Gelemezsin tradutor Francês
962 parallel translation
- Seninle geliyorum. - Gelemezsin!
- Je vous accompagne.
- Benimle gelemezsin, Megan. - Elbette gelebilirim.
Megan, tu ne peux pas venir.
- İçeri gelemezsin.
- Tu ne peux pas entrer.
Gelemezsin demek.
Tu ne peux pas, peux pas.
İçeri gelemezsin.
Tu ne peux pas entrer.
Kendin olarak geri gelemezsin.
Tu ne peux revenir tel quel.
Benim de yapmam gereken bir iş var. Gideceğim yere gelemezsin. Yaptığım işe katkıda bulunamazsın.
Mais j'ai aussi un travail à faire... et tu ne peux pas venir avec moi.
Kulübeye gelemezsin. Mevzuata aykırı.
Vous n'avez pas le droit d'entrer là-dedans.
Görmezden gelemezsin. Dük sen girince neden odayı terk etti?
Pourquoi un homme tel que le duc d'Harwich vous bat-il froid?
Buraya gelemezsin.
Tu peux pas venir dans l'eau.
Kanuna karşı gelemezsin.
Les temps ont changé depuis que tout ça a commencé, Grant.
Dikkat et, Mara. Canlı bir tanrının dileğine karşı gelemezsin.
Prends garde, on ne défie pas la volonté d'un dieu vivant.
Üzgünüm. Provanın ortasında paldır küldür içeri gelemezsin.
Désolée, mais ne fais pas irruption en pleine répétition.
Buraya gelemezsin, sizi evimde kabul edemem.
Pas ici, je ne veux pas vous voir chez moi.
Kamuoyuna karşı gelemezsin.
Tu ne peux aller à l'encontre de l'opinion publique.
Bunun gibi davalarda bireyin içinde bulunduğu durumu görmezden gelemezsin.
On ne peut négliger l'élément personnel.
Vince'e düşman olarak bu şehirde bir yerlere gelemezsin.
Ne pas aimer Vince ne méne nulle part dans cette ville.
Artık onların üstesinden gelemezsin.
Ils sont trop forts pour nous. Peu importe.
Seninle az bir süre beraber oldum. Beni aramalısın. Nereye gidersem sen gelemezsin.
Je m'en vais et vous me chercherez.
Sana göre bir kız, bir partide, hoş, çizgili yelek giymiş kasılarak yürüyen ve "O kadar yakışıklıyım ki bana karşı gelemezsin" bakışları atan bir adamı görür. Bunlar yüzünden bir kız yerlere mi kapanır sence?
Vous croyez que quand elles rencontrent un gars... en gilet fantaisie... qui rôde comme un tigre... et dont l'œil dit : "Je suis trop beau pour qu'on me résiste"... elles en tombent à la renverse?
Gelemezsin artik.
Tu ne peux plus.
- Gelemezsin sanmıştım.
- Je n'étais pas sûr que tu viendrais.
Anne karşı gelemezsin. Onlara bak. Birkaç parça eşya için onları arkada mı bırakacaksın?
Maman, abandonnerez-vous ces hommes pour un malheureux mobilier?
Akşam gelemezsin.
Pas le soir.
Bunu görmezden gelemezsin.
Tu ne peux pas fermer les yeux.
- Hayır, gelemezsin. - Geliyorum. - Nereye gittiğimi bile bilmiyorsun.
Je ne sais meme pas ou je vais.
Bu yüzden sen izlemeye gelemezsin.
Aussi abstiens-toi de venir.
Sen gelemezsin.
Tu ne peux pas venir.
Çalışamadığını görürlerse seni götürürler ve geri gelemezsin.
Si on te voit inapte à travailler, on t'emporte, et tu disparais.
Bunu görmezden gelemezsin.
Mais tu ne peux ignorer cela!
Hayır Homer, gelemezsin.
Non, Homer, pas question.
O zaman gelemezsin.
Alors tu ne viens pas.
- Gelemezsin.
- Tu ne peux pas venir.
Biliyorsun ki gelemezsin.
- À Orly? C'est pas possible.
Doktor, bunu görmezden gelemezsin!
Docteur! Vous ne pouvez pas écarter cela comme ça!
Elsa, sana söyledim, benimle Nairobi'ye gelemezsin.
Elsa, je t'ai dit que tu ne pouvais pas aller à Nairobi avec moi.
Yıldız Filosu emirlerine karşı gelemezsin.
Vous ne pouvez pas contrer les ordres de Starfleet.
Artık buraya dost olarak gelemezsin.
Tu peux plus venir ici en ami.
Büyüklerine asla karşı gelemezsin.
- Ramène de l'argent.
Seni gördüler. Artık benimle gelemezsin.
Tu ne peux plus m'accompagner.
Sen gelemezsin.
Tu viens pas.
Korkarım artık bana gelemezsin.
Ne viens plus ici, Werner.
Kurallara karşı gelemezsin, Laura.
Il ne faut pas enfreindre les règles.
- Gelemezsin!
- Pourquoi?
Savaşmadan savaşın üstesinden gelemezsin.
Il faut faire la guerre a la guerre.
Buraya çat kapı gelemezsin.
- Tu n'as pas le droit.
- Gelemezsin.
Non.
- Kader tanriçalarina karsi gelemezsin.
Il n'y a aucune ruse.
Capannelle, sen bizle gelemezsin..
On peut pas emmener Capannelle.
Beni görmezden gelemezsin.
Vous ne pouvez pas m'ignorer.
Emirlere karşı gelemezsin.
- Quoi?