English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ G ] / Geo

Geo tradutor Francês

191 parallel translation
Öyle sanıyorum ki Geo Storm model arabalarda yapılan... beş yüz dolarlık indirimi duyunca... benden daha çok çalışmanız gerekecek.
Quand les gens sauront qu'il y a une remise de 500 $... sur toutes les "Geo Storm", vous allez être plus occupés que moi!
İkinci aşama geo-sat iki ile olası yakalamayı hesapla.
Calcule les éventuelles interceptions avec le deuxième satellite geosat.
Gerekirse, Geo Frontu feda edin.
Vous pouvez sacrifier jusqu'au Geofront.
Bu Geo-front kendi kendine yetebilecek şekilde dizayn edildi.
Le Geofront est construit pour se suffire à lui-même...
Unit 02 yi Geo-Front ta savaşa hazırlayın direk olarak üssün önüne
Envoyez l'Eva-02 dans le Geo-Front, près du QG.
Melek Geo-Frontun önüne gelir gelmez Asuka hedefle çarpışacak
Laissez Asuka descendre la cible dès qu'elle se pointe!
Önce, Geo Front'u orijinal halini dönüştürün.
Il faut redonner au Géofront sa forme originelle.
Eva serileri ve Geo Front düzey E'i geçtiler, ve hala yükseliyorlar.
Les Evas et le Géofront approchent de la couche E.
Sakin ol. 87KP03 Missouri plakalı mavi Geo Metro'nun sahibi, danışmaya lütfen.
Le propriétaire d'une Géo Métro bleue, immatriculée 87KP03 est prié de se présenter au comptoir.
GEO'da fotoğraf editörüydüm. Bundan önce SPIEGEL için çalışıyordum ve
J'étais rédactrice photo à GEO, j'avais travaillé pour SPIEGEL avant.
Baba, bu gece Geo'ya ihtiyacım var.
Papa, j'ai besoin de la Géo pour ce soir.
Baba, şu aptal Geo'yu bu geceliğine alabilir miyiz, alamaz mıyız?
Tu ne nous prêtes ta Géo ce soir, oui ou non?
Evet, Geo'yu bu gece alabilirsin, ama saat 10 : 30'da bana lazım, o saatte getir, tamam mı?
Oui, tu peux l'avoir pour ce soir. Mais ramène-la chez moi, vers 22h30.
Sadece Geo aldığım için bana kızmıştı.
Il m'en voulait, pour avoir acheté une Géo.
Matt'e göre Geo kötü şansımın, yanlış tercihlerimin ve kaçırdığım fırsatların bir sembolüydü.
Pour Matt, la Géo est le symbole de 15 km la litre... de mes mauvais choix, et de mes opportunités ratées.
Neden baban Geo aldı?
Pourquoi ton papa a-t-il acheté une Géo?
Git ve Geo'yu getir, getirir misin, Matt?
- Va chercher la Géo.
Geo'unuz mu var?
- T'as une Géo?
Biyolojik babam Tulsa da Geo satıyor.
Mon père biologique les vend à Tulsa.
Baba, keçi Geo'nun kıçına tekmeyi basmış.
Papa, la nana a démoli ta Géo.
Önce koşu antrenörüne mi gidecektim?
Géo?
Afedersiniz, sevgili bayan... Bay Wonka, ben coğrafya öğretmeniyim.
Mais, chère madame... je suis prof de géo!
Bir öğrencinin eve gelip, "Bu gün okulda 5 dakika coğrafya ve 10 dakika oral seks eğitimi gördük." dediğine dair bir rapor yok.
Pas une seule fois un gamin n'est rentré chez lui en disant : "Aujourd'hui, on a fait cinq minutes de géo " et pendant dix minutes on a sucé des bites. "
Aha! Coğrafya!
Le prof de géo!
Evet, sizi belki değil, ama beni coğrafya dersleri rahatsız ediyor.
Vous, peut-être, mais moi, c'est le cours de géo.
Coğrafya kitabım nerede benim?
- Où est mon livre de géo? Zut.
Toprak örneğinin onayı geldi.
C'est la confirmation de l'échantillon du géo-satellite.
Hey, hey! İkincisi, ihtiyar coğrafya öğretmenim, muz soluklu Scrigshanks.
Le second est mon prof de géo, Scrigshanks Pue-la-Banane.
iki, coğrafya öğretmenlerine ağır cezalar ;
Deux : plus de sévérité envers les profs de géo.
Analitik dekonstrüksiyonla, bilgisayar oyunlarıyla, soyut resimle uğraşabilirdin.
Tu pourrais faire de la déconstruction analytique, du néo-géo, du hard edge.
Coğrafyada aynı sınıftaydık, hatırladın mı?
- On était ensemble dans la classe de géo.
Sosyal Öğretmeniniz bu hafta Anayasa Dersine başlayacağınızdan sözetti.
Ton profd'histoire-géo m'a dit que vous l'étudiiez cette semaine.
Niçin Sosyal Dersini sevmiyorsun?
Tu n'aimes pas l'histoire-géo?
- Sosyal çalışmalardan.
En histoire-géo.
Kabustan farksız. Sosyal derslerin hepsi öyle.
C'est un cauchemar d'histoire-géo.
coğrafi konumunu gösteren bir alettir.
Mais c'est un releveur de position géo-synchrone.
Coğrafi taramaya göre burası emin bir yer.
D'après le géo-scan, c'est l'endroit le plus sûr.
Çocuğum, İngiltere'nin altı yeni eyaletini bilmezse, coğrafya ile başı beladaysa bunu onun yüzüne vurmam.
Mon gosse peut pas réciter ses Etats? Nul en géo? Je lui fous pas le nez dans la merde.
Okul yönetimi onları almak için coğrafyadan vazgeçmek zorunda kaldı.
Pour les acheter, l'école a dû supprimer la géo.
O zaman coğrafyadan başlayalım.
On commence par la géo.
Araba bok gibi, tamam mı?
Ma Géo ne vaut rien, OK?
Sen "yerküre" için mi buradasın?
- T'es là pour Géo?
Hayır, "yer" işlerini bıraktım.
- Ah non, je t'ai pas dit? J'ai quitté Géo.
İki hafta içinde Khazar Üniversitesi'ndeki Petrol Jeobilim'deki doktora programına başlayacaksın.
Vous allez commencer un programme doctoral de géo-science du pétrole à l'université de Gazar.
Evet, neyse, Flagstaff'dan buraya uçtum zira menajerimin özel uçağı yok.
Je suis venu ici de Flagstaff en avion. Mon imprésario est nul en géo.
Lynnie coğrafya dersi boyunca ağladı.
Lynnie a pleuré durant tout le cours de géo.
İşte. "Yaratığın zayıf yanını bulmak için güneşin o anda bulunduğu açıyı alın bulunduğunuz yerin koordinatlarını"... - Velma!
"Pour trouver le point faible, prenez l'angle situé entre la position du soleil et votre situation géo..."
Demek ki, İngiliz Edebiyatı, Avrupa Tarihi, Coğrafya, ve Psikoloji alıyoruz.
Alors on a littérature anglaise, histoire européenne, géo, psychologie.
Okulda coğrafya dersi görüyoruz Baba.
On fait de la géo à l'école.
Coğrafya'da dökülüyor.
Il est nul en géo.
Coğrafya'da bir numara.
Il est 1er en géo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]