Görelim tradutor Francês
5,190 parallel translation
- Görelim hadi.
Faisons ça.
- Görelim. - Göster bana.
Montre-moi.
Jane-Anne için alkışları görelim.
Donnez tout pour Jane-Anne. Allez.
Sen şu kovulan elemanı bi'ara. Elinde neler varmış, görelim.
Pam, va voir ton pote qui a été viré, pour savoir.
Onu bir arayayım, araştırmada içeriden bir kaynağa ulaşabilirmiyiz bir görelim, ve böylece onun üzerine gidip, onu idare etmeye başlayabiliriz.
Laissez-moi l'appeler. voir si il peut nous avoir une source à l'intérieur de l'enquête pour qu'on puisse prendre de l'avance et commencer à gérer le problème.
Nasıl olacağını bir görelim.
Voyons voir jusqu'où çà va?
Bunu Republican News'in internet sitesine yükleyince neler olacak görelim.
Regardons, si cela va changer quand je mettrais ça sur le site du Republican, d'accord?
Hadi şimdi gidip o psikozlu Lemur'un neyin peşinde olduğunu görelim.
Allons voir ce que ce timbré de lémurien fabrique.
- Tabii ki. Görelim bakalım.
Voyons voir.
Bekleyip görelim.
Attendons de voir.
Hadi, şunu görelim.
Bon, voyons ça.
Eğer beni suçluyorsanız ya da bir kanıtınız varsa görelim.
Maintenant, si vous avez une accusation ou une preuve contre moi, dites-le.
Tamam, haydi görelim.
Ok, voyons cela.
- Bir görelim. - Evet.
Voyons ça.
Nasıl bir boksör olduğunu görelim.
Voyons quel genre de boxeur tu es, hein?
Şimdi taşıdığın diğer hünerleri görelim bakalım.
Voyons voir quelle autre arme tu caches.
Böyle davranacaksan kimliğini görelim ahbap.
Si vous le prenez comme ça, voyons voir votre identité, vieux.
Hadi kartını görelim.
Voyons voir votre carte.
Geç de görelim.
Essaye de battre ça.
Söylet de görelim.
Forcez-moi.
Al da görelim.
Force moi.
Gidip Delgado'nun dul karısını görelim.
Allons voir la veuve de Delgado.
Herkes döndüğünde, Clara'nın listesini tarayıp o araç kimin üzerine kayıtlı görelim.
J'ai des gars qui passent au peigne fin les rapports d'audits de Clara pour voir si quelqu'un a ce type de véhicule
Tamam, gözleri görelim.
Ok, montre moi tes yeux.
- Arkadaşların nasılmış bir görelim.
Je... je fais vite. Je veux voir à quoi ressemblent tes amis.
Görelim sizi, kızlar!
Vous les avez, les filles!
Şimdi bunu çiğneyin ve ne kadar güzel olduğunu görelim.
Mâchez ça, et on verra si c'est bien brossé.
Araştırmada içeriden bir kaynağa ulaşabilirmiyiz görelim.
Laisse moi voir si je peux entrer à l'intérieur de l'enquête.
Hadi görelim, ne dersin? 1 saat 10 dakikamız var.
Voyons, d'accord? Nous avons 1 heures et 10 minutes.
Onlara ulaşmadan önce biz Marwood'a ulaşacak mıyız görelim.
Pour voir si on peut atteindre Marwood avant qu'il ne les atteigne.
Biz bizeyiz. - Biz kimiz ki biraz nezaket görelim?
- Nous n'en valons pas la peine?
Götüm gibi kokan agzindan çikan laflari destekle de görelim o zaman!
Pourquoi tu ne joins pas le geste à ta parole fétide.
Şimdi telefon hattının ışıklarının yandığını görelim.
Excellent. Voyons voir quel téléphone va sonner.
Haydi içini açalım ve neler varmış görelim.
Ouvrons-la et voyons ce que nous avons.
Bir kimlik görelim bakalım.
Montrez moi votre carte.
Bu sefer annenin ziyaretini de bir prova olarak görelim.
Ce temps avec ta mère est peut-être une sorte de répétition générale.
Performansını görelim bakalım.
Travaillons sur ton jeu.
Snotlout, Fishlegs, hadi neyiniz varmış bir görelim.
Rustik, Varek, montrez moi ce que vous savez faire. Whoo!
Peki Peter, görelim hünerlerini.
Très bien! Montrez-nous ce que vous avez.
Hile yapmaya çalışın da görelim.
Essayez de faire un faux départ.
Şimdilik, Dedektif. Arşiv ve telgraf yeteneklerinin ne kadar gelişmiş olduğunu görelim.
Pour le moment, détective, voyons l'étendue de vos talents dans l'archivage et la télégraphie.
Ne bulabileceğini görelim.
Voyez ce que vous pouvez trouver.
Belki de zor ama yapmaya çalışalım ve neler oluyor görelim.
C'est sûrement difficile, mais lançons-nous et voyons comme ça sort.
Görelim bakalım.
Essayons.
İzleyip ne oluyor görelim.
Voyons ce qu'il s'y passe.
Ellerini görelim.
Laissez-moi voir vos mains.
- Görelim.
- Voyons voir.
Zekice. Küçük Eddie ile şeytani bir sesle konuşuyordum ki, reklam çekiminin bütün o curcunası içinde ne yapacağını bir görelim.
Je parlais au petit Eddie d'une voix démoniaque pour voir comment il réagirait à l'agitation d'un tournage de la publicité.
Seni bağlanmış, tavuk kanına bulanmış hâlde bir görelim...
Quand tu viens torse nu, couvert de sang de poulet...
Parayı görelim!
Montre le pognon, allez!
Görelim bakalım.
Voyons ça.