmaz, Alvin.
Vise bien.
Eğer her gün penceremin önünden geçersen fena olmaz.
Ce sera supportable si vous passez devant ma fenêtre chaque jour.
Hiç de fena olmaz.
Ce ne serait pas sot.
Konuşursak fena olmaz.
Il n'y a pas de mal à parler.
Sizi önce mahkemeye çıkarsak fena olmaz diyorum.
Si nous avions le temps, nous commencerions par vous juger.
Bu kedi sevecek biriyle olsa fena olmaz gibi.
Eh bien, celui-ci aurait bien besoin d'un ami.
Salon deli gibi soğuktu George. - Biraz daha ısıtsan hiç fena olmaz.
Tu sais qu'il fait froid là-bas!
Birçok kişi onu okusa hiç fena olmaz.
Tout le monde devrait la lire.
Evlensen fena olmaz mı?
Tu devrais te marier.
Biraz kahve hiç fena olmaz.
Je voudrais bien du café.
Bir ödül fena olmaz.
Ça vaut une petite récompense, non?
Hiç fena olmaz.
Prenez un verre.
Londra'ya birkaç çarşı izni yazmak fena olmaz. Sırt sıvazlamak.
Vous savez, ce serait bien d'avoir quelques permissions à distribuer... comme un geste amical.
- Karar verseniz fena olmaz.
- Décidez-vous.
- Sen de yatsan fena olmaz.
- Tu devrais te coucher aussi.
Filmi bitirmek istiyorsak birbirimizden 60 santim uzak dursak fena olmaz.
Si nous devons finir ce scénario, je vous suggère de garder vos distances.
Sana bir akıl vereceğim... beni çok iyi dinlesen fena olmaz.
Je vais vous donner un conseil... que vous feriez bien d'écouter.
Adamlarınız biraz uyusa hiç fena olmaz.
Vos hommes devraient dormir.
En azından arada bir karargaha uğrasa fena olmaz.
Suffisamment pour qu'il soit au Q.G. De temps à autre.
O halde, onlardan birini ayarlamaya başlasan fena olmaz.
Faudra que tu en réserves une.
- Fena olmaz.
Sans façon.
Sen de yeni bir tane bulsan fena olmaz.
Tu pourrais en changer aussi!
Hiç fena olmaz.
Vous pourriez faire pire.
Eve dönüp biraz uyusam fena olmaz.
Je devrais rentrer dormir un peu.
- Tabak dizsek hiç fena olmaz?
- Et une autre assiette?
Biliyor musunuz fena olmaz hani.
Et ca ne sera pas si mal que ca!
- Hey, Ange, bira ister misin? - Evet, fena olmaz.
- Angie, tu prends une bière?
Devam et, vur yüzüme. Bende kendimi unutup tam burnunun ortasına yumruk atsam fena olmaz.
Je sens que je vais vous casser la figure!
Fena olmaz.
Je ne dis pas non.
Biliyor musunuz, tüfeğe bir ayar çekilse hiç fena olmaz.
Vous devriez réviser ce fusil.
Birkaç geceyi o mağarada geçirsek fena olmaz. En azından botu bitirip suya indirene kadar.
Mieux vaut peut-être aller y dormir quelque temps... en attendant que le canot soit prêt.
Onbaşı nerede? Adamlarıyla beraber buraya gelmesini söylesen fena olmaz.
Dites au caporal de réunir ses hommes.
Biliyorsun... arada bir tıraş olsan hiç fena olmaz.
Tu sais, tu ne serais pas si mal si tu te rasais de temps en temps.
Aslında, siz de vitamin alsanız fena olmaz.
Vous devriez prendre des vitamines.
Fena da olmaz.
C'est pas grave.
Kavun vardı. Öbür yandan, diğerlerini beklesek hiç de fena olmaz.
Voulez-vous quelque chose de frais?
Yağmur yağacağa benziyor, bunu yanıma alsam fena olmaz. Çok kibarsın, teşekkürler.
Il commence à pleuvoir.
Fena da olmaz.
Ce ne serait pas pour me déplaire.
Olmaz, kamptaki yüzbaşıyla fena takıştım. Onu susturmak için iyi para gerekecek.
Je me suis mis dans une poisse pas possible à cause d'un capitaine et l'acheter va me coûter une fortune.
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27