Giyiniyor tradutor Francês
334 parallel translation
Giyiniyor.
En train de s'habiller.
- Roy giyiniyor.
- Roy s'habille.
Ve kesinlikle eskisine göre daha iyi giyiniyor.
Et il s'habille mieux
- Madam yemek için mi giyiniyor.
C'est pour dîner?
Bana sorarsan, kitaplardaki kızlar gibi giyiniyor.
Pour moi, elle fait semblant comme les filles dans les livres.
Giyiniyor musun?
Tu t'habilles?
İçerde, giyiniyor.
Il s'habille.
Kötü insanlar iyi yiyor ve giyiniyor değil mi?
Les gens mauvais ont tout : la nourriture, les vêtements...
- Giyiniyor. - Kimmiş?
Elle s'habille.
Erkek gibi giyiniyor, konuşuyor, ateş ediyorsun, ama kadın gibi düşünüyorsun!
Tu t'habilles, tu parles, tu tires en homme, mais tu penses comme une femme!
Bir mahkûm gibi giyiniyor ve öyle yaşıyorsun.
Tu... Tu vis et tu t'habilles comme une détenue.
Çok ºik giyiniyor.
Il s'habille si bien.
İyi giyiniyor ve para da yapıyorsun.
Tu auras de belles toilettes, et tu gagneras de l'argent.
- Hala giyiniyor mu? - Bitmek üzere.
Père est-il habillé?
Brick giyiniyor Koca Ana.
Brick s'habille, Mama.
Giyiniyor. - Tamam.
Il s'habille.
- Yukarıda, giyiniyor.
- Il s'habille pour dîner.
Giyiniyor, o kadar.
Elle s'habille. Entrez.
Babam giyiniyor.
Mon papa s'habille.
- Burada herkes böyle giyiniyor. - Yok ya!
Tout le monde s'habille comme ça.
Öte yandan Eğer bir çıplak jandarmayı görürse, hemen giyiniyor ve onun çıplak olduğu hiçbir şekilde kanıtlanamıyor.
Et quand un nudiste voit un gendarme ils s'habillent et ne sont plus des nudistes.
36 beden giyiniyor.
Taille : 36.
- Ablan hala giyiniyor mudur?
- Ta sœur n'en finira pas de s'habiller?
- Yukarıda, giyiniyor.
- Il se change, là-haut. Il est- -
O, ee.. giyiniyor.
Elle s'habille.
Rahip gibi giyiniyor.
Il est habillé comme eux.
Şeytanın kendisi gibi giyiniyor.
Il porte des habits sataniques.
- Giyiniyor gibi davranıyorlar, efendim.
- Ils font semblant de s'habiller.
- Giyiniyor.
Il se change.
Demek bugünlerde Berlin'de Gestapo böyle giyiniyor.
C'est le nouvel uniforme de la Gestapo?
- Giyiniyor.
Elle est à côté.
Karısı yokmuş. Fakat adam şık giyiniyor işte.
mais il est toujours propre sur lui.
- Giyiniyor.
- Elle s'habille.
- KızIar giyiniyor.
- Elles s'habillent.
İnsanlar farklı giyiniyor, terliyor, kötü uyanıyor ve kendine gelmiyor.
Les gens sont différents. Ils suent toute la journée, ils sont hagards.
Biz kendimizi sosyalist sanıyoruz ama oğlumuz Rockefeller gibi giyiniyor.
On se dit socialistes, mais notre fils s'habille comme Rockefeller.
Eğer bu Arlena'ysa bugünlerde Wollworth'dan giyiniyor olmalı!
Si c'est Arlena... la pauvre se nippe au "décrochez-moi ça!"
Çok sıradan giyiniyor onlar.
Ils s'habillent un peu ringard.
Üstümü giyiniyor, çalışıyor ve uyuyordum.
Je m'habillais, travaillais, dormais.
Aslında bazıları yünlü giyiniyor.
- S'il te plaît, Maman. Fais pas ça!
Ve fahişeler, liseli kızlar gibi giyiniyor.
Livrées avec des prostituées en collégiennes.
- Ayyaş gibi giyiniyor.
- Il s'habille mal.
- Giyiniyor.
Il change de chemise.
Ama onlar daha iyi giyiniyor. Hoşçakalın.
Mais ils s'habillent mieux.
Rock yıldızı gibi giyiniyor.
Il s'habille comme un rockeur.
Judy giyiniyor Partiye gidecek.
Judy s'habille. Elle va a une fete.
Güzel giyiniyor, sana iyi davranıyor.
Il s'habille bien, - te traite vraiment bien.
Fakat, uh, kendisi giyiniyor.
Mademoiselle est à la maison.
Giyiniyor mu?
Elle se change?
Hala giyiniyor.
Il n'est pas prêt.
Bence çok açık saçık giyiniyor.
- On dirait pas, à première vue.