Gerekmez tradutor Francês
5,215 parallel translation
Çalışmam gerekmez, bu ev gerekmez ve...
Ni du boulot. Ni de cette maison.
Enfeksiyonu varsa adının şişik taşak olması gerekmez miydi?
Avec la marijuana, il devrait s'appeler Maboule...
Yok. Gerekmez. Bundan sonrasını ben hallederim.
Non, je peux me débrouiller seule.
İltifata karşılık vermen gerekmez.
Vous n'êtes pas obligée de me complimenter.
Derse gitmemiz gerekmez mi?
On devrait aller en classe, non?
Yeteneğini kanıtlamak için Japonya'ya gitmen gerekmez.
- Ah bon? C'est pas ces Japonais qui vont t'apprendre à être géniale!
Önce onlara ne anlattığını öğrenmemiz gerekmez mi?
Devrions-nous pas savoir ce qu'il leur a dit?
Umarım gerekmez. Ama karıştırsam da zarar verecek bir şey öğrenmez.
J'espère ne pas avoir à le faire, mais si ça arrive, elle ne connaîtra aucun détail compromettant.
Ama etmemiz gerekmez.
Mais on n'est pas obligés d'en arriver là.
Bazı insanlar bilmek gerekmez.
Certaines personnes n'ont pas besoin de savoir.
- Neden yıkamak gerekmez?
- Pourquoi ne vous lavez pas?
İlla dışarıda izlemen gerekmez evinde de film izleyebilirsin.
Bien, t'as pas à sortir ; tu peux en voir un bon dans ton salon.
Gerekmez Eagles. Bugün değil.
Pas maintenant.
- Piyano çalışıyor olması gerekmez mi?
Il a répété son piano?
Hastanenin bir hata yaptığını kabullenirsek, sizin de bunu fark etmeniz gerekmez miydi?
En supposant que l'hôpital ait commis une faute, vous auriez pu vous en apercevoir. Vous étiez sa mère, après tout.
Jordy, kimsenin ölmesi gerekmez.
Jordy, personne ne doit mourir.
Ölmen gerekmez.
On n'est pas censé.
- Bu yüzden beni mahvetmen gerekmez. - Şey, neden?
Tu me gâtes trop.
Duygularını benden gizlemek gerekmez.
Pas besoin de faire ça, avec moi.
Bunu hissetmem gerekmez miydi?
Je devrais sentir ça?
O zaman atış talimi konusunda endişelenmen gerekmez.
Ensuite, vous n'aurez pas à vous inquiéter à propos de la cible.
- Bunu yapması gerekmez!
Il n'a pas à faire ça.
- Bugün süper anne olman gerekmez.
Ne joue pas les super mamans aujourd'hui, s'il te plaît.
Bize danışmaları gerekmez miydi?
Ils ne sont pas supposés nous consulter?
Bir b.k açıklamam gerekmez.
Je suis une artiste, je me fous des explications.
"Ben sanatçıyım. Açıklamam gerekmez".
"Une artiste n'a pas à s'expliquer", vous faites fausse route.
Onun gibileri ta uzaktan bilirim. Tanışmam bile gerekmez.
Je les reconnais à des kilomètres, pas besoin de présentation.
Tam da bu yüzden şu anda harekete geçmememiz gerekmez mi?
C'est pourquoi il nous faut etre patients
Gömülmeleri gerekmez mi?
Vous ne pensez pas qu'ils devraient l'être?
Söylemen gerekmez mi?
Vous devriez, non?
Yürümeme yardım etmen gerekmez.
Tu- - tu n'as pas à m'aider à marcher.
- Öyle olması da gerekmez mi?
- C'est normal, non?
Savaşını düşünmen gerekmez mi?
Ne devriez vous pas réfléchir à votre bataille?
Öyle bile olsa hayatını bunun için feda etmen gerekmez.
Même si c'est le cas, vous n'avez pas besoin de sacrifier votre vie pour cela.
- Masanı göstereyim. - Gerekmez.
- Je vous montre votre bureau.
İnsanların olması gerekmez mi?
Il ne devrait pas y avoir des gens?
Birilerinin gün boyunca bununla taşak geçmesi gerekmez mi?
Quelqu'un s'amuse avec tous ces trucs à longueur de journée?
O zaman kendin gibi olmakta özgür olursun. Her zaman endişelenmen gerekmez.
alors tu serais libre d'être toi-même.
Ona söylememiz gerekmez. Değil mi?
Eh bien... on n'a pas besoin de lui raconter.
İlle o olması gerekmez.
Ça n'est pas forcément le sien.
Aramayı takip etmemiz gerekmez.
De toute façon, nous n'aurons pas besoin de tracer l'appel.
Bunun için Boyd'dan izin almamız gerekmez mi?
On ne soumet pas ça à Boyd d'abord?
Bu şekilde olması gerekmez, Kimber.
Ça n'a pas à se passer ainsi, Kimber.
Yani Washington'da olmanız gerekmez miydi?
Alors n'auriez-vous pas dû être à Washington?
Arabada müvekkilim vardıysa bile size bunu açıklamam gerekmez.
Si j'ai un client dans la voiture, alors c'est confidentiel.
Eften püften sorularda not almak gerekmez sonuçta.
On ne prend pas de notes quand les questions sont doucereuses.
Görüyorsunuz ya hanımlar, bir Blinder ile çıktığınızda sıra beklemeniz gerekmez.
Vous voyez, mesdames, quand on sort avec un Blinder, on n'a pas à faire la queue.
Senin mesleğindeki bir adamın böyle şeylere alışkın olması gerekmez mi?
Un homme dans votre vocation, ne dois pas être d'une seconde nature.
"Okulda olması gerekmez miydi"?
"Il aurait dû être à l'école."
Senin hastaneye gitmen gerekmez mi? - Hayır, dostum.
Vous voulez...
- Hediyelerden birinin senin fikrin olması gerekmez mi?
Je vais danser.
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerek kalmadı 36
gerekirse 81
gerekli değil 44
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerek kalmadı 36
gerekirse 81
gerekli değil 44